Kara Cuma'nın İslamiyetle bağı! Türk-İslam tarihindeki meşhur zaferler

Mehmed Mazlum Çelik celikmehmedmazlum@gmail.com

Kara Cuma olarak nitelenen Kasım ayı indirimleri başladı. Diyanet İşleri özelinde bu haftaya “Kara Cuma” denilmesi neredeyse her sene kınanmaktadır.

Bazı e-ticaret siteleri “Muhteşem Cuma” gibi isimlerle işi kotarmaya çalışsa da mesele hala “Kara Cuma” olarak biliniyor.

Nedir bu “Kara Cuma” ve Müslümanlar neden rahatsız buyurun yakından beraber bakalım.

Batı dünyasında Cuma hep uğursuzdu

Batı dünyasının teolojik köklerinde Hz. İsa’nın son akşam yemeği M.S. 3 Nisan 33 tarihinde bir Cuma gününe denk gelir.

Bu yemekten hemen sonra Yehuda’nın ihanetiyle Hz. İsa; Hıristiyan teolojisine göre Romalıların eline düşer. Rainer Maria Rilke, o gecenin uğursuzluğunu Batı alemi için şu dizelerle kaleme alacaktı;

“Ekmek kırıldı

Kırılırken dünya da ikiye bölündü.

Şarap döküldü

Kırmızı bir gölge gibi yayıldı zamana.

Ve o konuşmadı artık. Söz değil, sessizlikti öğretisi.

O andan sonra İnsan, Tanrı’ya en çok sofrada yaklaştı.”

Batı öğretisinde Nuh Tufanı bir Cuma günü kopmuştur.

Hıristiyan aleminin en asil koruyucuları olarak görünen Tapınak Şövalyeleri; Papa’nın hileleri ile bir Cuma günü katledilmişti.

Batı aleminde uğursuz kabul edilen 13 sayı 13. Cuma’dan gelmektedir.

Aslında bu bir İskandinav mitolojisidir. Hatta konu bir Müslüman elçinin de içine katıldığı “13. Savaşçı” filminde ilginç bir şekilde harmanlanmaktadır.

O filmdeki karakter de İbn Fadlan isimli büyük Müslüman seyyahımızın ta kendisidir.

 

Cuma Müslümanlar için zafer günüdür

Müslümanların sayısız zaferi tarihin cilvesi olsa gerek hep Cuma gününe denk gelmiştir.

Endülüs’te Yusuf ibn Tasfihin kazandığı büyük zafer 23 Ekim 1086 Cuma gününe denk gelir.

Batı’dan bağımsız olarak Bedir Gazvesi bir Cuma günü kazanılmıştır.

Mekke, 11 Ocak 630 tarihinde bir Cuma günü fethedilmiştir.

Müslümanların Sasanileri tarumar ettiği 19 Kasım 636 tarihli Kadisiye zaferi bir Cuma gününe denk gelir.

İran’ın 642’de fethedildiği Nihavend Savaşı bir Cuma günü nihayetlenmiştir.

Türklerin İslamla müşerref olduğu 751 Talas Savaşı bir Cuma günü nihayete ermiştir.

Balkanları biz Türklere yurt kılan 20 Haziran 1389 Kosova Savaşı bir Cuma günü olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet, 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’a girmiş olmasına rağmen devlet şehri fethettiğini 3 gün sonra yani Cuma ilan etmiştir.

29 Ağustos 1526’da Kanuni, Avrupa’yı şok eden Mohaç Zaferini bir Cuma günü elde etmiştir.

28 Eylül 1538 tarihli en büyük deniz zaferimiz olan Preveze bir Cuma günü gerçekleşmiştir.

Atatürk, 9 Eylül Cuma günü Büyük Taaruz’un son hareket emrini vererek bu zaferin geleneklere uygun Cuma gününe denk gelecek şekilde nihayetlenmesini sağlamıştı.

Türk halkının 15 Temmuz 2016’da püskürttüğü hain darbe teşebbüsü de bir Cuma gününe denk gelmişti.

Bu ve bunun gibi yüzlerce örneğin büyük çoğunluğunun Cuma’ya denk gelmesi birkaç istisna hariç tesadüf değil, bilinçli bir tercihti.

Hatta zaferlerin özellikle Cumaya denk gelmesi için çabalamak bir gelenektir.

Black Friday’ın bizimle bir ilgisi var mı?

Kasım’ın 4’ünde başlayan bu çılgınlık kapitalist tüketim çılgınlığının bir sonucu.

Görünürde doğrudan Müslümanlarla bir ilişkisi yok gibi durmakta ve dünyada yalnız ABD’de kutlanan “Şükran Günü” ismindeki tuhaf adete bağlanmaktadır.

Lakin Cuma günü Müslümanlar için ne kadar kutsalsa Batı dünyası için o kadar uğursuz kabul edildiğini düşündüğümüzde bunun tesadüf olduğunu ya da art niyet taşımadığını söylemek pek kolay değil.

Hazreti Muhammed, Cuma gününün önemini şu sözlerle aktarır;

“Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı.” (Müslim, Cuma 17, 18)

Kapitalist sistemde hiçbir neden, tesadüfe dayanmaz.

Muhtemelen Cuma gününün seçilmiş olmasında Batı halklarının iki bin yıllık belleğine işlenen “Uğursuz Cuma” algısının önemli bir yeri bulunmaktadır.

Bu hafta alışveriş yapılmasının haram mı; helal mi olduğuna dair bir şey diyemeyiz; ama Müslüman zihnin iğdiş edilmemesi çok önemlidir. Tıpkı cadılar bayramı gibi ithal bu absürtlükler hiç de iyi niyetli olmadığını söylemek zorundayız.

Tüm yazılarını göster