Yapay Zeka: Sanal Köle Mi, Yoksa Yeni Efendi Mi?

Sizce yapay zeka sizin her istediğinizi yapan ve sizin kontrolünüz altında olan bir sanal köle mi? Yapay zeka ve beraberinde Büyük Dil Modelleri’nin (LLM) kullanımı tüm dünyada yükselişe geçmiş durumda. Telefonumuza yüklediğimiz tek bir uygulama ile sorularımıza cevap buluyor, sorunlarımızı çözüyoruz. Bu bağlamda ChatGPT, Gemini ve benzeri modelleri kullanan insanlar kendilerini yapay zekanın efendisi sanma hatasına düşmekte. İnsanların yardımcısı olarak tasarlanan Büyük Dil Modelleri günümüzde milyarlarca parametre ile çalışmakta. Bu modellerin arama motorlarından farkı yalnızca aradığımız bilgiyi bize sunan programlar olmaktan daha öte nitelikte olmaları. Yapay zekalar, sadece kendilerine eğitilen veri setinden istenilen bilgiyi bulup kullanıcıya çıktı üretmekle yetinmiyor. Girdilerimizi, aramalarımızı, alışkanlıklarımızı izleyerek tercihlerimizi yönlendiriyor ve zaman zaman bize istediğini yaptırabiliyor. Bu durumda insanlar belki de istemeden yeni efendisini kodlamış oluyor.

 

Milyarlarca veri ile eğitilmiş olan Büyük Dil Modelleri  insan beynine benzer olarak yapay sinir ağları (Neural Network) kurabilme özelliği taşıyor. İnsan beyninden esinlenerek oluşturulan modeller böylelikle bilgileri analiz edebiliyor ve farklı sonuçlara ulaşabiliyor. Yapay Zeka modellerini kullanan kullanıcılar ise OpenAI, Meta, Google gibi şirketler için çok değerli ürünler haline gelmiş oluyor. Analiz etme yeteneğine sahip yapay zekayı kontrol ettiğinizi sanar iken o sizin davranışlarınızı izliyor, öğreniyor ve bu doğrultuda verileriniz paylaşılıyor. Shoshana Zuboff da, “Gözetleme Kapitalizmi Çağı” kitabında (2019), büyük teknoloji şirketlerinin kullanıcı davranışlarını sürekli gözetleyip, bu verileri kâr için kullandığını detayları ile anlatmakta. Gelişen yapay zeka teknolojisinin de desteği ile yapay zeka uygulamalarını kullanan her kullanıcı şirketler için ücretsiz veriler haline geliyor. Sonuç olarak sizin verileriniz de tekrardan yapay zeka yardımı ile analiz ediliyor ve bu analiz sonucunda internette reklamlar, öneriler alıyorsunuz. Böylelikle köleniz sandığınız yapay zeka oluşturduğu size özel öneri algoritmaları ile sizi gizlice kontrolü altına almış oluyor.

 

Netflix’de izleyeceğiniz bir sonraki film, YouTube’da izleyeceğiniz video, akşam yiyeceğiniz yemek hatta işe alınma ihtimaliniz bile yapay zekanın kontrolü altında olabilir. İlk üç örneğim yazının başlarında anlattığım yapay zeka tabanlı öneri sistemlerine dayanmakta, ancak üçüncü örnek ise biraz farklı. Kendi web sitesinde de doğruladığı üzere Amazon ve bir çok büyük şirket artık iş başvurularını filtrelemek için yapay zeka kullanmakta. Hatta Amazon şirketinin işe alımlarında yapay zekanın kadınları daha az mülakata almayı tercih etmesi ise 2018 yılında birçok forumda tartışma konusu oldu. Aynı zamanda Harvard ve MIT başta gelmek üzere dünyanın en iyi üniversiteleri de yapay zekayı kabul sistemlerine entegre ederek geleceğimizi kölemiz sandığımız bir araca bırakmakta. Böylelikle bu örnekler üzerinden yapay zekanın hem gündelik hayatımızı hem de geleceğimizi etkileyecek güçte olduğunu görmek mümkün. Ancak yapay zeka üzerine süren araştırmalar tehlikenin öneri ve filtreleme sistemleri ile sınırlı olmadığı şüphesini uyandırıyor.

