AHZAB SURESİ OKU: Ahzab suresi Arapça ve Türkçe okunuşu, anlamı

Kuran-ı Kerim'in önemli surelerden biri olan ve insanları iyiye ve güzele yönlendirerek İslamiyet ile ilgili önemli bilgilere yer veren Ahzab suresi ile ilgili detaylar araştırılıyor. Ahzab suresinin Arapça ve Türkçe okunuşu ile Türkçe anlamı aramalarda hız kazanıyor. Peki, Ahzab suresi nasıl okunur? Ahzab suresinin Türkçe anlamı nedir? İşte Ahzab suresi ile ilgili detaylar...

Ahzab suresi Medine döneminde indirilen ve 73 ayetten oluşan önemli surelerden biridir. Kuran-ı Kerim'in 33. suresidir. Ahzab suresi ismini 20 ve 22. âyetlerinde geçen ve gruplar anlamına gelen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Surede Müslümanlar İslamiyet'i yıkmaya çalışanlara karşı uyarılmakta ve Hendek Savaşı ile Muhammed'in Zeynep binti Cahş ile evliliği konu edilmektedir. Peki, Ahzab suresi nasıl okunur? Ahzab suresinin Türkçe anlamı nedir? İşte Ahzab suresi ile ilgili detaylar...

AHZAB SURESİ OKU: Ahzab suresi Arapça ve Türkçe okunuşu, anlamı

AZHAB SURESİNİN ARAPÇA NASIL OKUNUR?

Surenin Arapça okunuşu şu şekildedir:

1.Ya eyyühen nebiyyüttekıllahe ve la tütııl kafirıne vel münafikıyn innellahe kane alımen hakıma

2.Vettebı'ma yuha ileyke mir rabbik innellahe kane bima ta'melune habıra

3.Ve tevekkel alellah ve kefa billahi vekıla

4.Ma cealellahü li racülim min kalbeyni fı cevfih ve ma ceale ezvacekümüllaı tüzahirune minhünne ümmehatiküm ve ma ceale ed'ıyaeküm ebnaeküm zaliküm kavlüküm bi efvahiküm vallahü yekulül hakka ve hüve yehdis sebıl

5.Üd'uhüm li abaihim hüve akseu ındellah fe il lem ta'lemu abaehüm fe ıhvanüküm fid dıni ve mevalıküm ve leyse aleyküm cünahun fıma ahta'tüm bihı ve lakim ma teammedet kulubüküm ve kanellahü ğafurar rahıyma

6.Ennebiyyü evla bil mü'minıne min enfüsihim ve ezvacühu ümmehatühüm ve ülül erhami ba'duhüm evla bi ba'dın fı kitabillahi minel mü'minıne vel mühacirıne illa en tefalu ila evliyaiküm ma'rufa kane zalike fil kitabi mestura

7.Ve iz ehazna minen nebiyyıne mısakahüm ve minke ve min nuhıv ve ibrahıme ve musa ve ıysebni memeryeme ve ehazna minhüm mısakan ğalıza

8.Li yes'eles sadikıyne an sıdkıhim ve eadde lil kafirıne azaben elıma

9.Ya eyyühellezıne amenüzküru nı'metellahi aleyküm iz caetküm cünudün fe erselna aleyhim rıhav ve cünudel lem teravha ve kanellahü bima ta'melune besıyra

10.İz cauküm min fevkıküm ve min esfele minküm ve iz zağatil ebsaru ve beleğatil kulubül hanacira ve tezunnune billahiz zununa

11.Hünalikebtüliyel mü'minune ve zülzilu zilzatlen şedıda

12.Ve iz yekulül münafikune vellezıne fı kulubihim meradum ma veaddenellahü ve rasulühu illa ğurura

13.Ve iz kalet taifetüm minhüm ya ehle yesribe la mükame leküm farciu ve yeste'zinü ferıkum minhümün nebiyye yekulune inne büyutena avratüv ve ma hiye bi avrah iy yürıdune illa firara

14.Ve lev dühılet aleyhim min aktariha sümme süilül fitnete le atevha ve ma telebbesu biha illa yesıra

15.Ve le kad kanu ahedüllahe min kablü la yüvellunel edbar ve kane ahdüllahi mes'ula

16.Kul ley yenfeakümül firaru in ferartüm minel mevti evil katli ve izel la tümetteune illa kalıla

