MADDE MADDE HDP’NİN MASADAN ALDIKLARI-ALMAYI PLANLADIKLARI

Ceyhun Bozkurt oceyhunb@gmail.com

Sezai Temelli…

HDP’nin eski Eşbaşkanı.

HDP’de etkili, yetkili bir isim.

8 Mart’ta terör örgütü KCK/PKK’nın propaganda organı Yeni Özgür Politika’daki “Müzakereyle demokratik çözüme” başlıklı yazısının giriş cümlesinde şunu yazmıştı: “Mesele aday değil, mesele siyasi programdır. Bu programın asgari müşterekler çerçevesinde yapılandırılması ve geçiş sürecinde bir arada üretilmesi her alanda demokratik çözümün önünü açacaktır.”

Temelli ilerleyen satırlarda şu vurguyu yapmıştı: “HDP demokratik çözüm için müzakereyi önemsemekte, Cumhurbaşkanlığı adayı meselesini de toplumun içine sinecek bir mutabakat zemininde var etmeyi savunuyor. (…) O yüzden yeni bir başlangıç için müzakereyle demokratik çözümün önünü açabilecek samimi, sahici ve karşılıklı güvenin tesis edileceği bir yol bulmak zorundayız.”

Sonrasında HDP’liler ve KCK/PKK’nın yayın organlarındaki yazarlar(!) müzakere konuları/mücadele konuları başlıklarıyla birbirleriyle bağlantılı yazılar yazdı, açıklamalar yaptı.

Kısa bir süre sonra 20 Mart’ta o zaman Altılı olan masanın Cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eşbaşkanları ve yöneticileriyle bir araya geldi.

Bir uzlaşıya varıldığı hem Kılıçdaroğlu hem de Mithat Sancar-Pervin Buldan ikilisinin açıklamasına yansıdı.

Basına kapalı yapılan görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, “Kürt sorunu dahil bütün sorunların çözüm adresi TBMM’dir. Biz milletin sağ duyusuna güvenerek buraya getirdiği seçtiği parlamenterlerle birlikte var olan sorunların tamamını çözmeye hazırız. Çözeceğiz” dedi.

HDP eş başkanı Pervin Buldan da açıklamasında toplantının Meclis’te gerçekleştirilmesinin sembolik bir anlamı olduğunu kaydederek “Kürt sorununun parlamento çatısı altında çözülmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek için Genel Başkanı burada kabul ettik” ifadelerini kullandı.

Yani Altılı Masa ile önce masanın görünmez sonra görünen üyesi HDP arasındaki ilk uzlaşı belliydi. Hem Altılı Masa hem de HDP “Kürt sorunu” olarak tanımladıkları meseleyi TBMM’de müzakere edecekti. Artık Yedili Masa olmuşlardı.

İyi Parti (İP) Genel Başkanı Meral Akşener çıkıp “Biz Kürt sorunu demiyoruz. HDP ile hiçbir şey müzakere etmeyiz, taleplerini kabul etmeyiz” diyebilir. Ama 6 Mart’ta “noter/kumar masası” olarak nitelediği masaya dönerek hem terör sorununa “Kürt sorunu” demiş hem de HDP ile müzakereyi kabul etmiş oldu. Bunun dışında söyleyeceği her şey pratikte hükümsüz kalmıştı.

Zaten son olarak HDP’nin yönettiği Emek ve Özgürlük İttifakı da Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alması, artık Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ortada iki değil tek ittifak olduğunu net bir şekilde göstermekte.

Peki Altılı Masa, yedinci ortağıyla neyi müzakere edecek?

HDP, ortaklarının önüne müzakere maddeleri olarak ne getirecek?

Esas mesele burada.

