Turgay Güler halka moral verdi: Çoğu gitti azı kaldı!

Direnirsek kazanacağız

Bu millet yaklaşık üç yüz yıldır; kendisine yönelik bütün planları, bütün tahribatları, gizlinin gizlisi anlaşmaları, çeşitli adlar altında kamufle olmuş gizli teşkilatların her türlü çalışmalarını, istihbarat servislerinin açık ve örtülü operasyonlarını bilmiyor mu?

Bizi köklerimizden koparıp, bambaşka mecralara sürükleyerek boğmak isteyenler unutmasınlar ki; varlığını, birliğini ve dirliğini başka hiçbir milletin veya ülkenin himmetine borçlu olmayan aziz milletimiz; tarihteki varlıklarını birçok alanda bize borçlu olan milletlerin her türlü zulmüne, fitnesine, hilesine açıklıkla direnmiş, yoklukla direnmiş, ölümle direnmiştir.

Koparmaya, kurutmaya çalıştıkları köklerini; kocasız kalan analar, babasız kalan çocuklar gözyaşlarıyla sulayıp, dua ile beslemişler, kurumasına izin vermemişlerdir.

Yüzyıllardır iliklerine sızdığınız koca bir imparatorluğu parçalamak, topraklarındaki enerji kaynaklarını sömürmek, sömürgeleştirmek için ne oyunlar oynadınız, ne isyanlar tertip ettiniz, içeride hangi uzantıları kullandınız; vatan evlatlarının hangi saf duygularını, hangi iyi niyetlerini kirli emellerinize alet ettiniz hepsini biliyoruz.

Tüm bunlara karşı koyan, direnen, savaşan, milletiyle devleti arasında kopmaz bağlar kurmak isteyen devlet adamlarını, başbakanları, bakanları nasıl astınız; yolunuza taş koyanları nasıl zehirlediniz veya şeytani planlarla nasıl saf dışı bıraktınız hepsini ama hepsini bugün artık tüm detaylarıyla bilmekteyiz.

Bugüne kadar; uçağımız düşürüldüğünde "kaza" dediysek, mühendislerimiz öldürüldüğünde "intihar" dediysek, askerlerimiz tuzağa düşürüldüğünde "şehidimiz" dediysek, fabrikalarımız yakıldığında "ihmal" dediysek, ülkemiz soyulduğunda "kriz" dediysek bilin ki aczimizden değildi. Bu millet bunca yıl bağrına taş bastıysa vaktini beklediği içindi.

O vakit gelmiştir.

O vakit bu gündür.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Biz milletçe, bize yapılan her yanlışın, bize kurulan her tuzağın, bize yönelen her düşmanlığın hesabını sormak zorundayız.

Her şeyin farkındayız!

Silah sanayiimizi kimlerin neden baltaladığını, bunun içerideki uzantılarını ve işbirlikçilerini yakından tanıyoruz. Onların bu milletin sofrasından, sağlığından, kanından, canından nasıl çaldığını biliyoruz.
Bugün gereğinin yapılmasının vaktidir.

Her şeyin farkındayız!

Ülkemizin enerji kaynaklarının nasıl görmezden gelindiğini, bizi dışarıya bağımlı hale getirdiklerini, bunlardan nasıl kurtulacağımızı, neler yapmamız gerektiğini öğrendik.

Gereği yapıyoruz.

Ülke kaynaklarını nasıl yıllarca ülkemizin başına bela ettikleri teröre akıttıklarını yaşayarak gördük. Bu milletin asıl gücünün köklerinde olduğunu bilenlerin, köklerimizle bağımızı koparmak için neler planladıklarını ve yaptıklarını biliyoruz.

Gereği yapılıyor.

Ne yaparlarsa yapsınlar. Nasıl gelirlerse gelsinler. Hiçbir ehemmiyeti yok. Sabırla direneceğiz, direnmeliyiz. Yüz yıllık yeni bir geleceği bugün ortaya koyacağımız kararlı mücadeleyle inşa edeceğiz.

Çanakkale'ye gelip kan kustuğunuz, ama sonrasında kustuğunuz kanı yutarak kaçtığınız günleri hatırlayın.

Tek derdimiz mutlu ve huzurlu bir ülke ve dünya inşa etmektir.

Buna inancımız da imanımız da tamdır.

Elinizde kala kala 'döviz silahı' kaldı.

15 Temmuz'da başaramadığınızı, terörle başaramadığınızı dolarınızla satın alabileceğinizi düşünüyorsanız geçmiş olsun size.

Bize biçtiğiniz deli gömleğini yırtıp atıyoruz işte.

Karabağ'daki zaferimizden, Kandil'i yerle bir etmemizden çok rahatsız oldunuz.

Suriye'de o çok arzuladığınız terör devletini kuramadınız, Doğu Akdeniz'deki varlığımızı sonlandıramadınız, Libya'da istediğiniz olmadı çıldırdınız.

Nükleer santral inşa ettik...

Yeni doğalgaz ve petrol rezervlerimiz oldu...

Yerli otomobil üretiyoruz.

İHA'larımız, SİHA'larımız, gelişmiş silahlarımız, yeni uydularımız var.

Deliriyorsunuz ve saldırıyorsunuz.

Türkiye'nin ilerlemesini durdurmak istiyorsunuz.

Yine başaramayacaksınız.

Ey halkım tezgâhı görsen yeter.

Az daha sabretsen yeter.

Çoğu gitti azı kaldı, başaracağız.