ABD belgelerine göre Mustafa Kemal'i Samsun'dan İstanbul'a kim, neden çağırdı

Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gönderilmesi kararı ve şekli kadar onun Anadolu’dan İstanbul’a geri çağırılması kararı ve şekli de yakın dönem tarihimizin önemli, önemli olduğu kadar da son derece tartışmalı konularından birisidir.

ABD belgelerinde bu konu kapsamında yer verilen bilgiler arasında Refet Bele diyor ki;

İngilizler Samsun'da ve bu kasabanın 15 kilometre güneyindeyken, Bakanlar Kurulu adına Samsun'a çağrıldım.

Doğal olarak kendimi İngilizlere teslim etmeye hiç niyetim yoktu.

Samsun ile haberleşmek için telgraf hattından faydalandım.

Bu kadar heyecana neden olan telgraf Ferid (Tek) Bey tarafından Samsun'a bizzat iletilmiş ve mutasarrıf Hamid Bey de telefonla bana bildirmişti. Aynı zamanda bu haber Trabzon üzerinden her yere yayıldı.

Mustafa Kemal’in geri çağrılmasına dair Refet Bele’nin sözünü ettiği telgrafın metni aynen şöyledir:

İstanbul, 7 Temmuz 1335 (1919)

Samsun'da 3. Kolordu Komutanı Refet Beye

İngiliz askerlerinin Samsun'a çıkması durumunda savunma önlemi aldığınızı duyuyoruz; bu tür emirlerin size Mustafa Kemal Paşa tarafından verilmiş olması muhtemeldir. Şimdi, İngiliz temsilcisi bana kesin olarak, asker gönderilmesinin hiçbir şekilde bölgeyi işgal etme arzusundan kaynaklanmadığını, aksine bunun Paşa'nın asayiş ve güvenliğe aykırı faaliyetlerine karşı çıkmak için bir önlem teşkil ettiğini garanti etti. Dolayısıyla coğrafi durum ve “Mustafa Kemal İşleri”nin tamamı dikkate alındığında bu bildirgeye daha çok güvenmek gerekmektedir.

Ayrıca İngilizlere karşı doğrudan bir direniş sergilemekten ne ümit edilebilir ki!

Düzen ve sükûneti bozan faaliyetler fark edilir edilmez bütün bölgeyi işgal etmekle tehdit etmektedirler ve savunma için yapılacak her türlü hazırlık mutlaka bu anlamda yorumlanır ve diğer devletlerin açgözlülüğünü cezbedici etkisi olur.

Bu nedenle, bakanlar kurulunun kararlarını size iletiyorum ve sizi İngilizlerin karaya çıkarma yapmaları ve ilerlemelerine karşı çıkmamaya davet ediyorum. Her şeyi kaybedebilir ve hiçbir şey kazanamazsınız.

Paşa ile ilgili duruma gelince, bu husus kronik olduğu kadar eleştirel bir karakter de kazanmıştır.

Camilerde yürütülen yoğun propaganda doğrultusunda İngilizler Paşa’nın geri dönmesini istemektedirler. Hareket tarzının başlı başına sakıncalı olduğunu siz de kabul edersiniz. Bu nedenle onu geri çağırmak zorunda kaldık. Geri dönmemekle çok yanlış yapıyor, çünkü İngilizler diğer tüm uğraşları bir kenara bırakmış onun geri dönmesinde ısrar ediyorlar. Vatana hizmet söz konusuysa, Allah'a şükür, yetenekli komutan eksikliği yoktur. Şuandan itibaren Paşa’nın geri dönmesi konusu uluslararası bir sorun niteliğini kazanmış bulunmaktadır. Yerine bir vekil tayin ederek geri dönmelidir. İngilizler İstanbul’a ulaştığında kendisini hiçbir surette rahatsız etmeyeceklerine söz vermektedirler.

