"Artık ölebilirim" diyen Barzani, referandum sonrası neden mezarlığa gitti?
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, bağımsızlık referandumundan sonraki ilk söyleşisini, Mossad ajanı olduğu ileri sürülen Fransız yazar Bernard Henry-Levy ile yaptı. Referandum sonrası kendisine "Artık ölebilirim" dediğini ifade eden Barzani, yaptığı ilk işin ise babasının mezarını ziyaret olduğunu söyledi...
Mesut Barzani, İsrail hariç, başta Türkiye, Irak ve İran olmak üzere tüm dünyanın karşı çıktığı gayrı meşru referandum sonrası ilk söyleşisini Mossad ajanı olmakla itham edilen Fransız yazar Bernard Henry-Levy ile yaptı.
Barzani'nin, referandumun fikir babası olduğu ileri sürülen Henry-Levy ile 27 Eylül'de gerçekleştirdiği röportaj, IKBY'nin sesi konumundaki Erbil merkezli Rudaw’da yayınlandı.
Bir Fransız devlet adamına atıfla “Artık ölebilirim” diyen Barzani’nin açıklamaları şöyle:
Biri bana şunu anlatmıştı: Sizin devlet adamlarınızdan biri, Fransa’nın 1918’de Almanya’ya karşı zafer kazandığı gece ‘Artık ölebilirim’ demiş. Ben de bu sabah böyle hissediyorum. Barzan Dağları’nın en uzak köyündeki son sandık da kapandıktan sonra yaptığım ilk şey, kafamı toplamak için babam ve Kürt ulusunun babası olan Mustafa Barzani’nin mezarını ziyaret etmek oldu. Yarım asırdır savaşıyorum.
Halkımla beraber katliamlar, tehcirler, kimyasal gaz saldırıları gördüm. İşimizin bittiğini, yok edileceğimizi düşündüğümüz zamanları hatırlıyorum. Saddam’la ilk savaştan sonra 1991’de, demokrasilerin bizi kurtardığını ama diktatörlüğü yerinde bırakarak bizi yeniden geri plana attığını hatırlıyorum.
‘DAHA ÖNCE GÖRDÜK’
(Irak, İran ve Türkiye’nin yaptırımlarıyla ilgili) Eğer hayata geçirirlerse, bizi gerçekten havasız bırakmaya çalışır, havalimanlarımızı veya ticaret bağlantılarımızı keserlerse, size şunu söyleyeyim: Biz bunları daha önceden gördük. İşkenceden geçirildik, öldürüldük, yerimizden edildik.
Yıllar önce dağlarda ve sadece haftalar önce DEAŞ’a karşı neredeyse tek başımıza tuttuğumuz 1000 kilometrelik cephe hattında, özgürlük sevdamız için çok yüksek, çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla, hiçbir düşmanca önlem, hiçbir toplu cezalandırma zaten yaşadıklarımızdan daha sert olamaz.
‘BİR SUÇ İŞLEMEDİK’
Biz bir suç işlemedik. Ne Irak’ın federal yasalarını, ne de BM Şartı’nı ihlal ettik. Ve tekrar tekrar vurguladığım gibi, bu oylama aceleci veya tek taraflı bir bağımsızlık ilanıyla değil, Bağdat’la gerektiği kadar uzun sürecek dürüst bir müzakere süreci başlatmakla ilgiliydi.