Çünkü Meral Akşener sürekli olarak “HDP’nin talepleri masamızda değil, gelirse kabul etmeyiz” şeklinde açıklamalar yapıyor. Ama önündeki Ortak Politikalar Mutabakat Metni ile HDP’nin 6 ortağıyla yapacağı müzakere başlıklarında ciddi örtüşme var. Yani Sayın Akşener, çoktan HDP’nin taleplerini kabul etmiş durumda. Ama HDP için bu yeterli değil. Daha da ileriyi müzakere edecek. Ama bunu TBMM aşamasında yapmayı planlıyor.

Gelin ulaştığımız bilgiler ışığında HDP’nin aralarında CHP ve İyi Parti’nin olduğu 6 ortağıyla yapmayı planladığı müzakere ve mücadele planlamasının başlıklarına ve içeriğine bakalım.

BAŞLANGIÇ

HDP’nin planlamasına göre, Yedili Masa’nın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olursa ve (HDP dahil) masanın üyeleri TBMM’ye güçlü giriş yaparsa Kuvayi Milliye’nin kurucusu olduğu TBMM, HDP tarafından terörle müzakere zeminine çevrilecek. Zaten bu konuda CHP ve İyi Parti’nin uzlaştıklarını aktarmıştık.

HDP müzakerelerde başlangıç aşamasında, CHP ve İyi Parti seçmenini ürkütmeyecek bazı maddelerin de yer aldığı maddeleri masaya getirecek. Getirecek derken, bu maddelerden bazılarıyla ile ilgili perde arkasında çoktan uzlaşı sağlandı.

Bu plana göre HDP, altı ortağından şu konularda destek isteyecek:

- Belediyelere kayyım son bulsun.

- HDP’nin kapatılmasının önüne geçilsin.

- KCK terör örgütü soruşturmaları kapsamında tutuklanan tüm HDP’liler ve bağlantılı isimler serbest bırakılsın.

- Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekinceler kaldırılacak.

- Suriye’nin kuzeyindeki PYD terör örgütüne karşı operasyonlar durdurulacak, TSK operasyon bölgelerinden geri çekilecek.

- Teröristbaşı Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit kaldırılsın ve teröristbaşının tahliyesine giden yolun adımları döşensin.

Bu maddelerin yanı sıra HDP ve yakınlarının talepleri arasında olan sendika, sivil toplum vs. gibi konularda da talepler masaya yatırılacak.

Yazdığım maddeler arasındaki son madde hariç bir uzlaşı var. İlgili yasal düzenlemelerle bu maddeler hayata geçirilecek. Ayrıca HDP’nin “samimiyet sınavı” diyerek hayır oyu vermesini istediği PYD terör örgütüne yönelik operasyon tezkeresine CHP’nin hayır demesi de ilgili maddede bir uzlaşı olduğunu gösteriyor. Yani Yedili Masa, Suriye’nin kuzeyini terör örgütü PYD’ye bırakma ve askerimizi bölgeden çekme konusunda da uzlaşı görüntüsü verdi.

Öcalan ile ilgili madde ise uzun müzakerelere bırakılacak. HDP’nin amacı masadan kalkmadan bu maddenin tümünde ısrar etmek. CHP’nin konuyla ilgili kurmaylarının ise Öcalan ile avukatları, ailesi ve hatta HDP heyetleri arasında iletişim kurmada sakınca görmeyeceği belirtiliyor. Ancak teröristbaşının serbest bırakılması meselesi, HDP açısından müzakere ile olmazsa mücadele ile kotarılması gereken bir talep. Yani vazgeçilmez. Zaten Ahmet Türk başta olmak üzere çok sayıda HDP’li bu söylemleri dile getiriyor.

MECLİS SÜRECİ

TBMM’de HDP, başta yukarıdaki satırlarda saydığımız maddelerle ilgili çok sayıda kanunda değişiklik isteyecek. Bunlar arasında Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu da yer alıyor.

Bu konularda da HDP ile CHP arasında uzlaşı var.

