"Türkiye’de et sorununu ancak et üreticisini destekleyerek çözebilirsiniz"

Türkiye’nin en önemli iş ve ekonomi buluşması Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hacıince Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, katılımcılara et sektöründeki gelişmeleri, sorunları ve çözüm önerilerini anlattı, soruları yanıtladı.

Hacıince Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, Türkiye’nin önemli sorunlarından et açığının giderilmesi için öncelikle üreticinin desteklenmesinden yana olduklarını, ithalatın geçici çözüm olduğunu vurguladı ve “Et üreticisini, meradan, soğuk hava deposuna ve nakliyeye desteklerseniz, açık kapanır, ithalata gerek kalmaz; et tüketicisi de ihtiyacı olan miktarda eti zorlanmadan tüketir, karnı doyar, beslenir ve yüzü güler” dedi.

Zirve’nin ilk gününde düzenlenen ve moderatörlüğünü DenizBank CEO'su Hakan Ateş'in yaptığı "Tarımın Geleceği" başlıklı oturuma, Ahmet Hacıince’nin yanında Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız, Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi Başkanı Jannes Maes ve Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz konuşmacı olarak katıldılar.

“SEKTÖRDEKİ GENEL DURUMU SIFIR GÜMRÜK İLE CANLI HAYVAN VE ET İTHALATI KARARI ÖZETLİYOR”

Hacıince, tarım ve hayvancılık sektöründe Avrupa ve Türkiye genelinde yapılan ve yapılması gereken çalışmalar, sektör oyuncularının hareket planı ve sürdürülebilir bir tarım sektörü için önerilerin konuşulduğu oturumdaki konuşmasında, Türkiye hayvancılık ve tarım sektörünün genel durumuna ilişkin değerlendirme yaptı, önerilerini sıraladı ve soruları yanıtladı.

Türkiye’nin hayvancılık ve et sektörünün sorunlarını en iyi, “sıfır gümrük ile canlı hayvan ve et ithalatının” serbest bırakılması kararının özetlediğini vurgulayan Hacıince, Bakanlar Kurulu'nun 7 Temmuz 2017 tarihli kararıyla, canlı büyükbaş hayvan ithalatı için 500 bin baş, küçükbaş hayvan için 475 bin baş olmak üzere toplam 975 bin baş ve 75 bin ton da büyükbaş hayvan eti ithalatı için sıfır gümrüklü ithalat izni çıktığını anımsattı ve ekledi:

“TÜRKİYE’NİN HER YIL 200 BİN TON DOLAYINDA ET AÇIĞI VAR VE BU RAKAM HER YIL BÜYÜYOR”

“Bu kararlar neden alındı? Çünkü, Türkiye’nin her yıl 150 – 200 bin ton dolayında et açığı var ve bu rakam her yıl büyüyor. Bir yandan 35 milyon turist, 5 milyon Suriyeli ve 80 milyon nüfusun varlığının söz konusu olduğu Türkiye’de et üretimi azalırken, tüketim artıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi; Türkiye’de bilinçsiz bir şekilde dişi hayvanlar da kesiliyor. Dişiyi kesiyoruz sonra dişi ihtiyacımızı Avrupa’dan euro ödeyip alıyoruz. Gerçekten verimsiz dişi hayvanlar kesilmeli; ancak, bunun da çok ciddi denetlenmesi lazım.”

Meralarda yaşanan büyük azalma nedeniyle geçilen kapalı sistem hayvancılığın işletme maliyetleri, hayvanların sağlık sorunları ve bu gibi nedenlerle besi maliyetlerini yükselttiğine dikkat çeken Hacıince, "O nedenle Avrupa ve diğer gelişmiş ülke örneklerini göz önüne alarak mera hayvancılığımızı geliştirmek ve açık sistem hayvancılığı desteklemeliyiz" dedi.

“KDV ORANI TOPTANDA OLDUĞU GİBİ PERAKENDEDE DE YÜZDE 8’DEN YÜZDE 1’E DÜŞÜRÜLMELİ”

"En gelişmiş ülkeden, gelişmekte olan ülkelere kadar, bütün dünya örneklerinden gördüğümüz gibi tarım ve hayvancılık sektörü devlet desteği olmadan ayakta kalamıyor, verimli üretim yapamıyor. Bunun temel nedeni elbette, dijital çağın bu kadar ileri düzeylerine gelen bir ekonomide, toprağın işlenmesi, büyük-küçük baş hayvanların meralarda, ahırlarda beslenmesinden elde edilecek kazançların kıyas dahi edilemeyeceği bir durum var. Böyle olunca da, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin finanse edilmesi için gereken kaynaklar da haliyle birikmiyor, biriktirilemiyor."

