Trump'a epstein darbesi! ABD'nin bir sonraki başkanını hazırlıyorlar

ABD tarihinin en sarsıcı dönemlerinden birine tanıklık ediyoruz. Donald Trump, Suriye Devlet Başkanı Şara’yı Beyaz Saray’da ağırladı; ardından, yıllardır çözülemeyen Filistin meselesinde geçici de olsa bir ateşkesi sağladı.

Trump'a epstein darbesi! ABD'nin bir sonraki başkanını hazırlıyorlar

Ne zaman Washington statükosuna aykırı bir tablo ortaya çıksa, ne zaman Orta Doğu dengelerinde ABD’nin askeri değil diplomatik eli devreye girse, bir dosya yeniden açılır: Jeffrey Epstein dosyası.

Epstein vakası artık salt bir “ahlak skandalı” değil, ABD’de küresel sermaye ağlarının ve istihbarat mekanizmalarının birbirini denetlediği, gerektiğinde imha ettiği bir şantaj aygıtına dönüşmüş durumda.

Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, Şara ile görüşmesi, İsrail–Filistin hattında “yumuşama” sağlaması ve Pentagon’un hoşlanmadığı bir eksende “sivil diplomasi” yürütmesi, doğrudan bu ağın çıkarlarıyla çatıştı.

Şimdi Epstein kartı yeniden açıldı. Medya sızıntıları, eski görüntüler, yeni tanıklar… Hepsi aynı merkezin işaret fişeği gibi çalışıyor. Amaç artık belli: Trump’ı devirmek, değilse yıpratmak.

Ve yerine daha “öngörülebilir”, daha “uyumlu” bir isim getirmek: Yardımcısı J.D Vance.

Trump'a epstein darbesi! ABD'nin bir sonraki başkanını hazırlıyorlar - Resim : 2

Sistemin ürettiği Trump neden cezalandırılıyor?

Trump, sistemin içinden gelen ama sistemi tanımayan bir figür. Ne Demokratlar gibi liberal, ne Cumhuriyetçiler gibi neokon. Onun suçu; Pentagon’un savaş planlarını, CIA’in sahadaki örtülü operasyonlarını, ve finans kapitalin tek kutuplu dünya hayalini sekteye uğratması. Suriye hamlesi, Washington’un “Şara’yı tecrit” stratejisini bitirdi. Filistin ateşkesi ise İsrail lobisini rahatsız etti. Şimdi bu iki başarının bedeli, “Epstein bağlantılı imaj operasyonu” ile ödetiliyor.

Amerika’da imaj, hukuk kadar güçlü bir silahtır. Epstein dosyası da modern bir “infaz yöntemi” haline getirildi. Trump, seçmenini kaybetmeden itibarsızlaştırılmak isteniyor.

Tarih kendini tekrar ediyor. 1963’te Kennedy, CIA’in Vietnam ve Küba dosyalarına müdahale edince suikasta kurban gitti. 1974’te Nixon, Watergate üzerinden devrildi. Bugünse Trump, EpsteinGate üzerinden sıkıştırılıyor. Hepsinin ortak paydası: ABD’nin dış politika kararlarına “devletin görünmeyen eli”nin müdahalesi. Bu operasyon, Trump’ın şahsına değil; diplomasiyi askeri endüstrinin elinden kurtarma çabasına karşı yürütülüyor. Ve tıpkı Kennedy gibi, Trump da Amerikan imparatorluğunun derin katmanlarında “fazla bağımsız” bulundu.

Filistin ateşkesi sonrası Washington’da oluşan “denge”, İsrail merkezli lobiler için kabul edilemezdi. Trump’ın “iki devletli çözüm” diline geri dönmesi bile yeterliydi. Üstüne bir de Şara ile görüşme eklenince, “yeni bir Orta Doğu mimarisi”nin ilk adımı atılmış gibi algılandı. Bu tablo, küresel finans ağları açısından alarm zillerini çaldı. Zira barış, savaş ekonomisini durdurur. Ateşkes, silah satışlarını azaltır. Ve her şeyden önemlisi, düşman üretmeyen bir Amerika, devasa savunma bütçesini meşrulaştıramaz.

