İklim değişti böyle oldu! Profesörden 'hayatta kalma' rehberi
"Bana bir şey olmaz" demeyin. Türkiye'nin en önemli afet, meteoroloji ve iklim bilimcisinden, yepyeni bir kılavuzla uyarıyor: "İklime Dirençli Kentler: Yerel Yönetimler İçin İklim Risk Yönetimi Kılavuzu" artık sadece belediye başkanları için değil, İstanbul'da otobüs bekleyen, Kars'ta karla mücadele eden, İzmir'de deniz kenarında yaşayan hepimiz için bir "hayatta kalma manifestosu"!
Bu kitap, iklim değişikliğini anlama şeklimizi kökünden değiştiriyor. İşte içinizi ürpertecek ama bir o kadar da çözüm sunan 3 çarpıcı gerçek:
YANLIŞ BİLİYORUZ: İklim Değişikliği Bir Afet Değil, 'TEHLİKE ÇARPANI'
"Sel zaten oluyordu, iklim değişikliği onun hızını ve gücünü katladı."
Düşünün: Mahallenizde eskiden 100 yılda bir görülen o korkunç sel, artık 20 yılda bir kapınızı çalabilir. İklim değişikliği, bildiğimiz afetleri adeta "hormonlu" hale getiriyor. Kılavuz, belediyelere şu tarihi emri veriyor: "Artık sadece dünün verilerine bakarak köprü, baraj yapamazsın. 2050'nin en kötü senaryosuna göre hazırlanacaksın!" Yani bugünkü projeler, torunlarımızın iklimine dayanacak kadar güçlü olmak zorunda. Ama İRAP ile YİDEP arasında da olması gereken en kuvvetli bir köprüyü de kuruyor.
EN AKILLICA ÇÖZÜM: Beton Yığmak Yerine DOĞAYLA İŞ BİRLİĞİ
"Yağmur Bahçeleri ve Yeşil Çatılar, beton duvarlardan daha güçlü ve daha akıllıca."
"Bütçe yok" mazereti bu kılavuzla tarihe karışıyor. Çözüm, pahalı gri beton yapılar değil, doğanın kendi silahlarını kullanmak. İşte ezber bozan karşılaştırma:
-
Geleneksel Beton Kanal: Sadece suyu taşımaz, pahalıdır, çirkindir, suyu hızlandırır, balıkları yok eder, cevresini tehlikeye atar. Böyle “ıslah” olmaz!
-
Bir 'Yağmur Bahçesi': Sel riskini azaltır, havayı temizler, sıcaklığı düşürür, mahalleye yemyeşil bir nefes alanı kazandırır.
Üstelik bu doğa dostu projeler, uluslararası fonlardan neredeyse tamamen hibe alabiliyor! Kılavuz, her planda en az %35-40 doğal çözüm olmasını şart koşuyor. Bu kılavuza göre hareket ederseniz Avrupa Kalkınma ve İmar Bankasına kredi için başvurabilirsiniz. Yoksa iklim risk ve etkilenebilirlik analizlerini baştan tekrar yapmak zorunda kalabilirsiniz.
EN BÜYÜK SESSİZ KATİL: 'Deprem x Siber Saldırı' Değil, 'YAŞLILAR x AŞIRI SICAK'
Kitap, riski bilimsel bir formüle oturtuyor. En büyük risk, en güçlü tehlike değil, en savunmasız olanın karşılaştığı tehlikedir.
Örneğin:
-
Tehlike: Aşırı Sıcak Hava Dalgası
-
Savunmasız Grup: Yaşlılar, kronik hastalar, yalnız yaşayanlar
-
SONUÇ: En ölümcül iklim riski haline geliyor.
Peki Çözüm Ne?
Kılavuz, "Serin Vaha", vb projelerini öneriyor: Okul bahçelerini ağaçlandırarak mahalle halkına sığınak yapmak, kamu binalarını "Serin Merkezler" olarak halka açmak... Yani, betonla değil, sosyallikle mücadele.
SON SÖZ: Bu Bir Tercih Değil, YASAL ZORUNLULUK!
Unutmayın, yasa çıktı! Tüm belediyelerin 2027 sonuna kadar Yerel İklim Değişikliği Eylem Planı'nı (YİDEP) hazırlaması şart. Ama sıfırdan değil ÖNCE İRAP!
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun bu kılavuzu, "Nereden başlamalıyım?" sorusunun net cevabı. Yerel yöneticiler ve kentine sahip çıkmak isteyen her vatandaş için başucu kitabı olacak bir eser. Ama küçük bir problem var: Henüz basılmadı! Önce konuyla birinci derece ilgili kurumlara öneride bulundum, cevaplarını bekliyorum. Olmazsa başka kurumlara önereceğim. Az sonra…
"Bugün dere yatağına diktiğiniz her ağaç, yarın selden koruyacak bir settir. Bugün atacağınız her küçük adım, yarın çocuklarımıza bırakacağımız dirençli kentlerin temelidir."