Murad'ın intikamı! Fenerbahçe maçında Sırplar o pankartı neden açtı?

Mehmed Mazlum Çelik celikmehmedmazlum@gmail.com

Fenerbahçe ve Partizan arasındaki basketbol maçında Partizan taraftarları 1389’da bir Sırp tarafından şehit edilen Sultan Murat Han’ın şehadet anını temsil eden fotoğrafını açarak provokasyon teşebbüsünde bulundu.

Lakin Türkler ve Osmanlı; Sırplardan öyle bir intikam almıştır ki tarihte eşi benzerine az rastlanır.

Buna geçmeden evvel şunu söylememiz gerekir ki Sırpların Türk düşmanlığı buğundan yarına bitecek bir mesele değil. Öyle ki Cihan Harbinde ülkeleri savaşta olmamasına rağmen Çanakkale’ye gelip Mehmetçiğe karşı savaşacak kadar kini tükenmemiştir.

Türk’ün intikamı

Aklınıza şu gelebilir; Osmanlı Devleti Sultanının intikamını almak için tüm Sırp coğrafyasını yakıp yıktı ve Sırpları lanetledi.

Hayır, aksine Osmanlı; Sırplardan intikamını Sırp çocuklarını bağrına basarak aldı. Öyle ki Padişahlardan sonra Devletin azameti Sırplardan sorulacaktı.

Buyurun bu azametin sahiplerine, yapıp ettikleri ile Sırp çocuklarına yakından bakalım.

Devletin yok olmasını bir Sırp önledi

Bahsettiğimiz Sırp çocuklarının en mükemmeli şüphesiz Sokullu Mehmed Paşa’dır.

Sokullu yalnızca devletin azametini temsil etmez; ayrıca Osmanlı’nın büyük bir siyasi krize girerek belki de büyük felaketlerin yaşanmasına engel olan isimdir.

Osmanlı’nın muhteşem sultanı Kanuni, son bir sefer için geldiği Zigetvar’da hastalanıp yatağa düşmüştü. Çetin geçen seferde surlar aşılmış; fakat iç surlara çekilen kale komutanı Zrınyi gerçekleştirdiği huruç saldırılarıyla Osmanlı askerine ciddi kayıplar verdirmişti.

Sokullu Mehmed Paşa, siperlerin içinde askerle beraber kuşatmanın akim kalmaması için elinden gelen mücadeleyi gösteriyordu; kale düşmek üzereyken Sokullu, Sultan Süleyman’ın otağına çağrıldı. 6 Eylül’ü 7’sine bağlayan 1566 yılında Sultan Süleyman’ın öldüğü anlaşıldı; seferin umulduğundan daha uzun sürmesi sebebiyle morali bozulmuş Osmanlı askerine bu haberi vermek büyük bir faciaya sebep olacaktı.

Sokullu Mehmed Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın öldüğünü bilen herkesi etrafına topladı ve bu haberin sefer bitene kadar otağdan çıkmamasını emretti. Kütahya’da sancak görevini yerine getiren Şehzade İkinci Selim’e bir mektup yazarak olabilecek en hızlı şekilde Belgrad’a doğru gelmesini söyledi.

Sokullu ardından hekimleri huzuruna çağırarak çok kritik bir görevi kendilerine tevdi etti. Buna göre; hayata gözlerini yuman Sultan Süleyman’ın ihtiyar bedeni kesilerek iç organları çıkartılacaktı. Bu sayede cesedi Şehzade Selim bölgeye varana kadar muhafaza edilecekti. Osmanlı Devleti’nin en muktedir ismi Kanuni Sultan Süleyman’ın göğsü soğuk ve keskin bıçaklarla yarılarak iç organları çıkartıldı ve çok az kişinin katıldığı bir törenle bilinmeyen bir yere gömüldü. Vücudu ise tekrar dikilerek Sultan yatağına yatırıldı. Tüm bu süreçlerin arkasındaki Sokullu Mehmed Paşa soğukkanlılığını koruyarak, ucunda boynunun vurulması söz konusu olan bu oyunu sonuna kadar götürmeye kararlıydı.

8 Eylül günü Osmanlı askeri kaledeki son direnişi de kırarak Zigetvar kalesini fethetmeyi başardı. Zafer kutlamaları arasında Yeniçeri askerleri Sultan Süleyman’ı beklerken Sokullu Mehmed Paşa huzura geldi. Yeniçeri askerine uzun ve ateşli bir konuşma yapan Sokullu, askerlere Selim oğlu Sultan Süleyman’ın hayata gözlerini yumduğunu ilan etti.

Şehzade Selim bölgeye varmış ve ipleri eline almayı başarmıştı; ama tüm bu süreçte Sokullu Mehmed Paşa ölümü pahasına Sultan İkinci Selim’in tahta çıkmasını sağlamıştı. Üstelik Zigetvar seferinin de akim kalmasının önüne geçmiş ve zafer sonrası Yeniçeri askerleri üzerindeki karizması sayesinde herhangi bir taşkınlığın meydana gelmesinin önüne geçmişti.

Türk devletini Mihailo Sokolović ismiyle dünyaya gelen Sırp asıllı bir devlet adamı Sokullu Mehmed Paşa kurtarmıştı.

Türk fetihlerinin komutanı Sırplardı

Osmanlı’nın Akdeniz’de Haçlıların adeta kolunu kestiği fetih olan Kıbrıs’ı bir Sırp olan Lala Mustafa Paşa gerçekleştirmişti.

Tarihin en yiğitçe fetihlerinden birisi kabul edilen Estergon’un fatihi Sokolluzade Ferhad Paşa hakeza Sırp kökenliydi.

Lale Devri ile Osmanlı’nın sıfır sorun politikasının mimarı olan Damat İbrahim Paşa hakeza Sırp idi.

Yalnızca yönetimde değil; Saray’da da Sırp Hatunların esamisi okunurdu.

Zekası ile herkesi kendisine hayran bırakan Despina Hatun Sırp idi.

Fatih Sultan Mehmed’in sığındığı liman, üvey anacığı Mara Hatun Sırp kökenliydi.

Sadece sarayda da değil; ilmi meclislerinde vazgeçilmezi Sırplardı.

Taşköprüzade Ahmed Efendi gibi Osmanlı’nın hafızasıydı.

İshak Çelebi Kemalpaşazade’nin has talebesiydi.

Üsküplü Şeyh Yahya Sırbî manevi ilmin Osmanlı’da parıldayan yıldızıydı.

İstanbul’un ilim ehli Lutfullah Bosnevi hakeza Sırp kökenliydi.

Sonuç olarak pankarta bakıp hiç kızmadım ve üzülmedim.

Osmanlı, Sırpları fethetmişti bir kere. Öyle bir fetihti ki Haçlıların en müzmin halkını İslam’ın en büyük fedailerine dönüştürmüştü. Bundan daha büyük bir intikam olabilir mi?

Tüm yazılarını göster