Meclis aşamasının kritik bölümü ise HDP’nin “Ben tek başıma siyaseti konuşurum. Silah bırakma gibi bir talebiniz varsa muhatapları İmralı ve Kandil’dir” demesi bekleniyor.  20 Mart’taki Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi TBMM’de ziyareti sonrası terör örgütünün propaganda organı Yeni Özgür Politika’da yazan örgüt yandaşı Veysi Sarısözen bu talebi 22 Mart’taki yazısında şu şekilde ifade etmiş: “(…) ‘müzakere sürecine’ yalnızca HDP’nin dahil olması, diğer muhatapların dışlanması kendiliğinden ‘çözümsüzlük’ getirecektir. HDP müzakere masasında ne Başkan Apo’yu ne de PKK’yi temsil edemeyecektir.”

Yani PKK’nın kalemi, açıkça İmralı ve Kandil’deki elebaşları olmadan bu iş olmaz mesajını vermiştir.

HDP de bu fikirde. 27 Nisan’da Muş’ta yapılan mitingde konuşan Sezai Temelli, İmralı ve Kandil’i şu sözlerle işaret etti: “Bu meselenin muhatabı da Sayın Öcalan'dır. Buradan aklı karışan herkese sesleniyorum; başka bir muhatap aramayın. Bu meseleyi çözecek olan Sayın Öcalan'dır. Meselenin müzakere edileceği yer de Meclis'tir. O yüzden müzakerenin güçlü geçmesi için Yeşil Sol Parti'nin güçlü bir şekilde Meclis'e gitmesi gerekir.”

HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar da bu konuda “Kürt sorunundaki aktörlerin tümünü hesaba katmak gerekir. Bu aktörleri göz ardı ederek bütünlüklü bir yöntem oluşturmak gerçekçi bir yaklaşım değildir” diye açıklama yapmıştı.

CHP’nin de bu konuya sıcak baktığını, Gölge CIA olarak bilinen Stratfor’a istihbaratı TR705 koduyla aktardığı ortaya çıkan Sezgin Tanrıkulu açıklamıştı. Tanrıkulu, 11 Nisan’da katıldığı Halk Tv yayınında sarfettiği sözler, HDP planlarıyla örtüşüyor: “Silah olmayacak, şiddet olmayacak, terör olmayacak. Çözeceğiz, Meclis odaklı bir yöntemle çözeceğiz. Diyalogla, müzakereyle oturup konuşacağız. Adım adım ilerleyeceğiz.”

HDP ve terör elebaşlarının bazı yasalar ve müzakere süreci haricinde çeşitli komisyonlar oluşturma planlaması da var.

Mesela, terör örgütü elebaşı ile BDP/HDP heyetinin İmralı cezaevinde 18 Mart 2013 tarihinde yaptığı görüşmede, teröristbaşı şunları söylemişti: “Bu iş öncelikle parlamentonun bir karar almasıyla başlar. Bir tezkere mi olur, karar mı olur, onu bilemem artık. Komisyonların kurulması gerekecek. Bunlardan birincisi parlamenterlerden oluşan bir komisyondur, diğeri ise toplum adına Akil İnsanlardan oluşur.”

Öcalan’ın bu sözlerinden yaklaşık 1,5 ay sonra Kemal Kılıçdaroğlu, 10 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul Swiss Otel’de gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle “Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi” başlıklı bir toplantıda yaptığı buluşmada şu komisyonları önermişti:

- Toplumsal Mutabakat Komisyonu

- Toplumsal Mutabakat Komisyonu’na bağlı olarak çalışacak bir “Akil İnsanlar” grubu.

Öcalan ile örtüşen bu öneri, CHP tarafından halen savunuluyor.

Yani bir ortaklaşma bu konuda da var.

ANAYASA BOYUTU

HDP’nin ajandasında anayasal değişiklikler talebi de yer alıyor. Çok sayıda maddede bir uzlaşı var. Örneğin;

- Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilmesi,

- Anayasa’dan Türk’ün çıkarılması,

- Vatandaşlık tanımının değiştirilmesi,

- Toplumu dil olarak bölecek ana dilde eğitimin Anayasa’ya girmesi,

gibi birçok başlıkta HDP ve CHP kurmayları arasında uzlaşı var.