17.Kul men zellezı ya'sımüküm minellahi in erade biküm suen ev erade biküm rahmeh ve la yecidune lehüm min dunillahi veliyyev ve la nesıyra

18.Kad ya'lemüllahül müavvikıyne minküm ve kailıne li ıhvanihim helümme ileyna ve la ye'tunel be'se illa kalila

19.E şıhhaten aleyküm Fe iza cael havfü raeytehüm yenzurune ileyke teduru a'yünühüm kellezı yuğşa aleyhi minel mevt fe iza zehebel havfü selekuhüm bi elsinetin hıdadin eşıhhaten alel hayr ülaike lem yü'minu fe ahbetallahü a'malehüm ve kane zalike alellahi yesıra

20.Yahsebunel ahzabe lem yezhebu ve iy ye'til ahzabü yeveddu lev ennehüm badune fil a'rabi yes'elune an embaiküm ve lev kanu fıküm ma katelu illa kalıla

21.Le kad kane leküm fı rasulillahi üsvetün hasenetül li men kane yercüllahe vel yevmel haıra ve zekerallahe kesıra

22.Ve lemma rael mü'minunel ahzabe kalu haza ma veadenellahü ve rasulühu ve sadekallahü ve rasulühu ve ma zadehüm illa ımanev ve teslıma

23.Minel mü'minıne ricalün sadeku ma ahedüllahe aleyh fe minhüm men kada nahbehu ve minhüm mey yentezıru ve ma beddelu tebdıla

24.Li yecziyellahüs sadikıyne bi sıdkıhim ve yüazzibel münafikıyne in şae ev yetube aleyhim innellahe kane ğafurar rahıyma

25.Ve raddellahüllezıne keferu bi ğayzıhim lem yenalu hayra ve kefallahül mü'minınel kıtal ve kanellahü kaviyyen azıza

27.Ve evraseküm erdahüm ve diyarahüm ve emvalehüm ve erdal lem tetauha ve kanellahü ala külli şey'in kadıra

28.Ya eyyühen nebiyyü kul li ezvacike in küntünne türidnel hayated dünya ve zıneteha fe tealeyne ümettı'künne ve üserrıhkünne serahan cemıla

29.Ve in küntünne türidnellahe ve rasulehu ved daral ahırate fe innellahe eadde lil muhsinati minkünne ecran azıyma

30.Ya nisaen nebiyyi mey ye'ti minkünne bi fahışetim mübeyyinetiy yudaaf lehel azabü d'feyn ve kane zalike alellahi yesıra

31.Ve mey yaknüt minkünne lillahi ve rasulihı ve ta'mel salihan nü'tiha ecraha merrateyni ve a'tedna leha rizkan kerıma

32.Ya nisaen nebiyyi lestünne ke ehadim minen nisai inittekaytünne fe la tahda'ne bil kavli fe yatmeallezı fı kalbihı meraduv ve kulne kavlem ma'rufa

33.Ve karne fı büyutikünne ve la teberracne teberrucel cahiliyyetil ula ve ekımmes salete ve atınez zekate ve etı'nellahe ve rasuleh innema yürıdüllahü li yüzhibe ankümür ricse ehlel beyti ve yütahhiraküm tathıra

34.Vezkürne ma yütla fı büyutikünne min ayatillahi vel hıkmeh innellahe kane latıyfen habıra

35.İnnel müslimıne vel müslimati vel mü'minıne vel mü'minati vel kanitıne vel kanitati ves sadikıyne ves sadikati ves sabirıne ves sabirati vel haşiıyne vel haşiati vel mütesaddikıyne vel mütesaddikati ves saimıne ves saimati vel hafizıyne fürucehüm vel hafizate vez zakirınellahe kesırav vez zakirati eaddelahü lehüm mağfiratev ve ecran azıyma

36.Ve ma kane li mü'miniv ve la mü'minetin iza kadallahü ve rasulühu emran ey yekune lehümül hıyeratü min emrihim ve mey ya'sıllahe ve rasulehu fe kad dalle dalalem mübına

37.Ve iz tekulü lillezı en'amellahü aleyhi ve en'amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllahe ve tuhfı fı nefsike mellahü mübdıhi ve tahşen nas vallahü ehakku en tahşah felemma kada zeydüm minha vetaran zevvecnakeha li key la yekune alel mü'minıne haracün fi ezvaci ed'ıyaihim iza kadav minhünne vetara ve kane emrullahi mef'ula

