Verileriniz güvende mi? Sizin bilgilerinizden başkaları ne kazanıyor?

Hiç, internette gördüğünüz bir reklam size konuşmalarınızın dinlendiği hissini verdi mi ? Herhangi bir web sitesini açtığınızda kabul ettiğiniz çerezler ne anlama geliyor? Bu soruların cevaplarını ve verilerimizin değerinin derinleme incelemesini bu yazımda bulabilirsiniz. Öncelikle son 5 yılda tespiti yapılan, birkaç istatistiği sizlerle paylaşıp sonrasında yorumlamak istiyorum. Dünyaca ünlü ağ teknolojileri şirketi Cisco yaptığı bir çalışmasında şirketlerin %94’ünün veri güvenliğini sağlamazlar ise kullanıcılarının kendilerini tercih etmeyeceğine inandığını belirtiyor. Aynı zamanda küresel anket şirketi Mckinsey & Company de veri güvenliği konusunda en çok sağlık sektörü ile finans sektörüne güvenin olduğunu ve insanların %71'inin veri güvenliklerinin ihlali durumunda ilgili şirketle bir daha iş yapmayacağını belirtiyor. Yazım boyunca da fark edeceğiniz üzere bu istatistikler bilgilerimizin önemini göstermektedir. Bu noktada öncelikle insanların verilerinin güvende olduğu yanılgısına kapıldığı sağlık ve finans sektörüne bir göz atalım.

Sağlık ve Finans Sektörlerinde Verilerimizin Değeri.

Günümüzde hassas bilgilerimiz, günlük hayatımızda gerçekleştirdiğimiz birçok eylem ve hatta sağlık durumumuz bile gözetlenebilmektedir. Gözetlemekten kastım ise verilerimizin toplanması, analiz edilmesi ve sonucunda bize geri dönüşler sağlanmasıdır. Örneğin hastaneler ve sigorta şirketleri bile teşhis ile tedavi süreçlerini hızlandırmak amacıyla verilerimizi toplamaktadır. Daha önce hangi şikayetle hangi hastaneye gitmişsiniz, hangi ilaçları kullanmışsınız hepsi sizin kayıt altına alınmış olan verilerinizdir. Bu verilerinizin ilaç şirketleriyle araştırmaları adına paylaşılması da yasal olarak uygun bir durum olarak doğmakta ve ilgili kuruluşlara para kazandırmaktadır.

Finans alanında ise bankalar ve finans teknolojisi (fintech) şirketleri harcama alışkanlıklarınızı, ödemelerinizi, borçlarınızı kayıt altında tutuyor. Bu doğrultuda size yönelik kampanyalar veya krediler öneriyorlar. Aynı zamanda 2018 yılında Google ile Mastercard’ın yaptığı iş birliği ile iki dev şirket reklam kampanyalarının harcamalara etkisini ölçmüştür. Yapılan bu ölçüm ve daha birçok pazar araştırmasının sonucunda, şirketler bilgilerinizin önerme sistemleri ile reklamlara katkısını görmüştür. Sağlık sektörü de finans sektörü de siz şüphelenmiyor olsanız da, verilerinizden kazanç sağlayan sektörler arasında yer edinmektedir.

Okudum, Kabul Ediyorum.

Yeni bir uygulamaya kayıt olduğunuzda veya bir satın alım gerçekleştirdiğinizde ekranınızda beliren hizmet şartlarını hiç okudunuz mu? Deloitte’un bir araştırmasına göre kullanıcıların %91’i hizmet şartlarını okumadan “kabul ediyorum” seçeneğine tıklamakta, gençlerde ise bu oran %97’yi buluyor. Okumadan kabul ettiğiniz bu sözleşmeler ile şirketler sizin bilgilerinizden büyük kazançlar elde edebiliyor. Uygulamalar mikrofon, kamera, konum bilgilerinize erişim hakkını aslında bu sözleşmelerden elde ediyor. Aynı zamanda topladıkları bilgileri üçüncü taraflarla paylaşabilecekleri ve olası bir veri kaybı durumunda sorumluluk almayacaklarını da bu sözleşmelerde gizli. 2011 yılında tarihin en büyük veri sızıntılarından biri Sony şirketinin veri tabanında gerçekleşti. 77 milyon Playstation kullanıcısının e-posta, şifre ve kredi kartı bilgileri çalındı. Kullanıcılar sözleşmeyi okusaydı bu riskten haberdar olacaklardı. Sonuç olarak Sony 15 milyon dolarlık bir tazminat ücreti ödeyerek kurtulmuş oldu. Web sitelerine girdiğinizde otomatik olarak “kabul ediyorum” tuşuna basmanız istenen çerezler de benzer özelliklere sahiptir. Üçüncü taraf çerezler ziyaret ettiğiniz her sayfada sizi takip ederek reklam şirketlerine hangi ürünlere baktığınızı bildirmektedir, bu yüzden “tesadüf” sandığınız ilgi alanlarınızla uyuşan ürünleri reklamlarda görmektesiniz. Bu noktada kullanıcıların bilinçlenmesi ve bilgilerinin değerini anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Çerezler ile sözleşmeler üzerine artan şüphelerin ardından büyük şirketler veri güvenliği alanında daha büyük tedbirler ile kullanıcıları rahatlatmak istemiştir. Ancak yine de konuşmalarımızın, mikrofon kapalı gözükmesine rağmen dinlendiği yönünde iddialar var.

