MİLLETVEKİLİ OLMAK İÇİN TARİHSEL TÜYOLAR

Türkiye yeni bir genel seçimin arifesinde bulunmaktadır.

Sağdan, soldan yahut orta saftan olup milletvekili olma hevesi içindekiler bir elleri ceplerinde diğer elleri bürokraside günün heyecan ve pembe hayalleri içerisinde günü akşam etmektedirler.

Cumhurbaşkanı olmak isteyenler, bu olmadı Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmayı umanlar, bakanlık hevesinde bulunanlar, milletvekilliği özlemi duyanlar, bunların hiç birisinin olmaması halinde ise milletvekili aday adayı olma sıfatını taşımaktan medet umanlar önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçim döneminde de büyük bir telaşa içerisindeler.

Ancak Milletvekili olabilmek için sadece ilgili partinin gerekli kıldığı parayı ödemek veya hayır hasenatta bulunmakla yetmez, daha başka işleri de yapmak ve girişimlerde bulunmak gerekir. Tıpkı 1965 yılı seçimlerinde milletvekili adaylığını garanti etmek üzere gayret eden namzetler gibi. 

 1965 yılında İsmet İnönü’ye hitaben muhtelif surette kaleme alınmış olup aşağıda bir kopyasına yer verilmiş bulunan tarihi mektuplar günümüzde milletvekili olmak üzere müracaat etmiş bulunanlara nasıl davranmaları gerektiği konusunda belki fayda sağlayabilir. Muhakkak ki tarih engin bir tecrübedir. Müstakbel pişmanlıklara muhatap olmamak için bu kadim tecrübeden bihakkın istifade etmek, bihaber olmamak gerekir.

 Maksuda erişmek için her yol mubahtır fehvasınca İsmet Paşaya gönderilmiş olan söz konusu kadim namzetlik mektuplarında diz boyu yalakalıkta bulunmanın utanıp sıkılacak türden cümleler sarf etmenin hiçbir etik sakıncası olmamıştır.

Dolayısıyladır ki söz konusu mektupların her birisinin muhteva ve amacı aynı olsa da üslupları farklı olmuştur. O dönemki kimi adaylar mektubunu yalakalık tarzında kaleme almış, kimisi ise onca zamandır partiye sağladığı hizmetleri dile getirerek adaylığını garantilemek istemiş, bazıları ise kendisinin ne denli önemli olduğunu belirtme gereği hissetmiştir.

Abdullah Ş. Başaran, Çok muhterem Paşam efendim, diyerek başlayıp İnsan varlığınızdan, yüce şahsiyetinizden, cömert ve zengin ruhunuzdan cesaret alarak ve hudutsuz hoş görülüğünüzden ve açık kalpliliğinize gönülden inanmış hakiki bir dost olarak… dedikten ve akabinde Benim Aziz Paşam şeklinde hitap ettikten sonra İnönü’ye yazdığı mektubunu Her şey bir yana. Benim için kıymetlerin üstünde tek kıymet, sağlığınız ve beni manen yaşatan sıcak sevgi ve teveccühlerinizdir diye duygularını dile getirdiği mektubunu Sonsuz inanışla en derin ihtiramlarını arz eder ellerinizden öperim efendim diye bitirmiştir.

Milletvekili namzetleri tarafından İsmet Paşaya gönderilmiş olan kimi adaylar azınlık olmayı ayrıcalık vesilesi kılmaya çalışmış ve yine kimi adaylar kendisini muayyen bir kitlenin namzedi şeklinde takdim ederek veya ettirerek İnönü üzerinde baskı kurmaya çalışmıştır.

Adaylar arasında öz güveni olanlar ve bir kıymete haiz bulunduğuna inananlar da yok değildir. Bunlar mektuplarını biraz daha seviyeli bir üslupla kaleme almışken partiye belirgin  bir hizmeti olmayan, henüz nam da salmamış bulunanlar ise kendilerine referans olacak kelli felli isimler bulmayı tercih etmişlerdir.

Diğer taraftan mektubun Türkçe yazılmış olması da olmaz ise olmaz bir şart olarak değerlendirilmemiş; arzu edenler Harf İnkılabına rağmen, harf inkılabının baş mimarlarında İsmet Paşaya Pek Muhterem Büyüğümüz Paşa Hazretlerine! şeklinde bir hitap ederek eski yazı yani Osmanlı Türkçesi ile de istirhamlarını iletebilmişlerdir.

Tarihi değerlerine binaen söz konusu mektupların orijinal suretine aşağıda yer verilmiş olup Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’ın, örneğin, İsmet Paşaya hitaben kaleme aldığı mektubu şöyledir:

Ermeni asıllı, Anadolu Klübü Büyükada Şubesi İdare Heyeti Üyesi Yetvart Bezaz da kaleme aldığı mektubunda İsmet Paşaya şöyle seslenmiştir:

Sami Turan adına Kayseri CHP Başkanı Şaban Kütükoğlu ve CHP İl İdare Kurulu adına Başkan Hamit Başer göndermiş oldukları telgraflarında İsmet Paşaya şu çağrıda bulunmuşlardır:

 

Hasan Bedrettin Ülgen mektubunda partideki görevlerini sıraladıktan sonra İlhami Sancar, Orhan Eyüpoğlu, Haşim İşcan ve Fahrettin Kerim Gökay’ı referans göstererek İsmet Paşadan istirhamının kabulünü dilemiştir:

Kemal Zeki Gençosman kaleme aldığı mektubunda Sırtında, Türkiye’nin kaderine yön verecek çok ağır sorumluluklar bulunduğunu bilerek, yeni Meclis’te hizmete devam etmek istiyorum… ifadeleri ve Çok Sayın Genel Başkanım hitabıyla İsmet Paşadan şu ifadelerle niyazcı olmuştur:

Halihazırda Erzurum milletvekili olan Cevat Dursunoğlu ise mektubunda biraz siyasi dedikodu yaptıktan sonra Yüce güveninize mazhar olursam bunu da son yıllarımın mutluluğu sayacağımı arz eder, en derin saygı ve bağlılıkla ellerinizden öperim diye sonlandırdığı mektubunda İsmet Paşaya şöyle seslenmiştir:

Av. İsmail Arar’ın İsmet Paşaya göndermiş olduğu mektubu ise şöyledir:

Tüm yazılarını göster