Benimsediği davranış çizgisinde devam ederse, başkent ile doğu illeri arasında çıkacak bir ihtilaf dolayısıyla yaşanacak parçalanmayı önlemesinin aksine, tam bir bölünme yaşanacaktır, O takdirde bu neyin korkusudur! Devletin parçalanması mı! Başarılarıyla bunu kaçınılmaz kılacak olan bilakis kendisidir. Geri dönmemeye devam ederse, İngilizler onu yakalamaya çalışacak ve üzerine, bölgeye bir defa girerlerse oradan bir daha çıkmak istemeyen, askerler göndereceklerdir. Korktuğumuz parçalanmanın kesinleşmesi şu an için mutlak değildir; Doğu sorununun çözümü farklıdır. Bu gecikme, daha çok, bize güvenle ilham verecek niteliktedir. Bu nedenle Paşa ülkesini seviyorsa derhal geri dönmelidir ve bu da kendi çıkarınadır. Yukarıda size söylediğim gibi, bilgeliğinize güveniyorum ve kendinizi İngilizlere yönelik her türlü hareketten uzak tutarak bölgenizi işgal etmekten kaçınacağınıza inanıyorum.

Bakanlar Kurulu Adına

Bayındırlık Bakanı

FERİD.

Refet Paşanın belirtiğine göre yukarıdaki telgraf Sadrazamlık telgrafhanesi vasıtasıyla Samsun'daki telgrafhaneye iletilmiştir. Oradan da telgrafın içeriği Refet Paşaya telefonla bildirilmiştir. Yine Refet Paşanın ifade ettiğine göre aynı mesaj Trabzon hattı üzerinden o sırada Erzurum'da bulunan meslektaşlarına da aynı anda gönderilmiştir. Resmi olarak iletilen bu telgrafın metni veya en azından bir özeti, o zamanlar Samsun valisi olan Hamid Beyin yanı sıra Trabzon ve Erzurum'daki komutanlığın bulunduğu üçüncü kolordu kayıtlarında olmalıdır.

Refet Paşa tarihimizin önemli bir konusu olan Samsun’a çıkış, yaşanan hadiseler ve geri çağırılma konusunu bu suretle anlattıktan sonra sözlerine devamla diyor ki:

Olup bitenleri bütünüyle objektif bir surette özetledim. Yine aynı tarafsızlıkla kendi değerlendirmemi de burada formüle edeceğim.

Adana'ya gelmesi gereken Ferid (Tek) Bey, İstanbul'da kalarak Damad Ferid Paşa'nın kabinesine girdi.

Ferid (Tek) bey, Bakanlar Kurulu kararını resmen bana iletti.

Bu haberin bana Harbiye Nazırı tarafından değil de kendisi tarafından iletilmesi, bu kanaldan iletilmesinin bana daha fazla güven vereceğine İstanbul'da Hükümet’in inanmış bulunmasından kaynaklanmaktadır.

Benim kanaatime göre Ferid (Tek) bey bu telgrafta kesinlikle samimiydi.

Ülkenin refahının ancak bu yolla güvence altına alınabileceğini görmüş ve aksi bir hareketin ülkeye kesinlikle zarar vereceğini düşünmüştü.

 Mustafa Kemal’i İstanbul’a geri dönmeye davet eden bu tarihi telgrafın muhtevası üzerinde birazcık durmak icap etmektedir:

Öncelikle belirtmek gerekir ki Refet Paşa’nın verdiği bilgiler, bugüne kadar bilinen birçok yanlışın tashihini gerektirmektedir.

Her şeyden önce telgrafın çekildiği tarihi 7 Temmuz 1335 (1919) şeklindedir ve bu tarih, konuya dair bir kısım metinlerdeki yanlış tarih bildirimlerini düzeltmeye vesile olması bakımından önemlidir.

Telgrafın içeriğine göre;

Mustafa Kemal’in geri çağırılmasının temel nedeni İngiliz askerinin Samsun'a çıkması halinde savunma önlemi alınması hazırlığı içine girmiş bulunulmasının İngilizleri rahatsız etmiş olması ve bu durumun kabul edilmemesinden kaynaklanmıştır.