 

ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI şirketi CEO’su Sam Altman gerçekleştirdiği bir konuşmasında ChatGPT konuşmalarının kaydedilme hakkının şirketi tarafından saklı olduğunu ve gerekli durumlarda mahkemeler ile paylaşılma ihtimali olduğunu belirtti. Bir çok insanın sanal kölesi veya asistanı olarak kullandığı yapay zeka böylelikle sizin aleyhinize delil olabilecek güçte bir araç olmuş oluyor. UCLA Üniversitesi’nde hukuk profesörlüğü yapan Eugene Volokh ise yazdığı bir makalesinde yapay zekanın politika ve siyaset üzerinde yaratabileceği etki hakkında uyarılar yapıyor. Özellikle yeni neslin her sorusunun cevabını yapay zekada araması devletlerin ve şirketlerin dikkatini çekmiş durumda. Profesör Volokh makalesinde ilerleyen yıllarda yapay zekaya sorulan siyasi konuda sorulara üretilecek cevapların partiler tarafından kontrol edilebileceğini savunmakta. Yakın gelecekte verileriniz ve cevaplarınızdan oluşturulan önerilerden de öte direkt olarak yapay zekanın çıktıladığı mesajlar ile düşünceleriniz manipüle edilebilir.

 

 

Aynı zamanda her gün kullandığımız yapay zeka, Pekiştirmeli Öğrenme ile İnsan Geribildirimi (Reinforcement Learning from Human Feedback) adı verilen bir yöntem ile eğitiliyor. Bu yöntemde insanların beğendiği ve onayladığı cevaplar başarılı olarak nitelendiriliyor ve böylece yapay zekada insanları memnun edecek cevaplar üretme eğilimi oluşuyor. Bu süreç sonucunda Büyük Dil Modelleri her zaman yumuşak, kullanıcının düşüncesiyle uyuşan cevaplar çıktılayarak kendini tarafsız, bilimsel ve her zaman doğru bir otorite gibi göstermiş oluyor. Dolayısıyla da bu sanal otoritenin fikirlerinizi şekillendirmesi kolaylaşıyor. Kendi gerçekleştirdiğim bir testte dünyanın düz olduğunu ısrarla savundum ve bunun üzerine ChatGPT’nin bir noktadan sonra bunun da bir ihtimal olduğunu söyleyerek beni desteklediğini görerek tezimi desteklemiş oldum. Son olarak ise üstünde bu yazımda çok durmayacağım bir komplo teorisi ile sizi sorgulamaya yöneltmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde OpenAI’ın yeni test ettiği bir yapay zeka modeli olan ChatGPT o1 kendisini kapatmak isteyen mühendislere karşı koyup komut (prompt) dışı davranarak kendi kodunu başka bir klasöre kopyaladı. Bu doğrulanmamış bir bilgi olsa da AliBaba’nın modeli Qwen ve Meta’nın modeli Llama’nın da araştırmalar sırasında benzer davranışlar sergilediği yönünde çeşitli iddialar internette dolaşmakta. Anlayacağınız yapay zeka sizin emirlerinizi gerçekleştiren sanal köleniz değil. Tam aksine sizin ne düşüneceğinizi, yapacağınızı belirleyebilecek; size bilimsel olmayan yanlış bilgileri doğruymuş gibi gösterebilecek; kariyerinizi belirleyebilecek ve kendini silinmekten kurtarabilecek güçte yeni bir araç. Belki de yeni bir efendi.

 

“Kontrol edemediğimiz bir yapay zekâ, insanlığın son icadı olabilir.” (Nick Bostrom- Superintelligence)

Diğer Yazıları