38.Ma kane alen nebiyyi min haracin fıma feradallahü leh sünnetellahi fillezıne halev min kabl ve kane emrullahi kaderam makdura

39.İllezıne yübelliğune risalatillahi ve yahşevnehu ve la yahşevne ehaden ilellah ve kefa billahi hasıba

40.Ma kane muhammedün eba ehadim mir ricaliküm ve lakir rasulellahi ve hatemen nebiyyın ve kanellahü bi külli şey'in alıma

41.Ya eyyühellezıne amenüzkürullahe zikran kesıra

42.Ve sebbihuhu bükratev ve esıyla

43.Hüvellezı yüsallı aleyküm ve melaiketühu li yuhriceküm minez zulümati ilen nur ve kane bil mü'minıne rahıyma

44.Tehıyyetühüm yevme yelkavnehu selam ve eadde lehüm ecran kerıma

45.Ya eyyühen nebiyyü inna erselnake şahidev ve mübeşşirav ve nezıra

46.Ve daıyen ilellahi bi iznihı ve siracem münıra

47.Ve beşşiril mü'minıne bi enne lehüm minellahi fadlen kebıra

48.Ve la tütııl kafirıne vel münafikıyne ve da' ezahüm ve tevekkel alellah ve kefa billahi vekıla

49.Ya eyyühellezıne amenu iza nekahtümül mü'minati sümme tallaktümuhünne min kabli en temessuhünne femaleküm aleyhinne min ıddetin ta'tedduneha fe mettiuhünne ve serrihuhünne serahan cemıla

50.Ya eyyühen nebiyyü inna ahlelna leke ezvacekellatı ateyte ücurahünne ve ma meleket yemınüke memma efaellahü aleyke ve benati ammike ve benati ammatike ve benati halike ve benati halatikellatı hacerne meake vemraetem mü'mineten iv vehebet nefseha lin nebiyyi in eraden nebiyyü ey yestenkihaha halisatel leke min dunil mü'minın kad alimna ma feradna aleyhim fı ezvacihim ve ma meleket eymanühüm li keyla yekune aleyke harac ve kanellahü ğafurrar rahıyma

51.Türcı men teşaü minhünne ve tü'vı ileyke men teşa' ve menibteğayte mimmen azelte fe la cünaha aleyk zalike edna en tekarra a'yünühünne ve la yahzenne ve yerdayne bima ateytehünne küllühünn vallahü ya'lemü ma fı kulubiküm ve kanellahü alımen halıma

52.La yehıllü leken nisaü min ba'dü ve la en tebeddele bihinne min ezvaciv ve lev a'cebeke husnühünne illa ma meleket yemınük ve kanellahü ala külli şey'ir rakıyba

53.Ya eyyühellezıne amenu la tedhulu büyuten nebiyyi illa ey yü'zene leküm ila taamin ğayra nazırıne inahü ve lakin iza düıytüm fedhulu fe iza taımtüm fenteşiru ve la müste'nisıne li hadıs inne zaliküm kane yü'zin nebiyye fe yestahyı minküm vallahü la yestahyı minel hakk ve iza seeltümuhünne metaan fes'eluhünne miv verai hıcab zaliküm atheru li kulubiküm ve kulubihinn ve ma kane leküm en tü'zu rasullellahi ve la en tenkihu ezvacehu mim ba'dihı ebeda inne zaliküm kane ındellahi azıyma

54.İn tübdu şey'en ev tuhfuhü fe innellahe kane bi külli şey'in alıma

55.La cünaha aleyhinne fı abaihinne ve la ebnaihinne ve la ıhvanihinne ve la ebnai ıhvanihinne ve la ebnai ehavatihinne ve la nisaihinne ve la ma meleket eymanühünn vettekıynellah innellahe kane ala külli şey'in şehıda

56.İnnellahe ve melaiketehu yüsallune alen nebiyy ya eyyühellezıne amenu sallu aleyhi ve sellimu teslıma

57.İnnellezıne yü'zunellahe ve rasulehu leanehümüllahü fid dünya vel ahırati ve eadde lehüm azabem mühına

58.Vellezıne yü'zunel mü'minıne vel mü'minati bi ğayri mektesebu fe kadıhtemelu bühtanev ve ismem mübına