İngilizler Mustafa Kemal’in bölgede asayiş ve güvenliğe aykırı faaliyetler içerisinde olduğunun fazlası ile farkındadır.

Mustafa Kemal İşleri’nin tamamı dikkate alındığında cümlesi ile esasen İstanbul Hükümeti de Mustafa Kemal’den nizami surette davranacağı beklentisi içerisinde olmamış gözükmektedir.

Hiçbir işe yaramayacağına ve daha vahim sonuçlara sebebiyet vereceğine kani olunduğu için İngilizlerle herhangi bir çatışmaya girilmek istenilmemiştir.

Bölgenin diğer devletlerce de işgal edilebileceği endişesi Paşa’nın geri çağrılmasına etkide bulunan diğer önemi bir neden olmuştur.

Mustafa Kemal’in geri çağırılması Bakanlar Kurulu kararı olup Sultan Vahdeddin ile ilişkili değildir. Refet Paşa de bu durumu açıkça beyan etmiştir. Zaten Paşa’yı Samsun’a gönderen yahut gönderildiğinden Sultan Vahdeddin haberdar değilse, geri çağıranı o nasıl olsun yahut geri çağırıldığından haberdar bulunsun ki!

Geri çağırmanın en temel nedenlerinden bir diğeri ise yanlış bir adım atılmak suretiyle her şeyin kaybedilmesinden korkulmuş olması olmuştur. Refet Paşaya göre de geri çağırılma tamamıyla iyi niyete müstenittir.

Mustafa Kemal’in bölgedeki tutumu kronik olduğu kadar eleştirel bir karakter de kazandığı ve bütünüyle sakıncalı olduğu şeklinde değerlendirilmiştir.

Camiler yoğun propaganda faaliyetlerinin yürütüldüğü yerlerden biri halindedir ve hakikaten süreç içerisinde öyle de olmuştur. Milli Mücadele yıllarında Celal Bayar vaaz kürsüsüne ve hatta Mustafa Kemal’in kendisinin bile minbere çıktığı bilinmeyen bir şey değildir.

İngilizler diğer tüm uğraşlarını bir kenara bırakmış Mustafa Kemal’in geri dönmesinde ısrar etmiş, ve dolayısıyla da İstanbul Hükümet’i Mustafa Kemal’i geri çağırmak zorunda kalındığı ifade edilmiştir.

Mustafa Kemal’den, kendisi yerine bir vekil tayin ederek, geri dönmesi istenmiştir. Bu husus esasen oldukça önemlidir. Diğer bir ifade ile geri çağrılan şahıstır, mücadele programı iptal edilmiş değildir. Bu konu ile de alakalı olmak üzere bir başka ABD belgesinde; Anadolu’da başlamış olan hareketin durması mümkün değildi, Anadolu’nun her tarafında milli direnişin mücadele azmi ile yoğrulmuş ateşi yanmaya başlamıştı; hele hele İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali, doğuda Ermenilerin tecavüzleri söz konusu ateşin sönmesine en büyük engel teşkil etmekteydi, denilmektedir.

Mustafa Kemal ve beraberindekilerin Samsun’a gönderilmesi nedeni, en azından ulaşılmak istenen maksatlardan birisi, başkent ile doğu illeri arasında çıkacak bir ihtilaf dolayısıyla yaşanacak parçalanmayı önlemeye matuf olmuştur. Bu netice, telgraf metninden anlaşıldığı gibi Paşa’ya verilen 6 Mayıs 1919 tarihli talimatnameden de anlaşılmaktadır. Söz konusu talimatnameye göre 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilmiş bulunan Mustafa Kemal’in müfettişlik mıntıkası 3. ve 15. Kolorduların egemenlik bölgeleriydi. Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum ve Van illeri ise bu iki kolordunun kapsamı dâhilindeydi. Ayrıca 3. ve 15. Kolordulara ilaveten Ankara (20. Kolordu), Diyarbakır (13. Kolordu), Bitlis, Elazığ ve Kastamonu illeri ile bu illerde bulunan kolorduların da müfettişliğin yapacağı başvuruları dikkate almaları söz konusu kılınmıştı.

