Paralar İmamoğlu'na akacak! CHP'de Cumhurbaşkanlığı aday ofisi parti tüzüğüne alındı
CHP’nin 39. Olağan Kurultayı’nda tüm tüzük değişiklikleri tartışmasız şekilde kabul edilirken en dikkat çekici adım, parti içinde yeni bir güç odağı yaratacağı eleştirilerine neden olan “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi”nin tüzüğe eklenmesi oldu. Ofisin çalışma biçiminin tamamen Genel Başkanın yetkisine bırakılması ve mevcut icra kurulunda Selin Sayek Böke, Bülent Tezcan ve Ekrem İmamoğlu’na yakın Serkan Özcan’ın yer alması, parti içi dengeler açısından soru işaretleri doğurdu.
CHP’nin “Şimdi İktidar Zamanı” sloganıyla düzenlediği 39. Olağan Kurultay’ın ilk gününde program ve tüzük değişiklikleri jet hızıyla, tartışmasız biçimde oybirliğiyle kabul edildi. Ancak alınan kararlar, “CHP yine kendi iç dengeleriyle mi uğraşıyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
Kurultayın en dikkat çeken başlığı, tüzüğe eklenen “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi” oldu. İlk Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar faaliyet göstereceği belirtilen bu yapı, parti içinde yeni bir güç odağı yaratacağı gerekçesiyle tartışma yarattı. Ofisin nerede, nasıl çalışacağına ve koordinasyonun kimlerce yürütüleceğine yalnızca Genel Başkanın karar vermesi ise “şeffaflık” söylemlerini havada bıraktı.
Halihazırda ofisin icra kurulunda CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, milletvekili Bülent Tezcan ve Ekrem İmamoğlu’nun çalışma ekibinden Serkan Özcan bulunuyor. Bu isimlerin seçimi, parti içinde İmamoğlu ağırlığının daha da artacağı yorumlarına neden oldu.
Tüzükle birlikte CHP Parti Meclisi’nin üye sayısı da 80’e çıkarıldı. Eleştirmenlere göre bu hamle, “koltuk dağıtma” pratiğinin yeni bir versiyonu ve parti içi dengeleri memnun etmeye dönük “makam genişletme” adımı olarak değerlendiriliyor.
En dikkat çekici noktalardan biri ise Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin tüm giderlerinin parti bütçesinden karşılanacak olması. Parti içi mali disiplin tartışmaları sürerken yeni bir ofisin, yeni bir masraf kapısı olarak tüzüğe girmesi CHP’nin “tasarruf” söylemiyle çelişiyor.
Kurultayda alınan kararlar, CHP’nin yine kendi iç yapılanmasına odaklandığını ve ülke gündeminin yerine parti içi hesaplaşmaları öncelediğini bir kez daha gözler önüne serdi.
