Yeni Konutların Sağlamlığına Dair Yığınla Soru

Veda Kılıç

Veda Kılıç

Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum (22 Şubat 2023’de ) ,İki ay içerisinde 200 bini konut, 70 bini köy hânesi olmak üzere 270 bin ev yapmak için inşa çalışmalarına başlanacağını açıkladı.

Müjde haber, felaketi katlanması zor getirileriyle yaşayan afetzedeye belki de en büyük teselli. Çünkü her şeye rağmen yaşama tutunmuş insan için, sıcağında sükûn bulacağı bir yuva olmazsa olmaz ihtiyaç.

15 milyonu aşkın kişinin doğrudan etkilendiği depremin 18.gününde gelen planlama, sosyal devlet göstergesi olmakla ayrıca değerli.

Bakan Kurum konuştuğu TV programında, yıkılan bölgelerin ihya sürecini, kültür- sanattan anlayan, sosyoloji ve demografik yapı konusunda uzman bilim insanlarından oluşan bir heyetle yöneteceklerini de belirtti.

Sık yayınlanan çökme görüntüleri itkisiyle genelleşen katmerli endişe ve yeni inşaların sağlamlığına dair soru yığınla!

Hâl böyleyken halkın ruh hali sahiplenilerek, uzman ekiplerle hareket kararı verilmesi hem rahatlatıcı hem de semeresi güçlü görünen bir hüküm.

Bakan ayrıca; Projelerin tamamlanması için bir yıllık süre belirlediklerini, ancak daha evvelki deprem tecrübelerinde anahtar teslimlerin hemen altı ay sonra başladığını; şimdi de projeleri aynı sürede etap etap bitirerek halka verme hedefinde olduklarını muştuladı.

Yapılacak konutların zemin artı üç-dört katla sınırlı, yerel mimariye uygun şekilde, sağlam alanlara inşa edileceğini daha pek çok ayrıntıyla açıkladı.

Buraya birkaç paragrafla aktardığım konuşma, incelikle çalışılmış, hesaplanmış ve afet alan genişliğine göre oldukça iddialı bir hedef belirtiyor.

Dilerim bu gaye, depremin kimi insanımızı elsiz- ayaksız, kimini evlatsız, ailesiz bırakırken milyonlarcasının evlerini, umut yeşerten yuvalarını ellerinden alan kahredici yüzüne karşı hızlıca gerçekleşir de acının kırdığı yaşamları ayaklandıran güçlü bir manivelaya dönüşür.

Kan Lekesi Bırakan Bir Trajedi

Varlığı depremden evvel hissedilse de sonrasında iyice ortaya dökülen, toplumsal huzursuz bir halimiz var.

 Savaşların kasıp kavurduğu çevre coğrafyalardan sirayet eden tutukluğa ek TV ekranlarından üzerimize boşalan yoz kültürle birleşmiş, kirli bir nahoşluk.

Bu tesir sonuçlarını hepimiz deprem esnasında işlenen yaygın suçlarda bariz olarak gördük.

Örneğin yardımlaşma ve dayanışmanın maruftan farza dönüştüğü zor zamanda, başka ülkelerden gelmemiş birilerinin yaptığı hırsızlık ve yağma olayları hiç de normalimiz değildi!

Yetmiş iki halklık bir bütünden gelen ülkemizin, renklilikteki en büyük hazinesi olan güven ve merhamet duygusunun birkaç yalan üzerine yer yer gölgelendiğini resmeder örnekler de öyle!

Misal; “Hatay’da yıkık evi önünde beklerken öldüresiye dövülen Suriyeli depremzede Omar Hasson’un hikâyesi.”

Neresine dokunsanız dokunun, kan lekesi bırakan bir trajedi!

Ülkemize, merhametimize sığınmış adamcağız, dayaktan sebep hastaneye kaldırılmışken kurtarılmayı bekleyen iki evladı göçük atında can verir!

Hiçbir değer yargısı olmayan, başıboş, kimliksiz bir toplumda olması beklenir bir vakıa değil mi bu?

“Hani insan insanın yurdu”ydu. Hani kökü göçle dallanmış milletimiz, ova gibi geniş yüreklere; demir gibi eğilmez yardımlaşma hissine sahipti!

Ne oldu?

Ne oldu da Avrupa’nın meşhur ırkçılarını taklit eden türediler aramıza sızabildi!

Gelişmiş ülkelerden yardım için gelip afet sahasında şahit oldukları dayanışma karşısında etkilenen insanlar  “Bu felaketi Türkiye’den başka bir ülke kaldıramazdı.” derken işaret ettikleri şey sizce yüksek manevi değerlerden başka bir şey miydi?

Hz. Peygamber (sav) “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” buyuruyor.

Şayet bugün, aciz bir adam aramızda zulüm görüp evlatlarını yitiriyorsa; onun gibi başkaları korku ile ürperiyorsa, efendimizin buyruğu ışığında bir kendimize bir de ahvale durup bakmak; şuurla düzeltmek zamanıdır.

Asla geç kalmadan; “Mazlumun âhı arşı alayı titretmeden”!

Diğer Yazıları