Mustafa Kemal’in görev alanı bütün doğu olmakla birlikte onun benimsemiş olduğu davranış çizgisinde devam etmesi halinde Doğu illerini kaybetme ihtimalinin bulunduğuna telgrafta özellikle işaret edilmiştir. İngilizlere mukavemet edilmemesinin istenmesinin gerisindeki temel neden ise İngilizlerin bir kez bölgeye girmeleri halinde oradan bir daha çıkmak istemeyecekleri korkusu sebebiyledir.

Diğer taraftan, telgrafta beyan edilmeyip sadece işaret şekliyle, İstanbul Hükümeti’nin Doğu vilayetlerinin elde ve emniyet altında tutulması için ön gördürdüğü çözümü farklı olmuştur. Ayrıca bu vilayetler için korkulan parçalanma henüz kesinleşmemiş ve kesinleşmesi mutlak surette de gözükmemekte olarak değerlendirilmiştir.

Telgraftaki; Paşa ülkesini seviyorsa derhal geri dönmelidir, ifadesinin taşıdığı anlam ve samimiyete ilaveten, doğu topraklarının başkentten ayrılması neticesi ülkenin parçalanması; İngilizlerin daha fazla işgal alanları oluşturması; diğer devletlerin de İngilizlere bakarak olumsuz adımlar atmaya yönelmesi ve sair nedenlerle, ülke menfaati adına belirtilen surette davranılması gerektiği için Mustafa Kemal’in geri çağırılması söz konusu kılınmış olduğu telgraftan anlaşılan bir başka husustur. Yine telgraftaki; …bilgeliğinize güveniyorum ve kendinizi İngilizlere yönelik her türlü hareketten uzak tutarak bölgenizi işgal etmekten kaçınacağınıza inanıyorum, denmiş olması da esasen geri çağırmadaki niyet ve mecburiyeti ortaya koyma noktasında üzerinde düşünmeye değerdir.

Esasen Refet Paşa da bu noktada: Benim kanaatime göre Ferid (Tek) bey bu telgrafta kesinlikle samimiydi. Ülkenin refahının ancak bu yolla güvence altına alınabileceğini görmüş ve aksi bir hareketin ülkeye ancak zarar vereceğini düşünmüştü, demek suretiyle kendi kanaatini ifade etmiştir. Muhakkak ki geçmişin hadiseleri değerlendirilip hüküm verilirken dönem, şartlar ve niyetler hiçbir surette göz ardı edilmemelidir.

Telgrafta ayrıca;

Vatana hizmet konusunda komutan sıkıntısının olmadığı vurgusunda bulunulmuş olması;

İngilizler diğer tüm uğraşları bir kenara bırakmış Mustafa Kemal’in geri dönmesinde ısrar etmektedirler bilgisi;

Paşa’nın geri dönmesi konusunun uluslararası bir sorun niteliği kazandığı ifadesi;

belki de daha da önemlisi Paşa’nın; kendisi yerine bir vekil tayin ederek  geri dönmesinin istenmiş olması geri dönme çağrısının ferdi ve Mustafa Kemal ile sınırlı olduğunu; Mustafa Kemal ile Samsun’a çıkan diğer komutanların vazifelerine devam edebileceklerini; Anadolu’da vazifesine devam edecek olan komutanların öngörülen tedbirleri almaları ve icap eden stratejileri büyük bir hassasiyet içerisinde takip etmeleri gerektiği, kısmen aşikar kısmen dolaylı bir surette, ifade edilmiştir.

Tüm yazılarını göster