Bu boyut da tamamlanırsa HDP’nin yasal ve anayasal olarak istediği birçok şey karşılanmış olacak.

Ancak yetmeyecek. Bütün bu öne çıkan talepler esas hedefin altyapısı olacak. Esas hedef ise yasal ve anayasal dokunuşlarla üniter yapının ortadan kaldırılıp, Özerkliğin getirilmesi.

ÖZERKLİK MESELESİ

Burada kritik eşik, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konan çekincelerin kaldırılması. Türkiye, çok sayıda reformla yerel yönetimleri idari ve mali anlamda güçlendirdi. Ancak çekinceler duruyor. Bu anlamda CHP’de yıllardır Kemal Kılıçdaroğlu ve yöneticiler bu çekinceleri kaldıracaklarını söylüyorlar. Yani HDP ile ortak düşündeler.

Ancak CHP yönetimi sadece HDP ile değil, KCK/PKK terör örgütü ile de aynı yerde. KCK terör örgütünün Mayıs 2012’de terör örgütünün yayın organında açıkladığı sözde Anayasa Taslak çalışmasının “D-Demokratik Özerklik ve Yerel Yönetimler” başlığı altında şu ifadeler yer almakta:

“(…) Demokratik özerkliği geniş ve dar anlamlarda da tanımlamak mümkündür. Dar anlamdaki tanımı siyasi boyutunu, yani yönetim biçimini ve devletle olan ilişki düzeyini ifade eder. Geniş anlamdaki tanımı ise, demokratik ulusu ve onun daha geniş yelpazeye ayrılmış olan kültürel, ekonomik, sosyal, hukuki, diplomatik ve öz savunma gibi boyutlarının toplumsal örgütsel sistemini ifade etmektedir. AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI, bu demokratik amaçlar göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır.

(…) Dolayısıyla, KCK’nın çözüm için talep ettiği demokratik özerklik, AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI VE TEMEL HAKLAR BİLDİRGESİ’nin kapsamıyla bağdaşmaktadır. Müzakere ve çözüme açıktır.”

Yani KCK terör örgütü, hedeflediği siyasi özerkliğe geçiş için önceliğin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılması olduğuna işaret etmektedir.

Teröristbaşı Öcalan’ın, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken’den oluşan HDP heyetine 26 Nisan 2014 tarihinde verdiği şu talimat da benzer içeriktedir: “Kürt meselesinde çözüme gitmenin iki ayağı var. 1- Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na uygun bir Yerel Yönetimler Yasası çıkarılacak. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na koydukları şerhi de kaldırmaları gerekir. 2- DTK’nın kendi varlığını ilgilendiren ve mevcut Dernekler Yasası’nı aşan Demokratik Sivil Toplum Yasası’nın çıkması gerekir.”

İşte CHP’nin “çekinceleri kaldıracağız” dediği Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na terör örgütü bu kadar hayati mesele olarak bakıyor.

Peki Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekinceler kalkınca ne olacak?

Daha önceki aşamalarla gücünü hem TBMM’de hem de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde artıran HDP üzerinden “idari ve mali özerkliğin yeterli olmadığı, siyasi özerkliğin de zorunluluğu” üzerine propaganda ve bunu uygulamaya yansıtma yönünde hamle yapacaklar.

