YENİLGİ YETİMDİR…
Seçim sürecinde Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i “Tencerenin götüremeyeceği iktidar yoktur…” sözü ile bol bol andık.
Muhalefet bu söze bel bağladı. İktidarı tencere ile devirmek için çalıştı. Siyasi kampanyasının merkezine ekonomik krizi koydu.
Krizi dile getirdi ama krizden çıkış için kimseye esaslı bir yol gösteremedi, milleti de ikna edemedi…
Tüm muhalefet neredeyse tek bir noktada birleşti. Kılıçdaroğlu’nun etrafında toplandı. Fakat aldıkları neticeleri esaslı bir incelemeye tabi tuttuğumuzda ne 2014, ne de 2018’den farklı olmadığını gördük…
“Adam”, üç seçimi de neredeyse aynı oranlarda “kazandı…”
Tencere etkisi olmasaydı demek ki çok daha yüksek bir oranla, eze eze kazanacaktı…
Tencere iktidarı götürmedi, götüremedi. Tencereye rağmen iktidar bir beş yıl daha yola devam vizesi aldı seçmenden.
Mamafih, muhalefet “birleşe birleşe kaybetmemiş” gibi bir havada. Ne birleştirenden ses var, ne birleşenlerden…
Bir de hala bazıları çıkıyor, aklımızla alay edercesine “Kazanan Kılıçdaroğlu!”, “Ecevit yüzde 42 almıştı, burada yüzde 47’yi aştık” gibi akılla telif edilemez cümleler kurabiliyorlar…
Hatta bazıları daha ileri gidiyor, “Kaybeden Erdoğan!” diyebiliyorlar…
El insaf…
Birleşmişsiniz, birleşmeyeni kafasına vura vura birleştirmişsiniz, önünüzde mani gördüğünüzü silindir gibi ezmişsiniz, hiç ilkeli davranmamış, siyasal ahlakın “s” sini tanımamışsınız, vaadlerde ölçü, endaze bırakmamışsınız, il yapmadık ilçe, ödemeyi taahhüt etmedik borç bırakmamışsınız, yine de kaybetmişsiniz…
Buna rağmen hala kaybeden olmadığınızı söylüyor ve kaybedenin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu iddia ediyorsanız, ilk fırsatta bir hekime görünmenizi önermek zorundayız…
Madem Rahmetli Demirel ile başladık, devam edelim, der ki: "Galibiyetin sahibi çoktur. Mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir."
Hakikaten öyle.
Demek ki siyasetin karakterinde ve kaderinde var yenilgiyi kabul etmeme.
Kaç yıldır diyordum ki, “Aday olsa da olmasa da bu Sayın Kılıçdaroğlu’nun lideriğinde girilecek son seçimdir. Neticeler ortaya çıktığında koltuğunu koruyamaz!”
Şunun için diyordum, kendisi batı tipi, medeni, hazımlı bir siyasetçi izlenimi veriyor ve kaybettiği zaman sorumluluğu üstlenip, gereğini yapar izlenimini uyandırıyordu…
Ancak, daha ilk tur seçim neticeleri ile gördüm ki, gitmeyecek ve direnecek… İlk turda ortaya çıkan çifte yenilgi için en yakınındaki Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’i kurban verdi. Oysa Adıgüzel ve ekibi açıkladı, onlar bakımından hiçbir sorun yoktu, kurdukları sistem işliyordu…
İkinci tura giderken politikalarında ters yüz olarak göreceğimiz bir değişikliğe gitti ve Ümit Özdağ’a bel bağladı. Olmayan kabineden dört bakanlığı da ona verdi…
İkinci tur seçimleri ortaya çıktı, istifa çağrılarını umursamıyor, anlaşılan fatura yine birkaç isme çıkacak ve yoluna devam edecek…
Vah zavallı yenilgi, hep böyle yetim kalacaksın…