Yandex

Steven Sadettin Saran gençler için rol model değil, risk faktörüdür!

Fenerbahçe Başkanı Steven Sadettin Saran uyuşturucu madde kullanma, içene yer temin etme gibi çeşitli iddialarla gözaltına alındı, iki kez.

Tüm testleri pozitif çıktı, yani devletin resmi prosedürlerine göre suçluydu.

Öte taraftan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Steven Sadettin Saran gençler için rol model değil, risk faktörüdür!

Elbette fanatik düşünmeyip vicdan muhasebesi yaptığımızda “Şu an tutuklu olanlar Saadettin Saran’dan daha büyük hangi cürmü işledi?” sorusunu sormadan duramıyoruz.

Bunlar bir kenara Fenerbahçe taraftarının yaşananları “3 Temmuz Süreci” ile karşılaştırması büyük bir hata olmuştur.

Bu her şeyden önce hala hayatta olan ve büyük bedeller ödeyen Aziz Yıldırım’ın hatırasına ihanettir.

Elbette Fenerbahçelileri de anlamak kolay. Ali Koç döneminde öyle kötü travmalar yaşadılar ki eli yüzü biraz düzgün olan her başkan şu anda büyük bir kahraman gibi görülecektir.

Ali Koç travmaları

Fenerbahçelilerin tutumunu anlamak adına Ali Koç’un kendilerine yaşattığı kötü anıları öncelikle hatırlayalım.

Ali Koç yönetime geldiğinde ilk hesaplaşmasını Aykut Kocaman ile yaptı.

Kocaman bir Fenerbahçe efsanesidir. Alex’e yapıp ettikleri ile taraftarın gönlünde kredisini tüketmiş olsa da uğradığı muamele akıl alır iş değildi.

Koç, önce yardımcılarını yolladı. Ardından TV’de ekibini veri hırsızlığı yapmakla isnat etti.

Koç’un yönetiminin ilk yılı adeta korku filmi gibiydi, öyle ki sezonun ilk yarısında Fenerbahçe ligde kalıp kalamayacağı konuşulur olmuştu.

Steven Sadettin Saran gençler için rol model değil, risk faktörüdür! - Resim : 2

Koç’un sorunlarından birisi çok ve büyük konuşmasıydı. Ersun Yanal ile alakalı söyledikleri ortadayken bu kez göreve Yanal’ı getirdi. Tüm bunlara rağmen canlı yayında bu tavrını sürdürmüş Max Kruse isimli futbolcuya söyledikleri sonrası gidip büyük tazminatlar ödemişti.

Galatasaray, Trabzon veya Beşiktaş; Kadıköy’e geldiklerinde ağır mağlubiyetler alarak dönerdi. Galatasaray artık Kadıköy’deki maçlarda evinde oynar gibi şov yaptığı galibiyetler alarak dönüyordu.

Defalarca İsmail Kartal’ı kovup geri getirmesi, kupaya katılmayacağız deyip sonraki sezon yerini alması… Yazık ki saymakla bitmez.

Suudi Arabistan’daki kupa finalinde yaşanan rezalet ise unutulacak cinsten değildi.

Steven Sadettin Saran gençler için rol model değil, risk faktörüdür! - Resim : 3

Bir de Aziz Başkanın mücadelesini hatırlayalım…

FETÖ’ye karşı tek başına

3 Temmuz her yönüyle klasik bir FETÖ operasyonuydu aslında; tuhaf olan tek nokta yanlış adama çatmış olmalarıydı.

O güne kadar tutukladıkları herkes usulca yargılama safhasına odaklanıp kamuoyuna gür bir sesle hitap etmemekte yahut edememekteydi.

Aziz Yıldırım ise daha tutuklandığı ilk gün Fenerbahçelileri ve kamuoyunu bunun bir kumpas olduğunu ve operasyonu yürütenlerin o zamanki tanımlamasıyla “Fetullah Gülen Cemaati” olduğunu ilan etmişti.

Bu durum Fetullahçılar için son derece tehlikeliydi; çünkü en büyük hassasiyetleri gizlenme esasına dayanıyordu. Oysa Aziz Yıldırım, alenen onları anıyor ve yaptıkları operasyonu geniş kitlelere alenen ifşa ediyordu. Bu durum FETÖ için varlıklarını inşa ettiği yapı için tehlike arz ediyordu.

Aziz Yıldırım, yaklaşık bir yıl hapiste kalmasına rağmen Fetullahçılarla işbirliği yapmak yerine mücadelesini sürdürerek belki de o dönemin şartlarında kimsenin gösteremeyeceği bir tavrı ortaya koymuştu. Bu tavır, kamuoyuna FETÖ ile mücadelede adeta bir yöntem ve metodoloji öğretmişti. Yapı sinsi olduğu kadar korkaktı da. Bu zayıf karnını ilk keşfeden kişi de Aziz Yıldırım olacaktı.

Saadettin Saran, Fenerbahçe Başkanı ise uyuşturucu içemez!

Saadettin Saran’ın uyuşturucu testinin pozitif çıkması, bireysel bir zafiyet olarak geçiştirilemeyecek kadar ağır bir toplumsal sorumluluk ihlalidir. Çünkü burada tartışılan mesele yalnızca bir kişinin özel hayatı değil; gençlere sunulan rol modeli, normalleştirilen yaşam tarzı ve meşrulaştırılan ahlaki gevşemedir.

Oysa milyonlarca çocuğun gözünün içine baktığı bu adamın her türlü günahı holigan taraftarlarca göklere çıkartılıyor.

Bu tür olayların “özel alan” parantezine alınması ya da bazı isimlere iltimas geçilmiş olması uyuşturucu kullanımının sıradanlaşmasına hizmet eder. Oysa Türkiye’de bağımlılık, her yıl binlerce genci eğitimden, sağlıktan ve hayattan koparan yapısal bir krizdir. Gençlerin zihninde “başaranlar da kullanıyor” algısının yerleşmesi, önleme politikalarını içeriden sabote etmek demektir. Sporun disiplin, özdenetim ve sağlıklı yaşamla özdeşleştirildiği bir ülkede, sporla anılan bir ismin bu bağlamda gündeme gelmesi, zararı katmerler.

Adli Tıp raporlarına ve ortalığa saçılan mesajlara, konuşmalara rağmen Steven Saaadettin Saran’ın salınmış olması kafalarda ciddi soru işaretlerine neden olmuştur. Oysa bu dava temiz bir toplum vadederken “kimse dokunulmaz değildir” düsturu ile öne çıkıyordu. Adli tıbba göre neredeyse bulduğu her maddeyi içmiş ve mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla daha da kötü şeyler yaptığı sabit birisi neden serbest bırakıldı?

Şu anda Başkan ne yazık ki gençlere çok çok kötü bir örnektir. Hele gücünü kullanarak süreçten kurtulduğu imajı ile Fenerbahçe’ye çok büyük zararlar vermiştir.

Diğer Yazıları