HDP’nin planı bundan sonraki aşama olarak Türkiye’nin 20-25 bölgeye ayrılmasını gündeme getirecek. Tabii ki önerinin sahibi KCK terör örgütü. Örgüt, PKK’nın da üst yapılanması olarak KNK ismiyle kuruluşunu ilan ettiği 2005 yılından itibaren 20-25 eyalet modeliyle Türkiye’yi federasyona götürme planı yapıyor. Önceki satırlarda atıf yaptığımız KCK/PKK terör örgütünün 2012 Mayıs tarihli sözde Anayasa taslak önerisinin çözüm önerileri alt başlığı altında ikinci maddede “Türkiye yirmi veya yirmi beş özerk idari bölgeye ayrılabilir” ifadesi yer alıyor. Demirtaş da bu söylemi çeşitli defalar gündeme getirmiş. DTP Grup Başkanveli iken Ocak 2008’de Almanya’nın Bochum Üniversitesi’nde katıldığı bir panelde, 2013 yılının Temmuz ayında katıldığı bir televizyon programında ve 2018’de yargılandığı mahkemede bu söylemi tekrarlamış. Bölgeleri de şu şekilde belirleyecekler: Birbirine yakın birkaç vilayet birleştirilip bir bölge oluşturacaklar.

CHP VE İYİ PARTİ 25 BÖLGELİ ÖZERKLİĞE İMZA ATMIŞ

Dikkat çekici bir bilgi aktaralım: CHP-İyi Parti-Saadet Partisi-HDP arasında 2018 yılında gizli yürütülen anayasa çalışmasının taslağında 20-25 bölgeli bir Türkiye mutabakatı çıkmış. Taslaktaki ifade aynen şöyle: “(…) Türkiye’nin, sayıları 2 ile 5 il arasında değişen idari birimleri kapsayacak şekilde (kuşkusuz Ankara ve İstanbul’da bu sayı, 1 ile sınırlı kalabilir) 20-25 bölgeye ayrılarak, yerinden yönetim birimleri oluşturulması, başta kamu hizmetlerinin verimliliği ve halka yakın demokratik yönetimlerin kurulması gelmek üzere, birçok bakımdan yararlı olabilir.”

Özetle HDP’nin, KCK/PKK terör örgütüyle koordineli bir şekilde hayata geçirmeye çalıştığı “demokratik özerklik” planı bu şekilde hayata geçecek.

Ondan sonra aşamada bir başka plan daha var ki dudaklarınız uçuklayacak. Onu da yazıyı daha da uzatmadan bir sonraki yazıma bırakayım.

BU YAZIYLA BERABER YENİDEN OKUNMASI GEREKEN YAZILARIM:

- İMRALI MUHATAP DEĞİLMİŞ: https://www.superhaber.com/imrali-muhatap-degilmis-makale-358591

- Y-CHP’NİN KÜRT AÇILIMINDA FULLER-BARKEY-PHİLİPS İZLERİ: https://www.superhaber.com/y-chpnin-kurt-aciliminda-fuller-barkey-philips-izleri-makale-410219

- BELEDİYELERE MALİ ÖZERKLİK HDP’NİN (PKK’NIN) TALEBİ DEĞİL Mİ?: https://www.superhaber.com/belediyelere-mali-ozerklik-hdpnin-pkknin-talebi-degil-mi-makale-446138

- YENİ CHP’LİLERİN YENİ ‘ÖNDER’İ?: https://www.superhaber.com/yeni-chplilerin-yeni-onderi-makale-447660

- ÖZERKLİK TARTIŞMASI: TERÖRİSTLER YEREL GÜVENLİK (!) GÜCÜ MÜ OLACAK?: https://www.superhaber.com/ozerklik-tartismasi-teroristler-yerel-guvenlik-gucu-mu-olacak-makale-449675

- TÜRK’Ü, TÜRKÇE’Yİ KALDIRMAK MİLLİ DEVLETİ ORTADAN KALDIRMAKTIR: https://www.superhaber.com/turku-turkceyi-kaldirmak-milli-devleti-ortadan-kaldirmaktir-makale-437917

- KCK/PKK’NIN HAYALLERİ 6+1 MASASININ ANAYASINDA: https://www.superhaber.com/kckpkknin-hayalleri-61-masasinin-anayasinda-makale-436163

Tüm yazılarını göster