ADAY MUAMMASI SÜRERKEN HAYDAR ALİYEV’İ ANMAK…

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Modern Azerbaycan yolunda ömrünü vakfetmiş büyük devlet ve siyaset adamı Haydar Aliyev’i vefatının 19. Yılında TADİV’de düzenlenen etkinliklerle andık. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri ilişkileri ve özellikle de Türkiye- Azerbaycan arasında yıllara sari gelişmeler üzerinde durduk.

İki ülke arasındaki münasebetlerin geldiği yer ancak her alanda kaydedilen mesafeler tek tek incelendiği zaman anlaşılabilir.

II. Karabağ Savaşı ve ulaşılan muhteşem zaferin nasıl bir büyük arzunun, hedefin adım adım gerçekleştirildiğini görebilmek için de yine pek çok hususa yoğunlaşmak gerekiyor…

Büyük siyasetçiler, devlet adamları olmasa hedeflere ulaşmak da mümkün olmaz.

Onların fikirleri, düşünceleri, idealleri, icraatları zaman içinde ülkelerin kaderleri olarak tezahür ediyor. Tarih sahnesinde de mefkûresi olan liderlerden eserler kalıyor…

Rahmetli Haydar Aliyev mefkûresi olan, millet şuuru olan bir devlet adamı idi…

İlk gençlik yıllarından itibaren zekâsı, çalışkanlığı, girişkenliği ile temayüz etmiş, Sovyetler Birliği döneminde en yüksek görevlere gelebilen tek Türk olmuştu. Tüm görevlerinde de büyük bir Türklük şuuru içinde hareket etmiş, komünizm döneminde soydaşlarının menfi biçimde etkileneceği pek çok hadiseye set çekmişti.

Sovyet tankları Bakü’ye girdiğinde, pek çok sivil ve masum insan şehit edildiğinde en sert tepkileri verebilen isim olarak halkının gönlünde yeniden taht kurmuştu.

Rahmetli Cumhurbaşkanı Eblufeyz Elçibey’in daveti ile Bakü’ye gelmiş ve siyasal kargaşaya son vermiş, kardeş kavgasını önlemiş, milletini yeniden tek bir yumruk gibi büyük ve güçlü Azerbaycan ülküsü etrafında buluşturmuş idi.

Türkiye başta olmak üzere dünyanın etkili ve güçlü ülkeleriyle çok ilkeli, dengeli, ülkesinin ve halkının yararına ilişkiler geliştirmiş, özellikle “Bir millet iki devlet” anlayışının yerleşebilmesi için olağanüstü çabalar içine girmişti.

Merhum Haydar Aliyev’in ufku bu gün güçlü ve zengin Azerbaycan’ı dünyanın en saygın ülkeleri arasına dahil etmiştir. O ufuk ile TANAP ve SOCAR gibi büyük projeler ve şirketler oluşmuştur.

Onun ufkunun İlham Aliyev ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından sahiplenilmesi ile Karabağ’daki işgal sona erdirilmiştir.

Ülkeler arasındaki ilişkiler tek millet iki devlet anlayışının zirvesine taşınmıştır.

Bu güzel etkinlikleri düşünen ve gerçekleştiren değerli hocam Prof. Dr. Aygün Attar başta olmak üzere tüm emeği geçenleri kutluyorum, kendilerine teşekkür ediyorum.

Bu çabaların bizim için esas önemi şurada olmalıdır, devlet adamlarının özellikleri nelerdir, seçerken, arkalarından giderken nelere dikkat etmeliyiz? Bizi nerelere taşırlar, yarınlarda ne ile karşılaşırız? Devletimizin, milletimizin ve fertler olarak bizlerin istikbali ne olur?

İşte bu soruların cevapları müspet olursa kuşkusuz ki rahat nefes alabiliriz, yok olmaz ise sorun var demektir…

Ülkemizde yaklaşan bir cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu seçimde Sayın Recep Tayyip Erdoğan yine aday. Ancak rakibi kim veya kimler belli değil… Muhalefet cephesi toplanıp toplanıp dağılıyor. Her ne kadar toplandığımız zaman hiçbir aday ismi telaffuz etmedik deseler de, ettikleri ortaya çıktı. Adı geçenler etrafında bir uzlaşma sağlanamadığı aşikâr. Yalnız, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmek üzere muhalefet kanadında adı geçenlerin bırakın uluslararası başarılarını, ulusal ölçekte dahi göğsümüzü gere gere anlatacağımız bir başarı hikâyelerinin olmayışı da ayrı bir konu…

Başarı hikâyelerinin olmayışı aynı zamanda bir yöneticide ve siyaset adamında en fazla aranması gereken deneyimin göstergesidir…

Deneyimi olmayanın devlete dair birikimi olur mu?

Diğer Yazıları