Yavuz Bingöl’den Gazzeli çocuklar için duygusal mektup! ''Gazze’de doğup, çocuk olmadan ölmek''
Ünlü halk müziği sanatçısı Yavuz Bingöl, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail’in bombardımanına maruz kalan Gazze’deki çocukların dramını anlatan bir mektubu sosyal medya takipçileriyle paylaştı. “Gazze’de Doğup, Çocuk Olmadan Ölmek” başlıklı mektup, Gazzeli çocukların kaleminden çıkmış gibi kaleme alınmış ve savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seren duygusal ifadelerle dolu. Bingöl, mektubu okuyarak kamuoyunun dikkatini Gazze’deki insanlık dramına çekmeyi amaçladı.
Yavuz Bingöl’ün paylaştığı mektup, Gazze’deki yedi çocuğun gözünden yazılmış gibi kurgulanmış. Mektup, savaşın ortasında hayata tutunmaya çalışan çocukların, küçük elleri ve büyük yürekleriyle dünyaya seslenişini anlatıyor. Mektupta, çocukların isimleri Amar, Seyran, Bekir, Muhammed, Yaser, Ali ve Mahres olarak sıralanıyor. Çocuklar, Gazze’nin yıkıntıları arasında yazdıkları bu mektubu, dünyadaki yaşıtlarına hitaben kaleme aldıklarını belirtiyor. Mektubun girişinde şu ifadeler yer alıyor:
“Esselamun aleykum. Barış üzerinize olsun. Biz 7 arkadaşız, bu mektubu dünyadaki yaşıtlarımıza Gazze’nin yıkıntıları arasında yazıyoruz. Bizim bizden başka kimsemiz yok.”
Mektupta, çocukların savaşın getirdiği zorluklarla mücadele ettiği, bazılarının kolunu, bacağını ya da gözünü kaybettiği, diğerlerinin ise açlık ve susuzluktan yaşamını yitirdiği vurgulanıyor. Çocukların, bomba ve kurşunlardan korkmayı bıraktıkları, ancak açlık ve susuzluğun kendilerini çaresiz bıraktığı belirtiliyor.
GAZZE'Lİ ÇOCUKLARIN SORUSU: ''BİZİ NEDEN BU AÇLIĞA MAHKUM EDİYORSUNUZ?
Mektubun en çarpıcı bölümlerinden biri, çocukların dünyaya yönelttiği soru: “Bizi neden bu açlığa ve susuzluğa mahkum ediyorsunuz?” Bu soru, savaşın çocuklar üzerindeki fiziksel ve duygusal yıkımını gözler önüne seriyor. Mektupta, çocukların Allah’tan başka kimseden korkmadıkları ifade edilirken, yedi çocuğun yedi yürekle dünyaya seslerini duyurmaya çalıştığı vurgulanıyor.
AYŞE BEBEK'İN HİKAYESİ: YEDİ GÜNLÜK HAYAT
Mektubun en dokunaklı bölümlerinden biri, Ayşe Bebek’in hikayesi. Mektupta, Ayşe Bebek’in 7 Ekim 2023 sabahı saat 07:01’de dünyaya geldiği, ancak annesinin doğum sırasında hayatını kaybettiği anlatılıyor. Ayşe Bebek’in doğduğu hastane, sadece yedi saat sonra bombalanıyor ve bebek, enkaz altında yedi saat boyunca mahsur kalıyor. Yoğun bakımda geçen yedi günün ardından Ayşe Bebek yaşamını yitiriyor. Defin işlemi, yedi ağaç gölgesinde, yedi kişilik ailesinin katılımıyla yedi dakikada tamamlanıyor. Mektupta, Ayşe Bebek’in yedi günlük kısa ömrünün, “yedi kat yerin dibinden yedi’den yetmişe herkesin kalbine düştüğü” ifade ediliyor.
''SESİMİZİ DUYUN, ZULMÜ BİTİRİN''
Mektubun son bölümünde, çocuklar Gazze’nin yıkıntıları arasında buldukları bir duvar saatinin akrep ve yelkovanının saat 07:00’de durduğunu fark ediyor. Bu sembolik detay, savaşın zamanı adeta dondurduğunu ve çocukların çaresiz bekleyişini temsil ediyor. Çocuklar, dünya çocuklarına, anne-babalara ve dünya liderlerine seslenerek, “Sesimizi duyun, artık bitirin bu zulmü” çağrısında bulunuyor.
ERDOĞAN'IN ''DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR'' MESAJINA VURGU
Mektubun kapanışında, çocukların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sözünden bahsettiği anlatılıyor: “Son söz olarak buradan uzakta bir ülkenin lideri ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek dolaşıyormuş.” Çocukların Erdoğan'a seslenerek, bir gün Gazze’ye gelirse ona sarılıp, “Gazzeli çocukların yürekleri dünyadan büyüktür” demek istediklerini ifade ediyor. Bu bölüm, mektubun hem umut hem de sitem dolu bir kapanışla bitmesini sağlıyor.
Yavuz Bingöl, bu mektubu sosyal medya hesaplarından paylaşarak Gazze’deki çocukların yaşadığı drama dikkat çekti. Mektup, kısa sürede geniş yankı uyandırdı ve sosyal medyada birçok kullanıcı tarafından paylaşıldı. Bingöl’ün paylaşımı, savaşın çocuklar üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratmayı amaçlayan güçlü bir adım olarak değerlendirildi.
İşte mektubun tamamında yer alan ifadeler:
''Gazze'de hayata tutunan 7 çocuk küçücük elleri ve kocaman yürekleriyle dünyaya bir mesaj yazdı. Esselamun aleykum. Barış üzerinize olsun. Ben Amar, Seyran, Bekir, Muhammed, Yaser, Ali, Mahres. Biz 7 arkadaşız, bu mektubu dünyadaki yaşıtlarımıza Gazze'nin yıkıntıları arasında yazıyoruz. Bizim bizden başka kimsemiz yok. Kimimizin eli, kolu, kimimizin gözü yok. Diğer arkadaşlarımız açlık ve susuzluktan öldü. Biliyormusunuz biz artık bomba ve kurşunlardan korkmuyoruz. Size soruyoruz, Bizi neden bu açlığa ve susuzluğa mahrum ediyorsunuz? Biz 7 çocuk 7 yürek, Allah'tan başka kimseden korkmuyoruz. Bu mektubu okuyan herkee karşı komşumuz Ayşe bebeğin hikayesini anlatacağız. Ayşe bebek, 7 ekim sabahı saat 7:01'de doğdu. Annesi doğumda öldü. Ayşe bebeğin doğduğu hastane 7 saat sonra bombalamndı. Ayşe bebek 7 saat enkazın altında kaldı. 7 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra öldü. 7 ağaç gölgesinin altında 7 kişililk ailesinin üstüne gömdüler. Defin işlemi 7 dakika sürdü. Ayşe bebeğin 7 günlü kısa ömrünün hikayesi bugün 7 kat yerin dibinden 7'den 70'e diye herkesin kalbine düştü. Mektubumuzu bitirirken yıkıntıların arasından parçalanmış bir duvar saati gözümüze ilişti. Akrep ve yelkovan saat 07:00'de durmuştu. Dünya çocuklarına, anne ve babalara, güç sahibi dünya liderlerine 'Sesimizi duyun artık bitirin bu zulmü diyoruz.'
Son söz olarak buradan uzakta bir ülkenin lideri 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek dolaşıyormuş. İnşallah yolu bşr gün Gazze'ye düşerse ona sarılıp Gazzeli çocukların yürekleri dünyadan büyüktür demek istiyoruz.''
