Trol ordusu rehberi, sahte hesapları kazıyınca arkasından çıkan ihanet

ORDUSU REHBERİ, SAHTE HESAPLARI KAZIYINCA ARKASINDAN ÇIKAN İHANET

Mehmed Mazlum Çelik celikmehmedmazlum@gmail.com

Twitter’da konum özelliğinin açılmasıyla birçok hesabın yurt dışından yayın yaptığı anlaşıldı.

Elbette yurt dışında yaşamak kimseyi peşinen suçlu yapmaz; ama bu hesapların cerahati sistematikti.

Felsefede eski bir anlayış vardır: Kimse 24 saat kötü olamaz.

Oysa bu hesapların her an bu ülkede Kürt’ü, Arab’ı hedef almaları; dindar insanları aşağılamaları başka bir deyişle memlekette her şeyin kahr u perişan olduğu şeklinde bir algı oluşturmaları sistematik kötülüğün ürünüdür.

Eğer bir kimse 24 saat kötülük yapıyorsa o ya akli melekeleri bozuktur yahut bir amaçla sistematik yıkım peşindedir.

Bu dosyada şu hesap FETÖ’cü yahut PKK’lı gibi genel kanıların peşinde değiliz; ama bu hesapların sistematik kötülüğünde toplumun hangi kılcal meselelerine eğildiği ve hangi yaralarımızı kaşıdıklarına buyurun yakından beraber bakalım.

Belli’s isimli hesabın seçtiği konular: Seçim güvenliği ve İrtica korkusu

Belli’s isimli hesabın çoğunlukla öne çıkardığı konuların başında şeriat hortluyor, ülkede seçim güvenliği yok, dindarlar aslında çok ahlaksız insanlar vb. meseleler.

Örneğin bir Tweet de “Ya bu oy pusulasındaki sıralama YSK'da kurayla mı çekiliyormuş. Kurayla çekiliyor ve tam 5 seçimdir AKP birinci sırada çıkıyor öyle mi.  Komple bir ülke nasıl yıllardır geri zekalı ve aptal yerine koyulur ve hiç kimsenin sesi çıkmaz. Gerçekten inanılmaz!” ifadelerini kullanırken Milli Eğitim Bakan’ını sürekli olarak Atatürk düşmanı ve şeriatçı olarak öne çıkartıyor; “Bize şeriat kakalayan milli eğitim Bakanının kızı Londra’da Noel kutluyor. Yalnız dikkatinizi çektiyse 24 Aralık, direkt Noel’i kutluyor, yeni yılı değil.”

Burada bir muhalifin entelektüel eleştiri ahlakından ziyade sistematik etki ajanlığı fazlasıyla öne çıkıyor.

Irak’tan laiklik pazarlayan sözde hemşire: Nurse

Kendisini İzmirli, seküler ve Kemalist bir hesap olarak pazarlayan Nurse isimli hesap doğrudan Kuzey Irak’tan çıkmış olması son derece şaşırtıcı.

Irak’ta yaşayan Nurse, Türkiye’ye şeriat geleceğinden çok endişeli bir karakter. Üstelik Nurse isimli hesap kendisini uzun bir süre FETÖ mağduru olmakla tanıttı. Elbette ne böyle bir şahıs ne de devletten emekli birisi yok.

Bu karakter tipik olarak İzmirli seküler hassasiyetini kullanarak bilhassa CHP’li vatandaşlarımızın milli hassasiyetlerini kaşımış sadece.

Mesela İslam’ın en kadim ve masumane geleneklerinden birisi olan Yağmur duasını şu sözlerle tahkir edecekti; “Diyanet bu akşam 90 bin Camide yağmur duası yaptı. Yağmur Yunanistana yağmış. Tövbe yarabbi bi işimizde doğru olsun.”

Bu hesabın bir ikizi de “Atakız” rumuzuyla yayın yapan yine toplumun mana dünyasını alan hesap da hiç şaşırılmayacak şekilde Almanya merkezli yayın yapıyordu.

İsrail’den yayın yapan muhtemel çifte vatandaş: İzzet Murat Güler

İzzet Murat Güler adıyla yayın yapan hesabın yönetildiği hesap ise İsrail olduğu anlaşıldı. İslam’a en ağır hakaretleri yapan bu hesabın gündeminde sürekli İslam, Filistin destekçileri bulunuyordu.

