İnşa edici bir adalet ihtiyacı

Ülkemiz, tarihte görülmemiş bir fesatla,musibetle karşı karşıya.

Görülmemiş ilkler yaşandı.

Daha ne olduğunu anlayabilmiş değiliz.

Kısa sürede anlayabilmemiz de mümkün görünmüyor.

Köşe yazısı yazan biri olarak yazmıyorum bu cümleleri.

Zaten böyle bir iddiam da olmadı böyle bir hevesim var ve sürsün istiyorum.

Yazdıklarım bu vatanın bir evladı olma,burda yaşamanın sayısız cilvelerini tecrübe etme,hüzün -sevinç,yaşama- ölmek serpilmek küsmek-barışmak hayata ait ne varsanın en güzel memleketinde yaşamakta kaynaklanıyor.

Akletmeme,hissedişime izleyişime,tefekkürüme hepsinden çıkan kelimelere Rabbimin öğrettiklerini emir seçerek seslenmek istiyorum.

Adalet Yaratıcı’nın bize layık gördüğü emanet ettiği bir ismidir.Bu emanete, bize layik görülen bu isme ihanet etmememiz gerekiyor.Ölçüsü Resuldur.

Kardeşliğimize birliğimize kast edilmiştir.Talihsizlik, bu kast etmenin en büyük taşeronu kardeşliği pekiştirme adına ortaya çıkmış bir harekettir.

Şükürler olsun ki yakın ve büyük tehlike atlatılmıştır.

Fakat “üst akıl” dediğimiz asıl şeytanın büyük müttefikleri ve düşünürlerinin tasarladığı büyük darbe gerçekleştirilmemiştir.Fırsat beklemektedirler.

Adaletten ayrılmamız bu oyunun gerçekleştirilmesinin bir unsuru olacaktır.

Dikkatli olmalıyız.

Sağduyulu ve soğukkanlı olmalıyız.

Başarılmamış her ihanet ihaneti üstlenenlerin dışındakiler için bir zaferdir sonuçtur.

Bu tür hadiseler bizzat oynanmak istenen büyük oyunun sebebi olabilme ihtimali taşımaktadır.

Ülkemiz getirilen hali itibariyle çokça operasyonların yapılacağı bir alana dönüştürülmek istenmektedir.

Ankara sabaha kadar bombalandı.

Sabaha kadar gökyüzü işgal altındaydı.

Ve her bombadan sonra bir çok can titrek bir nazla Rabb’ine yürüdü.

Bomba gürültüsünden ölen bir güvercin yanıma düştü.

Son çırpınışını gördüğüm güvercinden bize düşen nedir?

Ve ihanetçilerin tasallutundan milletine silah doğrultmuş mehmetçiğimizin yakalanışından sonraki yüz ifadesinin bize öğreteceği nedir?

İş güç sahibi olmak için başkaca imkanı kalmamış ve bir şekilde bu yapının eline düşmüş hayatı kararmış bir masumun bize emanet bıraktığı nedir?

Ustaca davranarak ve emredileni dönüştüren bir metodla, birlikte olduklarını kandırıp zor durumda bırakarak ihanet etmeleri neyi çağrıştırmaktadır?

Bütün bu soruların cevabını ve bu sorunların çözümünü bu sorunları ve belaları üreten sistem ve anlayışla çözemeyiz.

Bize lazım olan bize ait; milletimizin özünde yüreğinde yer alan anlayıştır.

Yani inşa edici bir ADALET

Anlaşılmadı mı?

Hz.Muhammedin (sav) Ömer’e öğrettiği adalet….