Konuşmalarımız Gerçekten Dinleniyor mu?

Kimi zaman telefonunuz kapalıyken bile dinlendiğiniz şüphesine düşebilirsiniz. Siri ve Google Asistan gibi sesli asistanlar komut bekledikleri için sürekli pasif dinlemededir ve 2020 yılında yapılan raporlar bu dinlemelerin analiz edilerek reklamlar ile karşımıza çıktığını göstermiştir. Amazon ile Google ise zaman zaman bu dinlemelerin şirketler ile paylaşılabildiğini geçmiş açıklamalarında itiraf etmiştir. Günümüz için kesin bir kanıya varmak mümkün olmasa da önceki bölümde de bahsettiğim üzere hizmet şartları sözleşmesinden bahsederek mikrofonunuza erişebilen uygulamalar mevcut ve bu yönde daha derin araştırma yapmanızı öneririm. Mikrofon haricinde ise telefonlarımız ekran süremiz, uyku saatlerimiz, konumumuz ve adım sayımıza erişim sağlanabilmektedir. Bu veriler ile psikolojik durumumuzdan, hamilelik ihtimaline kadar tahmin yapabilen şirketler, büyük stratejik avantajlar elde etmektedir. 2012 yılında ABD’deki Target mağazaları bir müşterinin satın alma alışkanlıklarını inceleyerek hamile olduğunu tahmin edip, özel kampanya bile göndermiştir. Hem de daha ailesinin bile hamile olduğundan haberi yoktur. Bu yüzden günümüzde verilerimiz, şirketlerin ekonomik kazancına bize gösterdikleri reklamlar ve öneriler aracılığı ile doğrudan katkı sağlamaktadır. Sonuç olarak günümüzde sesimizi kaydettikleri kesin olmasa da buna gerek kalmadan şirketler verilerinizi aramalarınızdan, alışkanlıklarınızdan hatta konumunuzdan elde edip kazanç sağlayabiliyor.

Şimdi başlığımızdaki ilk sorunun cevabına gelelim. Sahi, şirketler benim verilerim ile ne kazanıyor?

Senin Bilgilerin Ne Kazandırdı?

Evet, şirketler bizim bilgilerimizi kaydederek ve izleyerek öneriler, reklamlar sunuyor belki de hayatımızı yönlendiriyor. Peki şirketler bu veriler ile ne kazanıyor? Grand View Research’ün araştırmasına göre veri monetizasyon pazarı 3,24 milyar dolar olarak değerlendirildi ve 2030 yılına kadar 16,05 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Birçok veri şirketinin ortalama kabulüne göre bir kişinin genel yaş, cinsiyet, konum verileri yaklaşık 0.0005 dolar etmektedir. Ancak internette incelediğim finans raporlarında aktif bir internet kullanıcısının verilerinin yıllık olarak şirketlere toplam 70-500 dolar arası fiyata mal olduğunu gördüm. 2024 yılında 265 milyar dolar reklam geliri olan Google ve teknoloji devi Meta şirketleri verilerinizden en çok faydalanan iki şirket olarak raporlarda öne çıkmakta. Aynı zamanda verilerinizi satan şirketler para kazanırken, satın alan şirketler de kendilerine potansiyel müşteriler keşfederek gelir sağlamaktadır. Anlayacağınız kaybeden sadece verisi güvende olmayan biz internet kullanıcılarıyız.

Bir dahaki sefere internette arama yaparken veya sosyal medya kullanırken her adımınızın kaydedildiğini ve başkalarına para kazandırdığınızı unutmayın. Netflix’te tavsiye edilen bir sonraki dizi, Trendyol’da karşınıza çıkan ürün önerisi, bu haberi okurken arada çıkan reklamlar, günün her saati sizi arayan kampanya tanıtımları hepsi sizin bilgilerinizin paylaşılmasının bir eseridir.

Diğer Yazıları