Omega Blokajı'yla Gelen "Omega Don": Türkiye'yi Vuran Nisan Kışı
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu
Meteoroloji Mühendisi ve Afet Yönetimi Uzmanı
Nisan 2025'in başında meteoroloji haritalarında beliren Ω (Omega) işareti, maalesef Türkiye'nin tarım sektörü için büyük bir felakete dönüştü. Kuzeyden gelen bu sıra dışı "Omega Don", ülkeyi derinden etkileyerek 21 milyar TL'lik rekor bir zarara yol açtı. TARSİM Genel Müdürü Bekir Engürülü'nün, İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile (yani benimle) yaptığı görüşmede bu terimi kullanması, olayın sıradan bir dondan farklılığını ve benim açıklama yapmam gerektiğini ortaya koydu.
-
Omega Blokajı Nedir ve Nasıl Oluşur?
Omega blokajı, atmosferin üst katmanlarındaki jet akımlarının özel bir desen oluşturmasıyla meydana gelir. Yunan alfabesindeki Ω harfine benzeyen bu yapı, iki alçak basınç sistemi arasında sıkışan bir yüksek basınç alanından oluşur. Bu yüksek basınç, batıdan doğuya doğru hareket eden normal hava sistemlerini engeller ve uzun süreli hava durumu durgunluğuna yol açar. Bu sistemin en ilginç yanı, batısında sıcak hava birikimine yol açarken, doğusunda buz gibi soğuk hava yığınakları oluşturmasıdır.
Türkiye'ye Soğuk Hava Nasıl İndi ve Neden "Omega Don" Oldu?
Nisan ayında yaşanan bu don olayı, sıradan bir soğuk hava dalgasından farklıydı ve etkileri uzun sürdü. Omega blokajı sırasında, yüksek basıncın doğusunda oluşan soğuk hava oluğu, kuzeyden gelen buz gibi havayı adeta bir Sibirya ekspresi gibi doğrudan Anadolu'ya taşıdı. Bu soğuk hava, özellikle Doğu Anadolu'daki vadiler ve çukurlarda ("don çukurları") adeta hapsoldu. Bu vadi tabanları, etrafı yüksek arazilerle çevrili olduğu için soğuk havanın kaçmasına izin vermeyerek "don çukurlarına" dönüştü.
Blokaj yüzünden soğuk hava sadece gelip geçmedi, bölgede uzun süre kalarak etkisini artırdı. Gece boyunca sıcaklıklar -10°C'ye kadar inerken, gündüz ısınması bile bu soğuk birikimini dağıtmaya yetersiz kaldı. Karaman'da 2025 Ocak ayında da benzer bir omega blokajına bağlı olarak sis ve hava kirliliğiyle birlikte -8°C'ye varan sıcaklık düşüşleri yaşanmıştı. Hava sıcaklığının 0°C'nin altına düşmesiyle bitki dokularında buz kristallerinin oluşması, yani zirai don, bitkilerde geri dönüşümsüz hasara yol açtı ve bu olay genellikle "şiddetli don" kategorisine girdi.
3. Kur'an-ı Kerim'den Bir Bakış: "Tatlı Yamaçlar" ve İklim
Kur'an Yolu Mealinde Bakara Suresi 265. Ayet şöyle buyurur: "Mallarını Allah rızasını dileyerek ve içlerinden gelerek harcayanların misali ise tatlı bir yamaçta bulunan, üzerine bolca yağmur yağan, bu sebeple ürününü iki misli veren bir bahçedir; şayet sağanak yağmazsa incecik yağar. Allah yapıp ettiklerinizi görmektedir."
Bu ayet, verimli toprakları ve doğal koşulların tarım üzerindeki olumlu etkisini vurgular. "Tatlı yamaçlar", mikro iklimsel avantajlara sahip alanlara işaret etmektedir. Diğer bir deyişle don çukurlarından kaçınmak zorundayız. Daha fazla bilgi için "Modern Meteoroloji Perspektifinden Kur'an Ayetlerine Bakış"kitabımdaki 137. sayfaya bakabilirsiniz.
-
Ne Yapmalıyız? Pratik Korunma Yöntemleri
- Pasif (Önleyici): Don riski yüksek bölgelerde buğday, arpa gibi dayanıklı bitkiler seçilmeli ve dikim planlaması yapılmalıdır. Araziyi iyi tanımak için don çukurları gibi riskli alanlardan kaçınmak ve topografik analiz yapmak önemlidir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 5 günlük don haritaları gibi erken uyarı sistemleri düzenli takip edilmelidir.
- Aktif (Müdahale Edici): Don anında rüzgar pervaneleri kullanarak soğuk havayı dağıtmak veya yağmurlama sulama ile bitkiler üzerinde koruyucu buz tabakası oluşturmak etkili yöntemlerdir. Saman yakma gibi ısıtıcılar da lokal ısınma sağlayabilir ancak hava kirliliği dezavantajı unutulmamalıdır.
Sonuç:
"Omega Don" bize önemli bir ders verdi: İklim değişikliğiyle ekstrem olaylar daha sık ve şiddetli yaşanabilir. Gıda güvenliğimiz ve tarımımızın geleceği için mikroklima haritalarına, erken uyarıya, sigorta sistemlerinin yaygınlaştırılmasına ve modern koruma yöntemlerine (özellikle hibrit sistemler gibi AR-GE destekleriyle) yatırım yapmalıyız. Bilimle ve akılla hareket ederek gelecekteki donlara karşı daha hazırlıklı olmak zorundayız.