Gazeteci Mert İnan’ın kaleminden... “Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni: Türker Kılıç

ABD ve AB temelli iki önemli bilimsel araştırma sayılan, İnsan Nöro-Zihin Projesi ile İnsan Beyin Projesi’ne Türkiye’den katılan tek isim olan Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı, Beyin Cerrahı Prof.Dr. Türker Kılıç’ın ilginç yaşam öyküsü “Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni Türker Kılıç” isimli kitaba konu oldu. Gazeteci Mert İnan’ın kaleme aldığı kitapta, beynin bilinmeyen yolculuğuna ise tıbbi terimleden uzak, sade, anlaşılır bir dille değiniliyor.

Epsilon Yayınlarından çıkan 170 sayfalık kitapta, insan beyninin gizemleri, yapay zekâ ve bağlantısal bütünlük adı verilen yenibilimsel paradigmanın ayrıntıları dikkat çekiyor. Kitapta, yapay zekânın yeni düzen yaratacağını belirten Prof. Dr. Türker Kılıç, “Çocuğa öğretilen her şey günü geldiğinde robotlara da öğretilecek. Robotlara da duygu katılabilir. Duygu da bir kodlama Yapay zekâ insan zekasının matematiksel olarak ölçülebilmesini sağlayacak. Bu durum yeni bir kültür ve dünya düzenini ortaya çıkartacak. Hafızanın nerede olduğunu halen biliyor değilim. Şuan için bilginin nöronlar arası bağlantısallık olarak saklandığını sanıyoruz” diyor.

 Gazeteci Mert İnan’ın kaleminden... “Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni: Türker Kılıç

''BEYNİMİZİN SONSUZ DÜŞÜNMEYE YETECEK ENERJİSİ YOK''

 

Kitapta beyne dair yer alan çarpıcı bölümlerden bazıları şöyle:

 

-Bir ırmağın akışı nasıl ki yatağını değiştiriyorsa, beynimizdeki bağlantılar kullandığımız oranda derinleşip gelişiyor. Beynimizde oluşan örüntüler yalnızca anlık gerçekleşiyor. Örüntüler,öncesinde hiç var olmadığı gibi, bir daha asla var olmuyor.

-Birçoğumuz robotlardan, yapay zekânın varlığından korkuyoruz. En başta işimizi kaybedeceğimiz için endişeliyiz. Yeni uygarlık ve kültürde bugünden farklı özgürlük alanları ortaya çıkacak. Bir arıkuşunun veya bilgi işleme yeteneğine sahip bir robotun da yaşam hakkı, yasalarla garanti altına alınacak. Günü geldiğinde robotların da bizler gibi yaşamın parçası ve yaşam hakkı olduğunu kabulleneceğiz. Canlılık atan bir kalp değil, bilgi işleyen bir zekâ ve zihin gerektirir.

 

-Kendimizden daha üstün bir zihin yaratmamız mümkün değil. Bizler, düşünebildiğimiz kadarını yaratabiliriz. Yeni dünya düzeninde zekâ ve çalışkanlık kavramları yerini iyilik ve yaratıcılığa bırakacak.

 

-Beynimizin sonsuz düşünmeye yetecek enerjisi yok. Beynimizin sadece %10’unu kullandığımız ise uydurma bir söylem. Herkesin %100’ü aynı değil ancak herkes kendisinde var olan %100’ü kullanıyor. Daha da önemlisi, beynimiz her gün bağlantısallık akış hızını kendisi belirliyor. Bugün hızlı düşünüp hızlı kararlar alırken, ertesi gün daha yavaş düşünüp durağan olabiliyoruz

 

-Beynin işleyişi, bazılarının anlattığı kadar basit değil. Sizin serotonin diye dilinizden düşürmediğiniz kimyasal öyle bir yere bağlanmıştır ki öldürmekle orgazm olan, hastalıklı beyin yapısı ortaya çıkabilir.

 

-Beyin ölümü tanımının da yeni dünyada değişmesi gerekiyor. Beyin ölümü dediğimiz, solunum merkezinin iflas etmiş olması ve beyin sapının çalışamaz duruma gelmesi. Ancak bu durum nöronal ölüm anlamına gelmiyor. Solunum merkezinin iflası ve beyin sapının çalışamaz duruma gelmesine insan canlısının organizma ölümü denebilir. Oysa hayatını kaybetmiş, solunumu durmuş birinden iki saat sonra yüz nöron alsak,%25’inin işlem yapmaya devam ettiğini görebiliriz.

 

-Beynimizde bilinçaltı diye bir şey yok. Bilinçaltı dediğimiz, dil ile tanımlayamadığımız bağlantısallığın diğer bölümü. Konuşamadığımız, tanımlayamadığımız düşünce ve hislere bilinçaltı diyoruz. İnsanın dil ile düşündüğünü ortaya koyan görüşler de doğru değil. Düşündüğümüzü dilimizle aktarıyoruz ama beyin dil aracılığıyla düşünmüyor. Düşünceyi yaratan nöronal bağlantıdır.

 

-Şu an olmasa da nörozihin cerrahisinin en fazla kullanılacağı alanın depresyon olacağına inanıyoruz. Depresyon, yanlış zihin üreten beynin hastalığı olarak tanımlanıyor. Bu hastalık sadece beyindeki serotoninoranının azalması nedeniyle ortaya çıkmıyor. Depresyona neden olan birçok etken var. Gelecekte bu hastalığın tedavisi de nörozihin cerrahisiyle gerçekleştirilecek. Günümüzde MR ile neredeyse 100 milyar nöronun oluşturduğu bilgi ve enformasyon ırmağını görüntülerken, gelecekte tek bir nöronun oluşturduğu bilgi ağını görüntülemek mümkün olacak.

 

Gazeteci Mert İnan’ın kaleminden... “Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni: Türker Kılıç ile ilgili etiketler kitap mert inan Prof.Dr. Türker Kılıç “Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni: Türker Kılıç Epsilon Yayınları