İsviçre’de tarife paniği! Tarafsız ülke AB’ye sığınıyor
Trump’ın tarife oyunları İsviçre’yi şoke etti! ABD’nin 90 günlük tarife molası İsviçre’yi rahatlatsa da, “tarafsız ülke”ye AB’den daha yüksek vergi dayatması Bern’i AB’ye yaklaştırdı. Ticaret savaşının gölgesinde İsviçre, rotasını komşularına çeviriyor. İşte detaylar...
ABD Başkanı Donald Trump, Çin hariç 75 ülkeye ek tarifeleri 90 gün erteledi ama İsviçre’ye beklenmedik bir darbe indirdi. AB ülkelerine yüzde 20 tarife koyarken, ihracat devi İsviçre’ye yüzde 31 vergi getirdi; sonra her ikisini de yüzde 10’a çekti. Bu “tarife şoku”, tarafsızlığıyla ünlü İsviçre’de dalga dalga yayıldı. Reuters: “İsviçre, AB’ye doğru itiliyor!”
“AB ile istikrar arıyoruz”
İsviçre Federal Başkanı ve Maliye Bakanı Karin Keller-Sutter, Neue Zürcher Zeitung’a konuştu: “AB ile ilişkileri derinleştirip istikrarı sağlamak istiyoruz.” Aralıkta Brüksel’le ticaret anlaşmasını yenileme kararı alan İsviçre, Trump’ın öngörülemez politikaları karşısında AB’ye sarıldı. Keller-Sutter, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile “hızlı bir görüşme” yaparak iş birliğini sıkılaştırma sözü aldı.
Tarihi adım: AB toplantısında İsviçre var
Keller-Sutter, cuma günü Varşova’daki ECOFIN toplantısına katılarak tarihte bir ilki gerçekleştirecek. AB maliye bakanlarıyla bir araya gelecek ilk İsviçre bakanı olacak olan Keller-Sutter, Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD’nin korumacılığı gibi fırtınalarda AB ile stratejik bağları güçlendirecek. Davet Trump’tan önce gelse de, zamanlama manidar!
“AB ile bağlar acil hale geldi”
Swissmem’den Jean-Philippe Kohl, “Trump’ın şoku, AB anlaşmasını onaylamayı ve en büyük pazarımızla temeli sağlamlaştırmayı acil kıldı” dedi. İsviçre, düşük vergiler ve demokrasiyle zengin bir ekonomi kurdu, ama şimdi AB ile daha sıkı bir ortaklık, belirsiz dünyaya karşı kalkan olarak görülüyor.
Onay zorlu, ama destek artıyor
Anlaşmanın İsviçre’de kabulü kolay değil! Sosyal Demokrat Franziska Roth, “Parlamento onaylasa bile, yüksek maaşlar gibi standartlar korunmazsa referandumda reddedilir” uyarısında bulundu. Yine de geçen ayki “AB ile güvenlik iş birliği” kararı, çoğu partinin geleceği AB’de gördüğünü kanıtladı.