Bir tweetinde “Cumanız alkollü olsun derken başka bir tweet de Şehit Halid Meşal’a ağır hakaretler ediyordu. Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan fotoğrafı özellikle seçmişti.

Kemalizm’in müdafisi Kemalist İlkay Hollanda’dan

Kendisini Kemalist İlkay olarak tanımlayan hesabın uzantısı da Hollanda’dan çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diploması ve irtica korkusu pompalamak bu hesabın mütemadiyen baş vurduğu yöntemlerin başında geliyor.

“Diplomasızlardaki en büyük sorun ise, görevlerini ihalelere imza sanıyor; buna izin vermeyelim.” Şeklinde tweetler atan hesap sürekli olarak kendisini Gazi Mustafa Kemal Atatürk gönderileri ile bir kalkan altına almaya çalışıyor. Tıpkı Atakız, Nurse ve MK Askerleriyiz hesabında olduğu gibi.

Ateist Tv, Solcu Gazete ve Etkili Haber gibi hesaplar da çoğunlukla yukarıda zikrettiğimiz hesaplarda olduğu gibi aynı mantık ve dil ile tweetler atması bu hesaplar arasında bir bağlantı olabileceği şüphesi uyandırıyor.

Yöntem kabaca şu; Atatürk’ün bir kalkan olarak istismarı, dine saldırı ile topluma bir nefret aşılanması. Bu hesapların bir başka formu da Kürt düşmanlığı ve mülteci nefreti ile organize olmuş durumda.

Bunlar çoğunlukla Zafer Partisi paylaşımları ile bir kılığa bürünürken Türkiye’de yaşamamalarına rağmen sürekli ülkemizde bir mültecinin saldırısına uğradığına ya da şehirlerdeki mafyalarla Kürt vatandaşlarımız arasında iltisak sağlama gayretleri olduğunu görüyoruz.

Düşman olan sosyal medya değil

15 Temmuz direnişinin en kritik sacayaklarından birisi şüphesiz sosyal medyaydı. Birçok TV kanalı hangi bağlamda yayın yapacağına karar vermekte güçlük çekerken direniş büyük oranda sosyal medya vasıtasıyla örgütlendi.

O gece yaşananlar ise son derece ilginç.

Hatırlamakta yarar var.

Saat 23:00 suları Twitter ve Facebook büyük oranda engellendi.

Bu engel 23:30 sularında kaldırıldı.

TSK’nın listesinde bulunan gazetecilere mail yoluyla Darbenin başarılı olduğuna dair bir mail atıldı. Bu mailden kısa bir süre sonra aynı hesaptan “Genelkurmay Başkanı’nın rehin alındığına dair haberler asılsızdır, görevinin başındadır.” Maili geldi. (İHA)

0.25 sularında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk kanalına cep telefonundan Facetime aracılığıyla bağlandı ve halkı harekete geçiren esas çağrısını duyurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün hala nedeni tam olarak açıklanmayan sebeplerden dolayı Marmaris’teki ilk konuşması TV’lerde yayımlanmadı. Bu açıklama halka ancak bir başka sosyal mecra olan Periscope üzerinden ulaştı.

15 Temmuz 2016 yılında meydana gelen hain darbe girişimi sırasında görüldüğü üzere Türk halkı sosyal medyada başarılı bir sınav vermiştir. Bu hususta tabir-i caizse sınıfta kalan ve gidişata göre saf tutmaya çalışan ana akım medya olmuştur.

Lakin şimdi bu mecraları kötülüğüne alet edenler irtica, mülteci sorunu ve Kürt düşmanlığı gibi başlıklarla organize bir kötülük operasyonu yürütüyor. Sosyal medyanın gücü ve gerekliliği modern demokrasinin vazgeçilmezidir; ama hazır şapka düşmüşken bu kötülüklerin ardındaki karanlık bizlere yolumuzu aydınlatmak için büyük fırsat sunuyor. Özetle bir hesap katıksız irtica yaygarası kopartıyorsa, mülteci sorununu kaşıyorsa veya Kürt düşmanlığı üzerinden Terörsüz Türkiye sürecine zarar veriyorsa bilin ki hiç iyi niyet taşımıyor.

Tüm yazılarını göster