Anti-Kemalist Yalçın Küçük nasıl Kemalist yapıldı?

Derin Tarih dergisi eylül sayısında solun Kemalizmle imtihanı konulu bir kapak dosyası hazırladı. Mustafa Armağan, Türkiye’de sol denildiğinde akla ilk gelen isimlerden olan Yalçın Küçük’ün anti-Kemalist iken bir anda nasıl Kemalist hale getirildiğini yazdı.

Yazıdan çarpıcı bir kesit paylaşıyoruz... 

Yalçın Küçük’ün Cumhuriyetin tektipleştirici eğitim ve hele tarih anlayışına itirazları Cemil Meriç’inki kadar ağır olmuş, Osmanlı ama en çok da yakın tarih üzerindeki Kemalist tabulara cesaretle hücum etmiş, onları sarsmış; fakat bunu İslamcı dünya görüşündekiler gibi “Hilafetin kaldırılması”, hocaların idam veya Arapça ezanın yasaklanması gibi münferit hadiselere bir tepki olarak değil, sosyalizm adlı ideolojileri bitirmeye yeminli “bilimsel” dünya görüşünün bir gölge dünya görüşü veya ideoloji olan Kemalizm’i tekzibi veya bir hakiki temeli olmadığını, bir epifenomen olduğunu ortaya koyma şeklinde cerrah soğukkanlılığıyla müdahale kıvamında yapmıştır.

Yalçın Küçük’e göre bu “bilimsel” müdahaleye zamanla bir yalanlar ormanı haline getirilen Kemalist tarihçiliğin de ihtiyacı vardır. Tarihçilik esasen gerçek babayı tespit ve söyleme mesleği ise onu yapmaya soyunmakta ama en büyük kabahati, gerçeği dobra dobra söylemektedir. Neredeyse Ak Parti iktidarının ortalarına kadar bu anti-Kemalist söylemde direnen Yalçın Küçük 80’i aşan yaşına rağmen çalışmalarına devam ediyorsa da artık Kemalizmi savunmanın bir görev olduğuna inanmaktadır. Direnmiş ama sonunda o da arkadaşlarına uyum sağlayarak Ak Parti karşıtlığından Kemalizm gemisine transfer olmuştur. Nitekim 2015 yılında Çün dergisinde Kemalizm ile gelgitlerini şöyle dile getirmişti:

“AKP bizi tekrar Kemalist yaptı. Biz ne idik? Biz Sosyalisttik. Sosyalist, Kemalist değildir. Kemalist’le ortak yanları vardır ama aynı değildir. Biz Kemalizm’i aşmaya çalıştık sosyalist olarak. Ben o dönemde de çok şey yaptım. Bizim öğretmen kökenli aktivist arkadaşlarımız vardı, Fakir Baykurt şunları çok söylerdi: “Kemalizm sosyalizmdir”. Biz bunlara itiraz ederdik, çok doğru şeyler değildi. Biz anti-Kemalist değildik ama çok ciddi olarak eleştirilerimiz vardı. Yeteri kadar halkçı olamadığını bulurduk 1920’li, 30’lu yılların. Şimdi daha başka bir sentezdeyiz, daha iyi bir noktadayız.”

Kemalizmi aşmak

Kemalizmi aşmaya çalışan ama yarım asır sonra dönüp ona teslim olan Yalçın Küçük’ün siyasî çizgisi kendisini ilgilendirir ama Kemalizmi aşmaya çalışırken getirdiği sert eleştirilerin aynısı Kadir Mısıroğlu’ndan gelse ortalığı ayağa kaldıracak olanlar bu yenir yutulur cinsten olmayan eleştirileri sineye çekmiş veya görmezden gelmeyi yeğlemişlerdi. Ne de olsa Türkiye’de söylenene değil, söyleyene bakılmaktadır.

Öte yandan bugüne kadar onlarca kitaba imza atan Küçük, hemen her kitabında Kemalizm, Mustafa Kemal ve resmî/egemen tarih anlayışına isyanını delilleriyle ortaya koymuş, yalanları çürütmüş ve daha önemlisi, resmi ideolojiye kafa tutmuştur. Ben burada bütün kitaplarına dağıtmayacağım dikkatinizi, sadece ilk baskısı Turgut Özal döneminin sonlarında, 1992 yılında yapılan Türkiye Üzerine Tezler’in 5. Kitabına odaklanacak ve oradan geniş nakillerde bulunacağım. Naklettiğim parçaları okuduktan sonra bu zehir zemberek iddiaların sahibinin gerçekten kendisinin dediği gibi “Kemalist” olup olamayacağına siz karar verin...