TCMB'nin faiz indirimi KOBİ'lerin kredi çilesine çare olacak mı?
Türkiye ekonomisinde Temmuz 2025 için Merkez Bankası’nın faiz indirimi beklentisi piyasalarda umut yaratıyor. Ancak, reel sektör temsilcileri, ticari kredi kısıtlamaları devam ettiği sürece faiz indiriminin KOBİ’leri rahatlatamayacağını savunuyor. Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör’ün köşe yazısında aktardığı çarpıcı örnekler TCMB’nin kredi kısıtlamalarını gevşetme planı haberi, konunun ciddiyetini ortaya koyuyor. İşte detaylar...
Dilek Güngör, köşe yazısında bir dost meclisindeki sohbetten örneklerle KOBİ’lerin yaşadığı finansman krizini gözler önüne seriyor. Bir iş insanı, büyük bir bankanın kendisine yüksek faizle bile kredi vermediğini, ticari kart limitinin habersiz düşürüldüğünü ve bu nedenle vergi ödemesini yapamadığını anlattı.

Başka bir işletmeci, hammadde alımı için kullandığı ticari kartın limitinin düşürülmesiyle üretimin aksadığını belirtti.
Bir diğer KOBİ sahibi, yüksek kredi kartı limitine rağmen bankaların uyguladığı günlük veya işlem bazlı harcama sınırları nedeniyle tedarik zincirinde işlemlerini tamamlayamadığını ifade etti.
Güngör, KOBİ’lerin acil ihtiyaçlarını ve ödemelerini ticari kartlarla karşılamaya çalıştığını, ancak bu kısıtlamaların domino etkisiyle ticaret zincirinde ciddi aksaklıklara yol açtığını vurguluyor. “Reel sektör bankalardan şikayet ediyor, bankalar ise suçu TCMB’nin kredi kısıtlamalarına atıyor,” diyor Güngör.
TCMB’nin kredi kısıtlamaları ve gevşeme sinyali
TCMB’nin makro ihtiyati tedbirleri kapsamında, bankaların KOBİ’lere yönelik aylık kredi büyümesi %2,5 ile sınırlı. Bu kısıtlama, finansmana erişimi zorlaştırarak KOBİ’lerin nakit akışını ve üretim kapasitesini olumsuz etkiliyor.
Bloomberg’in 1 Temmuz 2025 tarihli haberine göre, TCMB, ticari kredilere uygulanan bu kısıtlamaları gevşetmeyi planlıyor. Henüz resmi bir adım atılmamış olsa da, piyasalar bu gelişmeyi olumlu karşılıyor. Güngör, “Finansmana erişimin bu kadar sıkıntılı olduğu bir dönemde, ticari kartları kısıtlamaların tamamen dışında tutmak faydalı olur” önerisinde bulunuyor. Aksi takdirde, istihdam kayıpları, vergi gelirlerinde düşüş, tahsilat zincirinde bozulma ve üretimde aksamalar gibi sorunların kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.