59.Ya eyyühen nebiyyü kul li ezvacike ve benatike ve nisail mü'minıne yüdnıne aleyhinne min celabıbihinn zalike edna ey yu'rafne fe la yü'zeyn ve kanellahü ğafurar rahıyma

60.Le il lem yentehil münafikune vellezıne fı kulubihim meraduv vel mürcifune fil medıneti le nuğriyenneke bihim sümme la yücaviruneke fıha illa kalila

61.Mel'unıne eyne ma sükıfu ühızu ve kuttilu taktila

62.Sünnetellahi fillezıne halev min kabl ve len tecide li sünnetillahi tebdıla

63.Yes'elüken nasü anis saah kul innema ılmüha ındellah ve ma yüdrıke lealles saat tekunü karıba

64.İnnellahe leanel kafirıne ve eadde lehüm seıyra

65.Halidıne fıha ebeda la yecidune veliyyev ve la nesıyra

66.Yevme tükallebü vücuhühüm fin nari yekulune ya leytena eta'nellahe ve eta'ner rasula

67.Ve kalu rabbena inna eta'na sadetena ve küberaena fe edallunes sebıla

68.Rabbena atihim dı'feyni minel azabi vel'anhüm la'nen kebıra

69.Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne azev musa fe berraehüllahü mimma kalu ve kane ındellahi vecıha

70.Ya eyyühellezıne amenüttekullahe ve kulu kavlen sedıda

71.Yuslıh leküm a'maleküm ve yağfir leküm zünubeküm ve mey yütııllahe ve rasulehu fe kad faze fevzen azıyma

72.İnna aradnel emanete ales semavati vel erdı vel cibali fe ebeyne ey yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel insan innehu kane zalumen cehula

73.Li yüazzibellahül münafikıyne vel münafikati vel müşrikıne vel müşrikati ve yetubellahü alel mü'minıne vel mü'minat ve kanellahü ğafurar rahıyma

AHZAB SURESİ TÜRKÇE ANLAMI

Faziletleri bol olan Ahzab Suresi Türkçe anlam olarak da okunmalıdır. Tamamı Medine döneminde nazil olan surenin Türkçe anlamı şu şekildedir:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Ey Peygamber! Allah'a karşı gelmekten sakın. Kâfirlere ve münafıklara itaat etme. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

2. Rabbinden sana vahyolunana uy. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

3. Allah'a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter.

4. Allah, hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr(1) yaptığınız eşlerinizi de anneleriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı(2) da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır. Bu, sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan) sözünüzdür. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir.

5. Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha (doğru ve) adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptığınız şeylerde size günah vardır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

6. Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de mü'minlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah'ın Kitab'ına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler.(3) Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız başka. Bu (hüküm) Kitap'ta yazılıdır.

7. Hani biz peygamberlerden sağlam söz almıştık. Senden, Nûh'tan, İbrahim, Mûsâ ve Meryem oğlu İsa'dan da. Evet biz, onlardan sapa sağlam bir söz almıştık.

8. (Allah, bunu) doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için (yapmıştır.) Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıştır.

9. Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani (düşman) ordular üzerinize gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.(4)

10. Hani onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmişlerdi. Hani gözler kaymış ve yürekler ağızlara gelmişti. Siz de Allah'a karşı çeşitli zanlarda bulunuyordunuz.

11. İşte orada mü'minler denendiler ve şiddetli bir şekilde sarsıldılar.

12. Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, "Allah ve Resûlü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar" diyorlardı.

13. Hani onlardan bir grup, "Ey Yesrib (Medine) halkı! Sizin burada durmak imkânınız yok. Haydi geri dönün" demişti. Onlardan bir başka grup da, "Evlerimiz açık (korumasız)" diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Oysa evleri açık (korumasız) değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı.

14. Eğer Medine'nin her tarafından üzerlerine gelinse ve orada karışıklık çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o konuda fazla gecikmezlerdi.

15. Andolsun ki, onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz ise sorumluluğu gerektirir.

16. De ki: "Eğer siz ölümden ya da öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermeyecektir. O takdirde bile (hayatın zevklerinden) pek az yararlandırılırsınız."

