Türkiye'deki radyasyon seviyeleri için kritik açıklama geldi

İsrail'in İran'a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar dünya gündemini sarsarken, özellikle nükleer tesislerin hedef alınması kamuoyunda "radyasyon tehlikesi" endişelerine neden oldu. Türkiye'de halk arasında yayılan spekülasyonlara karşı Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) tarafından yapılan resmi açıklama, paniğe gerek olmadığını ortaya koydu.

Kurumun internet sitesinde yayımlanan duyuruda, İsrail'in Natanz Nükleer Yakıt Zenginleştirme Tesisi’ne gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin kapsamlı bir radyolojik değerlendirme paylaşıldı.

RADİSA Sistemi Anlık Ölçüm Yapıyor

NDK'nın açıklamasında, Türkiye genelinde faaliyet gösteren 239 istasyonluk Radyasyon İzleme ve Uyarı Sistemi Ağı (RADİSA) ile havadaki radyasyon seviyelerinin anlık olarak ölçüldüğü belirtildi. Bu veriler, NDK bünyesindeki merkezi sisteme sürekli olarak aktarılıyor ve yetkililer tarafından 7/24 takip ediliyor.

Yapılan açıklamada, “14 Haziran 2025 tarihi itibarıyla Türkiye genelinde herhangi bir radyasyon artışı tespit edilmemiştir.” ifadesine yer verildi. Bu da demek oluyor ki, ülkemiz şu an için radyolojik bir tehlike altında değil.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan (UAEA) Kritik Açıklamalar

NDK'nın açıklamasında yalnızca yerli verilere değil, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) duyurularına da yer verildi. UAEA’nın resmi kaynaklardan yaptığı açıklamalara göre, İran’daki nükleer tesislerin çevresinde radyasyon seviyesi artışı gözlemlenmedi.

Ayrıca, UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi tarafından TSİ 23.50’de yapılan açıklamaya göre, saldırıdan yalnızca Natanz’daki yer üstü yapılar etkilenmiş, herhangi bir nükleer sızıntı veya radyolojik tehdit oluşmamıştır. Grossi, tesisteki elektrik altyapısının zarar gördüğünü ancak çevreye yönelik bir risk bulunmadığını da ekledi.

Radyolojik Etki Yok: Halk Rahat Nefes Alabilir

NDK’nın paylaştığı verilere göre, Türkiye'de yaşayan vatandaşların sağlığı ya da çevre için herhangi bir radyolojik risk yok. Açıklamada halkın resmi kurumlar dışındaki kaynaklara itibar etmemesi gerektiği vurgulandı.

Bölgede yaşanan gelişmelerin hem Türkiye tarafından hem de uluslararası nükleer güvenlik otoriteleri tarafından yakından takip edildiği bildirildi.