Yerel Yönetimler için afet politikaları: Türkiye'de yeni bir dönem

1999 Marmara, 2011 Van, 2023 Kahramanmaraş... Her depremden sonra aynı acı tablo: Yıkım, enkaz, gözyaşı. Ve her seferinde aynı soru: "Hazırlıklı olamaz mıydık?"

İşte Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun kapsamlı eseri "Afetlere Dirençli Kentler: Yerel Yönetimler İçin Afet Politikaları"tam da bu sorunun cevabını arıyor. Ve cevap, düşündüğümüzden çok daha yakınımızda bekliyor. 

Ezber Bozan Yaklaşım: Dar Bakıştan Bütünleşik Bilime: Türkiye'de afet yönetimi denince aklımıza ne gelir? Genellikle "fay hattı", "aşırı yağış", "erozyon" gibi tek tek tehlikeler... Oysa dünya, bu "dar tehlike bakışı"ndan çoktan vazgeçmiş. 

Kadıoğlu'nun kitabı işte tam burada çığır açıyor. Artık bir şehri sadece "fay kırıldı" ya da "şu kadar yağdı, böyle oldu" üzerinden değerlendirmiyoruz. Modern yaklaşım çoklu tehlike yönetimi diyor: Bir kent aynı anda deprem, sel, yangın, kuraklık ve heyelan riskiyle karşı karşıya olabilir. Ve asıl mesele şu: Bu tehlikelerin etkisi binaların kalitesine, şehir planlamasına ve toplumun hazırlık düzeyine bağlı.

 "Kriz anı" zihniyetinden "risk yönetimi" felsefesine geçişin rehberi olan bu eser, FEMA, JICA, AKOM, AFAD ve TÜBİTAK tecrübeleriyle zenginleşmiş. UNDRR'nin 2025 raporuna göre dünya yıllık 202 milyar dolar afet maliyeti ödüyor. Proaktif yönetim bu maliyeti yüzde 60'a kadar azaltabilir. Sendai Çerçevesi, Paris İklim Anlaşması, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları... Artık bunlar soyut kavramlar değil; Türkiye'nin ulusal planlarıyla (TARAP, İRAP, TAMP, TASİP) entegre olmuş, uygulanabilir politikalar.

Neden Önemli Bir Adım? Türkiye'de Afet Yönetiminde Dönüm Noktası: Bu kitap Türkiye'nin afet yönetimi literatürüne ve uygulamasına devrim niteliğinde katkılar getiriyor:

  • Sahada Uygulanabilirlik Önceliği: Teorik bilgilerin ötesine geçerek belediye başkanlarından muhtarlara kadar tüm yerel aktörlerin kullanabileceği pratik araçlar ve politikalar sunuyor. Standart bölüm yapısı, doldurulabilir tablolar, örnek vakalar ve "İlk 90 Gün" gibi somut eylem planları ile yöneticilere rehberlik ediyor.

  • "Sayıların Vicdanı" İlkesi: Kadıoğlu'nun vurgusu net: Kaç kişi eğitildi? Hangi binalar güçlendirildi? Risk haritaları güncel mi? Artık "elimizden geleni yaptık" yetmiyor. Ölçülebilir hedefler, standartlar ve performans göstergeleri gerekiyor.

  • Şeffaflıkta Dört Temel Ayak: Güven inşası için Açık Veri Portalı (vatandaş risk haritalarını görsün), OCDS Uyumlu Açık İhale (her harcama şeffaf olsun), Canlı Acil Durum Paneli (gerçek zamanlı bilgi), Söylenti Kontrolü ve Halk Hesap Verebilirliği (WhatsApp hatları, IVR ile söylentilerin önüne geçilsin) öneriliyor.

  • Bütünleşik Döngü Yaklaşımı: Afet yönetimini zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme döngüsünün tamamını kapsayan bütünleşik bir süreç olarak ele alıyor. Çoklu tehlike, tüm toplumun katılımı ve yerel düzeyin güçlendirilmesi gibi modern ilkeleri ve politikaları benimsiyor.

  • Liyakat Esaslı Yönetim: Afet yönetiminde "tanıdık" değil, "uzman" olmalı. Ve "Build Back Better" ilkesiyle: Afet sonrası iyileştirme eski haline getirme değil, daha güçlü yeniden inşa demek.

 Belediye Başkanları, Valiler ve Kaymakamlara Nasıl Yardımcı Olur?

Büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları, valiler ve kaymakamlar için kritik bir başvuru kaynağı. Yöneticilere şu konularda pratik rehberlik sağlıyor:

  • Kendi bölgelerindeki afet risklerini daha iyi anlama ve analiz etme

  • Risk azaltma ve hazırlık için somut, ölçülebilir ve bütçelendirilebilir eylem planları oluşturma

  • Kurumlar arası koordinasyonu güçlendirme ve rolleri netleştirme

  • Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışı geliştirme

  • Toplumun tüm kesimlerini afet yönetimi süreçlerine dahil etme

 Kitabın Güçlü Yönleri: Kitap Türkiye ve dünya örneklerini harmanlayarak özgün bir model sunuyor. Japonya, Hollanda, ABD'den iyi uygulamalar var ama "biz de öyle yapalım" havası yok; "biz nasıl yapabiliriz?" sorusu var. İstanbul, İzmir, Gaziantep gibi şehirlerden somut örnekler, ICLEI, C40, UNDRR gibi uluslararası ağlarla işbirliği fırsatları...

  • Kapsamlılık: Afet döngüsünün tüm aşamalarını ve ilgili tüm temel ilkeleri ele alıyor.

  • Güncellik: Ulusal ve uluslararası güncel çerçevelerle tam uyumlu.

  • Sağlam Felsefe: "Riskle Yönet, Standartla İlerle" ve "Enkazın Yokluğuyla Övünelim" vizyonu güçlü bir temel oluşturuyor.

 Kitabın Zayıf Yönleri: Şu an için küçük ama büyük bir sorun: Kitap henüz basılmamış, yerel yönetimlere ulaşmamış! Üstat Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde "Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar..." dediği gibi Türkiye'de valiler, kaymakamlar ve binlerce belediye başkanı ile afet yönetimi çalışanı bu kitabı bekliyor. En kapsamlı ve güçlü bir destekle inşallah uluşturulacak... 

Sonuç: Hayat Kurtaran Bilgi: Bir sonraki afette kaybedeceğimiz canlar bugün verilecek kararlarla kurtulabilir. Proaktif yönetimle afet maliyetlerini yüzde 60 azaltmak sadece para değil; binlerce hayat, binlerce acı, binlerce yıkılmış yuva demek.

 Bilgi rafta durduğu sürece enkaz altında kalır; yaşama geçtiğinde hayat kurtarır. Bu kitap güvenli yarınlar için bugünden okunmalı ve her yerel yöneticinin elinde olmalı!

 

Diğer Yazıları