İran’daki nükleer saldırıda şu an Türkiye için bir risk var mı?
İsrail'in İran'a yönelik yeni saldırıları bir kez daha aklımıza şu korkunç senaryoyu getirdi: Ya bir nükleer tesis vurulursa ve sızıntı olursa, Türkiye ne kadar etkilenir?
Bu soruya şehirlerdeki ölçüm cihazlarıyla değil, atmosferin diliyle yanıt verdik. Çünkü nükleer serpintiyle ilgili en kritik şey, "parçacık yayıldıktan sonra" yani kirlendikten sonra değil, nerelere doğru yayılabileceğini öngörebilmek. İşte bu noktada devreye meteorolojik analiz giriyor. Daha doğrusu, hava nereden geldi, nereye gidiyor sorusu.
Hava Taşınımı ve Nükleer Tehlike
Nükleer serpintinin bir bölgeden başka bir bölgeye taşınıp taşınmayacağını belirleyen en önemli faktör, rüzgârların yönü ve atmosferik hava akımlarıdır. Radyasyon seviyeleri doğrudan ölçüldüğünde, tehlike zaten o bölgeye ulaşmış demektir; geçmiş olsun! Bu nedenle nükleer tehlikeye karşı en etkili erken uyarı mekanizması, hava kütlelerinin hareket yönünü analiz etmektir.
Kullanılan Yöntem
NOAA tarafından geliştirilen HYSPLIT (Hybrid Single Particle Lagrangian Integrated Trajectory) modeli kullanılarak 13 Haziran 2025 tarihli geri yönlü (backward trajectory) amatörce hava akımı analizleri yapılmıştır. Bu analizlerde iki farklı nokta değerlendirilmiştir:
- Tebriz civarı (Enlem: 37.55°N, Boylam: 45.07°E)
- Tahran’ın güneydoğusu (Enlem: 36.17°N, Boylam: 51.42°E)
Her iki analizde de 500 m, 1500 m ve 2000 m yer seviyesinden yüksekteki hava kütlelerinin son 24 saat içindeki hareket yönleri değerlendirilmiştir.
- Tebriz Civarındaki Hava Akımı Analizi
Bu noktaya ulaşan hava kütlelerinin, Irak iç kesimlerinden ve kısmen Suriye üzerinden geldiği görülmektedir. Türkiye yönünden bu noktaya doğru herhangi bir hava taşınımı izlenmemiştir. Aynı şekilde, bu hava kütlelerinin Türkiye'ye taşındığına dair bir iz de yoktur.
- Tahran’ın Güneydoğusundaki Hava Akımı Analizi
Bu bölgede yapılan analizde hava kütlelerinin Suudi Arabistan, Basra Körfezi ve Umman Körfezi yönlerinden geldiği tespit edilmiştir. Türkiye yönünden ya da Türkiye yönüne herhangi bir hava akışı bu noktaya ulaşmamıştır.
Yükseklik Katmanlarına Göre Değerlendirme
Her iki noktada yapılan analizlerde üç farklı yükseklik seviyesi dikkate alınmıştır:
-
500 metre AGL (yer seviyesinden yükseklik)
-
1500 metre AGL
-
2000 metre AGL
Tüm bu seviyelerde elde edilen sonuçlara göre:
-
Bu bölgelerden Türkiye’ye doğru herhangi bir hava akımı da tespit edilmemiştir.
-
Hiçbir yükseklik seviyesinde Türkiye ile analiz edilen İran noktaları arasında iki yönlü hava taşınımı bulunmamaktadır.
Risk Değerlendirmesi
Bu analizler ışığında, 13 Haziran 2025 tarihli atmosferik koşullar altında Türkiye’nin, İran’daki olası bir nükleer serpinti olayından etkilenme riski bulunmamaktadır. Hava kütlelerinin izlediği yollar Türkiye dışındaki bölgelerden (Irak, Körfez, Suudi Arabistan) gelmektedir. Bu da Türkiye’ye nükleer partikül taşınımı riskini ortadan kaldırmaktadır.
Sürekli İzleme Gereklidir
Bu analiz yalnızca 13 Haziran 2025 tarihine aittir ve hava kütlelerinin 24 saatlik geçmiş hareketlerini göstermektedir. Ancak atmosferik koşullar sürekli değişkenlik gösterdiğinden, bu tür analizlerin belirli aralıklarla tekrarlanması zorunludur.
Rüzgâr yönü, basınç sistemleri ve hava sıcaklıkları günlük hatta saatlik olarak değişebilir. Bugün güvenli olan bir hava rotası, yarın riskli hale gelebilir. Bu nedenle nükleer kazalara karşı hazırlıklı olmak isteyen ülkelerin, meteorolojik modellemeyi sürekli ve sistematik biçimde kullanmaları gerekir.
Sonuç
-
Türkiye ile İran’daki potansiyel sızıntı bölgeleri arasında 13 Haziran 2025 tarihinde hiçbir hava bağlantısı bulunmamaktadır.
-
Ne yüzeyde, ne orta ne de yüksek atmosfer seviyelerinde iki yönlü hava taşınımı söz konusu değildir.
-
Ancak bu durumun yalnızca o gün için geçerli olduğu unutulmamalı; atmosferik değerlendirmeler kesintisizyapılmalıdır.
Bu tür olaylarda doğru kararlar alınabilmesi için yerdeki ölçüm cihazlarından önce hava analizlerine kulak verilmelidir. Hava, tehlikeyi taşır ama aynı zamanda erken uyarının da esas kaynağıdır.