Yeni(lenen) siyaset eski siyasilere mahkum mu?

Hüseyin Kaya

Hüseyin Kaya

7 Hazıran 2015 te yapılan genel seçim sonuçları, öncesinde de devam eden bir tartışmayı tekrar gündeme getirdi.
Ak Partinin meşhur 3 dönem kuralı kalksın mı diye bir tartışmadır gidiyor..
Ak Partinin tek başına iktidar olamamasının nedenlerinden birinin, üç dönem kuralının uygulanmasına bağlayanlar epeyce kalabalık..Baştan belirteyim ki bunun seçim sonuçlarında çok ciddi bir etkisi olmadığı yönündedir.
Doğrusu belki de üç döneme takılan siyasilerin yerine yeni üç dönemi sürdürecek adayların toplum önüne konulamamasıdır.
Haklarını yememek lazım bu iktiadar sürecinde üç dönemlik olan bir kaç önemli siyasinin devam etmesi hem Ak parti hem de ülke siyaseti açısından bir gereklilik olduğunu belirtmeliyim. Binali Yıldırım, Taner Yıldız, Ali Babacan başta sayacağımız isimler.. Nihayetinde bu isimlerin sayısının onu geçmeyeceği de bir vakıa.. Bir Necati Çetinkaya, Cemil Çiçek, Abdulkadir Aksu, Hayati Yazıcı, Haluk İpek v.s. gibi isimlerin siyaset sosyolojisi olarak Türk siyasetine ve AK Partiye katacakları pek bir şey olmadığı genel kabul gören bir düşünce..Hatta sayıyı artırdığımızda bu 3 döenmliklerden bir kısmının neden ikinci döenmden hatta birinci dönemden sonra devam ettikleri sorusu da ayrı bir faydayı içinde barındırmaktadır.Üç dönem kuralı, ham kalanın yanında belkide baştan beri olgunlaşanların siyasetten tasfiyesine de sebep olmuştur..Seslerini duyar gibi olduğum bazı üç dönemi hakettiğini düşünüpte dönemlerin başında akamete uğrayanlarda var tabii..Bir ihtimal yokta olabilirler..Ne bileyim Osman Pepe, Ömer Dinçer, Hilmi Güler gibi isimler de vardı değil mi?
Bir başka açıdan üç dönem kuralının kalkmasını isteyenler “yeni bir oluşum” kurma siyasi piskolojik baskıyla da kamuoyu oluşturmaya çalışmakmakta mıdırlar?.Bu konuda söz söylemek için zamana ihtiyaç var.. Fakat bilebildiğimiz kadar bu siyasilerin bir çoğu dolaylı olarak bu seçeneği zorlayıcı bir etken olarak dillendirmekteler..Hatta bazı mahvillerde görüşmelerin yapıldığı kulaklarımıza kadar gelen bir durum..
Üç dönem kuralının kalkmasının faydalı olacağı, Ak partinin oylarını artıracağı ve siyasete eski siyasilerle yeni bir soluk geleceği noktasındaki görüşlerin bilimsel bir temeli henüz yok.Bir anket çalışması yok.Denenmiş bir zaman aralığı hiç yok… Ah nerde bu üç dönemlikler dedirtecek bir sosyal nida ile de karşılaşmış değiliz.
Siyasetten beklentisi olan ve böyle bir kuralın olmasını kendileri için bir imkan görenlerin oluşturacağı isteksizlik ve fırsatsızlık ortamınında oluşturacağı zararın ne olacağı da düşünülmesi gereken bir konudur.
Belki de üç dönemle ilgili en büyük talihsizlik Sayın Cumhurbaşkanının da kendini bu kuralla bağlı hissetmesi olmuştur. Cumhurbaşkanı fiili olarak yürütmekte olduğu başkanlık sistemini bir dönem daha başbakan olarak sürdürmeliydi.Bu seçimlerde Cumhurbaşkanı değil de başbakan olarak yer alsaydı şimdi üç dönemliklere ihtiyaç olmadığını da en iyi şekilde anlamış olurduk.
Varsayalım ki, üç dönem kuralına takılan ve fakat Tayyip Bey'den sonra liderliği yürütecek bir isim belirgin olarak tasvip görseydi ne olacaktı. Türkiye bir liderini bir tüzük maddesiyle üç dönem kuralının tozlu siyasi hatıralarına mı gömecekti.
Şahsımı ilgilendiren, tersinden de bir başka üç dönem kuralından bahsederek yazımızın sonuna doğru gelelim.. Üç defa aday adayı olup ta aday gösterilmeyenler için de bu kural mefhumu muhalifinden yola çıkarak uygulanacak mıdır? Böylelikle aday olmayı başaramamış müzmin siyasiler de yeni adaylara cesaret verip ön açmış olacaklardır diye düşünmeli.
Ez cümle; bilindiği üzere Allah’ın hakkı üç değil de birdir. O bir de bence,dönem olarak değil de bir ömür olarak anlaşılmalıdır.
Başkaca arayışlarda olan üç dönemliklere hatırlatmalı..
Üç dönemliğiniz sizinle alakalı değildi."Tayyip Erdoğan dönemi" olduğunu unutmadan hırslarınızı ehlileştirin…

Diğer Yazıları