Üreticiye verilen desteklerin yanında, kırmızı etteki KDV oranının toptanda olduğu gibi perakendede de yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesi et fiyatlarına olumlu yansıyacağının altını çizen Ahmet Hacıince, “Böyle bir adım ayrıca sektörde kayıtdışılığı da azaltacaktır” dedi ve ekledi:

“İYİ BİR MERA VE AİLE HAYVANCILIĞI POLİTİKASI İLE 2018 YILINDA İTHALAT İHTİYACI AZALABİLİR”

“Alış ve satış katma değer vergi oranlarının eşitlenmesi doğru olacaktır. Bunun yanında, kesimhanelerdeki karkas fiyatlarında farklı fiyatlandırmalar ile oluşan bilgi kirliliğine karşı orta vadede karkas sınıflandırılması çalışmaları devam etmelidir. Kesimhane atıkları olarak bilinen kesilen hayvanların kırkbayır, safra kesesi ve kanı gibi değerlendirilmeyen kısımlarını değerlendirerek ekonomiye kazandırmalıyız. Alternatif kırmızı et üretim kaynağımız olan küçükbaş varlığımızı ve eti üretimini ve tüketimdeki payını artırmalıyız.”

İyi bir mera ve aile hayvancılığı politikası ile birlikte hayvan sağlığına ilişkin atılan adımların devam etmesi halinde 2018 yılında ithalat ihtiyacının azalabileceğine de işaret eden Hacıince, "Orta dönemde ürettiğini tüketen sürdürülebilir bir kırmızı et piyasasının oluşumu mümkün olabilir. Hayvancılıkta kurumsallıktan çok duygusallık ve gönül bağı ile bu işi yapan aile işletmelerinin üretime devam edebilmesi ancak gençleri bu işe yapmaya telkin ve teşvik etmek ile mümkün olacaktır" dedi.

“NÜFUSUN İKİ KATIN ÜSTÜNE ÇIKTIĞI DÖNEMDE MERALARIN BÜYÜKLÜĞÜ YARI YARIYA AZALDI”

Türkiye'de verilecek destekler ve alıncak önlemler ile et piyasasının gelişeceğini ve yeni yatırımların da önünü açacağını vurgulayan Ahmet Hacıince, "Arzın sınırlı ve dar olduğu, buna karşılık talebin hızla arttığı ve önünde büyük bir marj olduğu sektöre yatırım yapmak her yatırımcının istediği bir ortamı oluşturmaktadır. Örnek verecek olursak, kişi başına günlük hayvansal protein tüketimi sırasıyla ABD'de 70 gram, Avrupa Birliği'nde 61 gram düzeyindeyken; bu miktar Türkiye'de ise 36 gramdır. Bu veriler ile Türkiye hayvansal protein üretiminde dünyada 174 ülke arasında 90’ıncı sırada yer alıyor" dedi.

Türkiye’de 1970 yılında 21.7 milyon hektar olan mera büyüklüğünün, 2016 yılına geldiğimizde, yarı yarıya azalarak 10.8 milyon hektara gerilediğini vurgulayan Hacıince, "Bir de şöyle bakacak olursak; nüfusumuzun 35 milyon kişi olduğu zaman 21.7 milyon hektar olan mera büyüklüğümüz; nüfusumuzun 80 milyon ile iki katını da aştığı, en az 5 milyon sığınmacının bulunduğu ve turist girişlerinin 30 milyonu aştığı bir dönemde, mera büyüklüğümüz yarı yarıya azalmış durumda" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“ÜRETİMDEN, DAĞITIMA ET SEKTÖRÜNÜN TÜM SÜRECİNDE YERALAN TÜRKİYE'DEKİ TEK ŞİRKET”

"Biz, 60 yıldır besicilik sektörü içinde olan Alanyalı Hacıince Ailesi olarak, Akdeniz Bölgesi'ndeki üç çiftliğinde toplam 2.5 milyon metrekare alanda "mera hayvancılığı" yapmayı sürdürüyoruz. Üretimden, dağıtıma dek et sektörünün tüm sürecinde yeralan Türkiye'deki tek şirket olarak,

ülkemizin en büyük etlik ırk besi çiftliğine sahibiz. Entegre et üretim ve dağıtımı da yapıyoruz; bir başka deyişle, toplam 345 çalışanımız ile et sektöründe tüm süreçlerde yer alan tek şirketiz.

"Bütün bu gelişmelerdeki ana nokta, çalışmalarımızı yatırımlara hiç ara vermeden sürdürmemizdir; 2018 yılında da yatırımlarımızı devam ediyor. Yeni bir ambalajlama yatırımı yapıyoruz. Ayrıca satış ve pazarlama yatırımlarımız olacak. İstanbul’da bir depo kurduk. Şimdi Ankara’ya da kuruyoruz. Üçüncü depomuzu ise İzmir’e kuracağız. Kendi lojistik ağımız var. Soğuk zinciri de kendi garantimiz altına alıyoruz.

“Gerek kendi çiftliklerimizde yaptığımız mera hayvancılığının sağladığı avantajlar, gerekse kurduğumuz entegre et işleme tesislerimiz ile bu yıl ciromuzu, geçen yıla göre yüzde 25 artışla 123 milyon liradan 175 milyon liraya çıkarıyoruz. Üretimden, dağıtıma dek et sektörünün tüm sürecinde yer alan Türkiye'deki tek şirket olarak, önümüzdeki yıl da, ciromuzu yine yüzde 25 artışla 220 milyon liraya yükseltmeyi hedefliyoruz.”

"Türkiye’de et sorununu ancak et üreticisini destekleyerek çözebilirsiniz" ile ilgili etiketler hacıince şirketler grubu ahmet hacıince