"Sende mi Allahsız" Salih Tuna bu sert ifadeyi kim için kullandı?

Sabah yazarı Salih Tuna, FETÖ'cülerin mahkemelerdeki yalanlarını ve bu yalanlara sarılan düne kadar Fethullah Gülen'in düşman ilan edenleri yazdı. Tuna, yazısını 3 bölümde ele almış. Birincisi FETÖ mücadelesi üzerinden menfaat temin etmeye çalışanlar, ikincisinde yalanda sınır tanımayan FETÖ'nün imamları Kemal Batmaz ve Alaaddin Kaya var. Öyle ki "Ben aslında ben değilim" noktasına geldiklerini belirtiyor Tuna. Ve üçüncüsü, Tuna onları "Hatta ömürleri "Fetullahçılarla" mücadeleyle geçmiş.
Lakin, bir süredir, "Fetullah'ın açtığı yolda, gösterdiği hedefe" yürümeye devam ediyor.
Ulan sen de mi Allahsız, dememek işten bile değil." sözleri tanımlıyor. Ve ekliyor "Kripto böyle bir şey zaten"

İşte Salih Tuna'nın "Sende mi Allahsız" başlıklı o yazısı...

Faşistlere karşı tarlada, mısır saplarının arasında direnişlerini sürdüren köylüler, yanlışlıkla birbirini öldürüyorlardı.
Yanlışlıkla dediğim, birbirini faşist sanarak.
Aklımda kaldığı kadarıyla, Taviani Kardeşler'in (Paolo Taviani - Vittorio Taviani) "San Lorenzo Gecesi" filminden bir sahneydi.
"Kutsal kripto avcılarının" halleri fena halde bunu çağrıştırdı.
Strateji, muhasebe, izan, insaf, usare hak getire.
Dostu düşmanı tanıyacak bilinçten yoksunlar.
Belirli bir disiplinden veya siyasi gelenekten de gelmiş değiller.
Çoğu retorik müptelası tıfıllar...
Mısır saplarının arkasından sallapati ateş eden köylüler gibi kendi ayaklarına veya "omuzdaşlarına" ateş ettiklerinin farkında bile değiller.
Ama samimiler...
Bir de, FETÖ mücadelesini araçsallaştırarak menfaat temin etmeye çalışan fırsatçılar var ki, bahsi diğer.
Yine de şu kadarcığını söyleyeyim: Tarık Buğra'nın Çolak Salih'i bunları görseydidiğer kolunu da kendisi kopartıp yüzlerine fırlatırdı.

***

Şükür ki şükür samimi olduğu kadar da bilinçli olanlar var. (Binlerce selam olsun onlara.)
Fakat sinirleri biraz gergin.
Bu da gayet doğal. Hangi birimizin sinirleri gergin değil ki.
Karşımızda yeryüzünün gelmiş geçmiş en aşağılık terör örgütü var.
Akıncı Üssü davasında binlerce görüntüyle kanıtlandığı halde Kemal Batmaz, "o ben değildim, ben orda arsa bakıyordum" diyebiliyor.
Biraz daha sıkışsa, "ben aslında ben değilim" diyeceği kuvvetle muhtemel.
Bunların hepsi böyle.
Saçlarından topuklarına kadar yalanla maluller.

FETÖ'den tutuklu yargılanan Zaman gazetesinin eski sahibi Alaeddin Kaya da mahkemede, "Gülen'i tanıdığım ispatlansın suçumu kabul edeceğim" demişti.
Oysa...
Fe'mi Bey mektup taşıma muhabbetinde Kaya'nın aracılığıyla Fetullah'tan randevu aldığını ve birlikte Pensilvanya'ya gittiğini yazmıştı.

***

Öyleleri de var ki dinle, dindarlıkla alakaları yok.
Hatta ömürleri "Fetullahçılarla" mücadeleyle geçmiş.
Lakin, bir süredir, "Fetullah'ın açtığı yolda, gösterdiği hedefe" yürümeye devam ediyor.
Ulan sen de mi Allahsız, dememek işten bile değil.
Kripto böyle bir şey zaten...
Şu Cumhuriyet gazetesinin haline bakar mısınız lütfen!
Türkiye'yi MİT TIR'ları üzerinden "terörist ülkeymiş" gibi gösterebilmek için kendilerini telef etmişlerdi, ama, PKK'nın Suriye koluna ABD'nin seksen TIR dolusu silah göndermesine tek lafları yok.
FETÖ'yü ABD'den bağımsız değerlendirirseniz...
Jeo Biden neden Can Dündar için Türkiye'ye geldi, Dumanlı neden ABD'ye kaçtı, anlayamazsınız.
FETÖ'yü "maklube" yemek sanırsanız...
Dumanlı Ekremlerin yerine Can Dündarlar geçer, yani, FETÖ şekil değiştiripyoluna devam eder, ruhunuz duymaz.