Zohran Mamdani, 1991 senesinde Uganda’da doğdu.
Babasının Mahmood Mamdani Afrika çalışmaları için bulunduğu Uganda’dan New York’a taşındıktan sonra Zohran Mamdani babasının izinden gitti.
Afrika çalışmalarına, sömürgeciliğe dair çalışmaların her daim göbeğinde oldu.
Annesi Mira Nair de vicdan sahibi ünlü bir yönetmendi.
Çoğumuzun belleklerinde fazlasıyla iz bırakmış “Salaam Bombay” gibi kült bir film onun ellerinden çıkmıştı.
Siyaset ve Zohran
Zohran, her şeyden önce genç New Yorkluların büyük bir desteğini sağladı.
Son araştırmalara göre genç ABD’liler İsrail’i sert bir şekilde eleştiriyor ve ABD politikacılarını pedofili vb. sebeplerden MOSSAD’ın güdümünde olmasından dolayı asla onaylamıyor.
Bu bağlamda Zohran profili, ABD gençliğinin gelecek tasavvurunu temsil ediyor.
Ayrıca Zohran; New York’taki korkunç kira politikalarına, toplu taşıma kaosuna ve asgari ücret konusuna dair radikal çıkışıyla öne çıktı.
Zohran, dünyada ezilmiş tüm halklardan içinde bir parça taşıyor; bir yanı Afrika’yken bir yanı yoksul Asya ve tüm ezilmişliği ile bir New Yorklu…
Diğer sözde Müslüman politikacıların aksine, Mehmet Öz bu noktada milletçe utanç kaynağımızdır, İslami kimliğini gizleme ihtiyacı duymadığı gibi ideolojik olarak Sosyalist yaklaşımını ortaya koyuyor.
Siyonizm’in ve Milyarderlerin şer ittifakını yıktı
Siyonizm, Trump ve Musk gibi ABD politikasındaki belirleyici unsurların tamamı Zohran’a karşı tek cephede birleşti.
Zohran sadece doğduğu çizgide durdu ve kazandı.
Oysa 11 Eylül’ün gerçekleştiği kenti artık bir Müslüman’ın yönetmesine neden olan dinamikleri bu şer ittifakı doğru okuyamadı.
Milyarderlerin ilk hatası New York’un sosyolojik değişimini anlayamamak oldu. Kira fiyatları, polis şiddeti ve ekonomik zorluklar kentin sosyolojisini değiştirdi. Artan ezilmiş sınıflar bir kimlikte birleşti ve adeta Zohran olarak ete kemiğe büründü.
New York’ta 2 Milyon civarında yeni ve genç seçmen oy kullandı ki bunların %70’inin Zohran’a oy verdiği tahmin ediliyor.
Gazze’de yaşanan savaşta İsrail’e verilen koşulsuz destekte dikkate alınmayan şey Amerikan halkının da bir vicdanı ve ahlakı olduğuydu. Bu, özellikle gençlerde ve ezilmiş sınıflarda çok daha net ortaya çıkıyordu.
Kampüslerin, akademinin, sanat çevresinin ve sendikaların en yoğun biçimde Siyonizm mobbingine maruz kaldığı kent hiç şüphesi New York’tu. Bu sonuçla gençler ve ezilmiş sınıflar Siyonizm’le hesaplaşma konusunda kararlı olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Dokunulmaz değiller!
Bu seçim sonucu Trump–Netanyahu–Musk ittifakının dokunulmaz olduğu ortaya çıktı.
Bilhassa kongre ve senatoda sarsılmaz bir Siyonizm yenilmezlik algısı bu sonuçlara göre ciddi anlamda sarsılmış olması gerekir.
Üstelik asıl Siyonizm karşıtlığı Cumhuriyetçiliği ile bilinen Güney Eyaletlerindeki gençler arasında da arttığı bilinmektedir.
Bu şekilde devam ederse 10 küsur sene sonra Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti tabanları Siyonizm karşıtlığı konusunda uzlaşacak noktaya gelecekler.
Evet, ABD’de para siyasetin belirlenmesinde çok önemli; ama her şey değil. Bazen oy pusulasının rengini vicdanın belirlediğini Zohran milyarderlere göstermiş oldu.
Dünya artık İsrail eleştirisini eşittir antisemitizm olarak okumuyor. Hesap soruyor ve New York’ta olduğu gibi bedel de ödetiyor.
Tüm bunları Gazze’deki yiğitlere borçluyuz.
Zohran’ın geleceği
Zohran an itibariyle Demokrat Parti’nin Trump karşısında en büyük Başkan adayına dönüştü.
İsrail’in yükselen öfke dalgasını Tiktok fenomenleri ile durduramayacağı ortaya çıktı.
Şimdi Zohran yapacakları ve söyleyecekleri ile muhtemelen ileride ABD’nin ilk Müslüman Başkanı olacak!
Elbette Siyonizm bunun önüne geçmek adına elinden geleni yapacaktır.
Bu noktada ABD’nin geleceğini gençler, ezilmiş sınıflar ve bir Müslüman belirleyecek…