17. De ki: "Eğer Allah size bir kötülük dilese, sizi Allah'tan koruyacak kimdir? Yahut size bir rahmet dilese, buna engel olacak kimdir?" Onlar kendilerine Allah'tan başka hiçbir dost ve hiçbir yardımcı bulamazlar.

18,19. Şüphesiz Allah içinizden, savaştan alıkoyanları ve kardeşlerine, "Bize gelin" diyenleri biliyor. Size katkıda cimri davranarak savaşa pek az gelirler. Korku geldiğinde ise, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidince de ganimete karşı aşırı düşkünlük göstererek sizi keskin dillerle incitirler. İşte onlar iman etmediler. Allah da onların amellerini boşa çıkardı. Bu, Allah'a kolaydır.

20. Düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlar. Düşman birlikleri (bir daha) gelecek olsa, isterler ki, (çölde) bedevilerin arasında bulunsunlar da size dair haberleri (gidip gelenlerden) sorsunlar. İçinizde bulunsalardı da pek az savaşırlardı.

21. Andolsun, Allah'ın Resûlünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.

22. Mü'minler, düşman birliklerini görünce, "İşte bu, Allah'ın ve Resûlünün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resûlü doğru söylemişlerdir" dediler. Bu, onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır.

23. Mü'minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.

24. Bunun böyle olması Allah'ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

25. Allah, inkâr edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta mü'minlere kâfi geldi. Allah, kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.

26. Allah, kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.

27. Allah, sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

28. Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a(5) vereyim ve sizi güzelce bırakayım."

29. "Eğer Allah'ı, Resûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır."

30. Ey Peygamber'in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa, onun cezası iki kat verilir. Bu, Allah'a göre kolaydır.

31. İçinizden kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz. Biz, ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır.

32. Ey Peygamber'in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.

33. Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

34. Siz evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.

35. Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

36. Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.

37. Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, "Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah'tan sakın" diyordun. İçinde, Allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.(6)

38. Allah'ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın emri, kesinleşmiş bir hükümdür.

39. Daha önce gelip geçen o peygamberler, Allah'ın vahiylerini tebliğ eden, Allah'tan korkan, başka hiç kimseden korkmayan kimselerdir. Allah, hesap görücü olarak yeter.

40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

41. Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin.

42. O'nu sabah akşam tespih edin.

43. O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah, mü'minlere çok merhamet edendir.

44. Allah'a kavuşacakları gün mü'minlere yönelik esenlik dileği "Selâm"dır. Allah, onlara bol bir mükâfat hazırlamıştır.

45,46. Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.

47. Mü'minlere kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

48. Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

49. Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikâhlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel ilişkide bulunmadan) kendilerini boşadığınızda, onlar üzerinde sizin sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda onlara mut'a(7) verin ve kendilerini güzel bir şekilde bırakın.

50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

51. Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)

52. Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.

53. Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.

54. Siz bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de biliniz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

55. Peygamberin hanımlarına, babalarından, oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, mü'min kadınlardan ve sahip oldukları cariyelerden ötürü bir günah yoktur. Ey Peygamber hanımları! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla şahittir.

56. Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar.(8) Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.

57. Şüphesiz Allah ve Resûlünü incitenlere, Allah dünya ve ahirette lânet etmiş ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.(9)

58. Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.

59. Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

60,61. Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine'de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lânete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.

62. Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla değişme bulamazsın.

63. İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah katındadır." Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir.

64. Şüphesiz Allah, kâfirlere lânet etmiş ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır.

65. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.

66. Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resûl'e itaat edeydik" diyecekler.

67. Yine şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."

68. "Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânete uğrat."

69. Ey iman edenler! Siz Mûsâ'ya eziyet eden kimseler gibi olmayın. Nihayet Allah onu onların dediklerinden temize çıkarmıştı. Mûsâ, Allah katında itibarlı bir kimse idi.

70,71. Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.

72. Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.(10)

73. Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmek; mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

 

 

 

AHZAB SURESİ OKU: Ahzab suresi Arapça ve Türkçe okunuşu, anlamı ile ilgili etiketler dua
GÜNÜN VİDEOSU

DEM'li Devrim Demir'den Özgür Özel'e terör tribi! TUSAŞ'a terör saldırısı deyince asabı bozuldu...

Görevden alınan DEM'li Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Devrim Demir'in, Özgür Özel'in "TUSAŞ'a terör saldırısı" dediği andaki mimikleri gündem oldu.