Göz sağlığı uzmanından ekran kullanımına kritik uyarı: "Üç 20 kuralına mutlaka dikkat edin!"
Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ataş, günümüzde giderek artan ekran kullanımının göz sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, özellikle çocuklarda ve yetişkinlerde görülebilecek göz rahatsızlıklarına karşı önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Ataş, ekran kaynaklı göz problemlerini önlemek için "üç 20" olarak adlandırılan basit ama etkili bir kurala uyulması gerektiğini vurguladı. İşte dikkat etmeniz gereken o kurallar...
Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte ekran kullanımının невиданно arttığını belirten Prof. Dr. Ataş, özellikle pandemi döneminde yaygınlaşan uzaktan çalışma ve eğitim sistemleriyle birlikte tablet, bilgisayar ve cep telefonu kullanım oranlarının ciddi seviyelere ulaştığını söyledi. Ataş, "Şu anda ortalama bir yetişkin ve çocuklar günün yaklaşık 7,5 saatini ekran başında geçiriyor. Bu, sosyal ilişkilerden akıl sağlığına, fiziksel sağlık sorunlarından dikkat eksikliğine kadar pek çok olumsuz etkiyi beraberinde getiriyor," dedi.
Göz sağlığı açısından uzun süreli ekran kullanımının en önemli risklerinden birinin miyopi (uzağı görememe) olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ataş, "Günde 3 saatten fazla ekran kullanımı, miyopi riskini yaklaşık 4 kat artırıyor. Bu durum, adeta bir miyopi pandemisi gibi ciddi bir sorunla karşı karşıya kalmamıza neden olabilir," uyarısında bulundu.

Dijital Göz Yorgunluğu ve Göz Kuruluğu Tehlikesi
Prof. Dr. Ataş, uzun süre ekran başında kalmanın "bilgisayar görme sendromu" veya daha yaygın bilinen adıyla "dijital göz yorgunluğu"na yol açabileceğini de belirtti. Bu durumun baş ağrısı, gözlerde kızarma ve batma, bulanık görme gibi şikayetlere neden olarak yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünü söyledi.
Bir diğer önemli sorunun ise göz kuruluğu olduğunu vurgulayan Ataş, "Çocuklar ve yetişkinler uzun süre ekrana odaklandıklarında göz kırpmayı unutuyorlar. Normalde dakikada 20-25 kez göz kırpmamız gerekirken, bu sayı ekran başında 5'e kadar düşebiliyor. Bu da ciddi göz kuruluğuna, dolayısıyla batma, kızarma ve ağrı gibi sorunlara yol açabiliyor," diye konuştu. Ayrıca, sürekli yakına odaklanmanın göz kaslarında spazmlara ve akomodasyon problemlerine de neden olabileceğini ekledi.
"20-20-20 Kuralı Hayati Önem Taşıyor"
Ekranın zararlı etkilerinden korunmak için alınabilecek basit ama etkili önlemler olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Ataş, "Ekranla ilgili '20-20-20 kuralı' dediğimiz bir kurala mutlaka dikkat etmeliyiz. Bu kurala göre, çocuklar yaklaşık 50 santimetre (20 inç) mesafeden ekrana bakmalı, 20 dakikadan fazla aralıksız ekranla meşgul olmamalı ve her 20 dakikada bir 20 saniye boyunca uzağa bakarak gözlerini dinlendirmelidirler. Toplamda ise 40-45 dakikadan sonra mutlaka ara verilmelidir," şeklinde konuştu.
Ekran süreleri konusunda da önemli tavsiyelerde bulunan Ataş, Dünya Sağlık Örgütü ve göz doktorlarının genel olarak 2 yaşından küçük çocukların kesinlikle ekranla temas etmemesini önerdiğini, 3-5 yaş arasındaki çocukların ise günde en fazla 60 dakika ekran başında kalması gerektiğini belirtti. 5-17 yaş arasındaki çocuklar için ise ödev ve okul aktiviteleri dışında günde en fazla 2 saat ekran süresinin ideal olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ataş, çocukların mümkün olduğunca dışarıda vakit geçirmesinin hem miyop gelişimini engellemek hem de genel göz sağlığını korumak açısından hayati önem taşıdığını söyledi.
Şikayet Varsa Mutlaka Uzmana Başvurulmalı
Prof. Dr. Ataş, göz kuruluğu gibi şikayetleri olanların mutlaka bir göz doktoruna başvurarak muayene olması ve uygun tedaviyi alması gerektiğini de hatırlattı. Suni gözyaşı damlalarının kullanılabileceğini, altta yatan başka göz problemlerinin tedavi edilmesi gerektiğini ve bazı durumlarda düşük numaralı gözlüklerin bile dijital göz yorgunluğunu azaltabileceğini ifade etti. Ayrıca, ekranlarda mavi ışık filtrelerinin kullanılmasının da göz sağlığı açısından faydalı olabileceğini sözlerine ekledi. Prof. Dr. Ataş, herkesin düzenli göz muayenelerini ihmal etmemesi gerektiğini ve olası göz problemlerine karşı erken teşhisin önemini vurgulayarak sözlerini tamamladı.