Kontrollü başkanlık yöntemi devrede

Washington’daki hesap şu: Trump düşerse, yerine geçecek isim sistemle uyumlu bir “ara dönem lideri” olacak. Böylece hem Trump tabanının tepkisi frenlenecek, hem de küresel sistemin dengeleri korunacak. Yani operasyonun hedefi, yalnızca bir başkan değil; ABD’nin dış politikasında oluşan bağımsızlık refleksi. Bu, yalnız Trump’a değil; gelecekte benzer çizgide yükselebilecek her lidere verilmiş bir mesaj: “Bizim oyun alanımızda fazla derin nefes alma.”

Tüm bu operasyonların arkasında ise küçücük bir devlet olan İsrail’in istihbarat birimi Mossad var. Peki neydi bu Epstein Vakası buyurun yeniden hatırlayalım.

Trump'a epstein darbesi! ABD'nin bir sonraki başkanını hazırlıyorlar - Resim : 3

Dananın kuyruğu Epstein ile koptu

Jeffrey Epstein iddiaları ise Pizzagete skandalını gölgede bırakacaktı; çünkü iddialara göre pedofili (sübyancılık) hem daha kurumsal yapılıyordu hem de MOSSAD gibi istihbarat birimleri doğrudan işin içerisindeydi.

1953 New York doğumlu Epstein her şeyden önce Yahudi ve koyu bir Siyonist’ti.

Bir hizmetçi kadın ve öğretmen babanın oğlu olmasına rağmen kısa sürede ABD’nin milyarderleri listesine girmeyi başarmış nadir isimlerden birisiydi.

Eptein, gençliğinden beri fuhuş başta olmak üzere birçok adi suçtan yargılanmış bir isimdi. Hapiste tutuklu olduğu sırada şaibeli bir şekilde hayatını kaybetmiş olması da tesadüf değildi. Epstein’in ölümü MOSSAD açısından başarılı bir operasyondu; fakat artık kamuoyu ve az sayıdaki ABD’li politikacı İsrail’in ABD iç siyasetini kendi ülkelerinin çıkarını gözeterek ahlaksız yollarla dizayn etmeye başlamasını ciddi anlamda tartışmaya başlamıştır.

ABD kamuoyuna ve iddialara göre Epstein üzerinden MOSSAD’ın eline düşmüş bazı isimler şu şekildedir; ABD eski başkanları Bill Clinton, Barack Obama, Joe Biden, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, CIA direktörü William Burns, iş dünyasından Bill Gates, eski Norveç Başbakanı Thorbjørn Jagland… Bu isimler iddialarda yer alan kişilerin başında gelmektedir. Elon Musk’ın son çıkışını hatırlayacak olursak Donald Trump da bu listede yer alanlar arasındadır.

Trump'a epstein darbesi! ABD'nin bir sonraki başkanını hazırlıyorlar - Resim : 4

Elon Musk neden Epstein iddialarının üstüne gidiyor?

Elon Musk’ın erkek olarak dünyaya gelen bir oğlu, Musk’a göre kendileri kandırılarak ve çeşitli manipülasyonlarla cinsiyet değişikliği tuzağına düşürüldü. Bu tuzağı kuranlarla Epstein adasında küçük çocukları önemli isimlere peşkeş çeken odağın aynı olduğunu savunan Musk meseleyi kişisel bir savaşa dönüştürdüğü biliniyor.

Seçim sürecinde "Bence Kamala'nın bu kadar çok destek almasının bir nedeni de Trump'ın kazanması halinde Epstein'in müşteri listesinin kamuoyuna açıklanacak olması." Gibi ifadelerle ateşi harlayan Musk’ın Trump ile yollarının ayrılmasının bir nedeni de ABD Başkanının bu konuda geri adım atması olarak değerlendiriliyor.

Epstein iddiaları ve İsrail

ABD kamuoyunun büyük bir kısmı pedofili olaylarının ardında İsrail olduğuna inanıyor. İlginç bağlantılardan birisi de Epstein’i savunan Avukat Alan Dershowitz’in aynı zamanda Netanyahu’nun avukatı olmasıdır.

7 Ekim Aksa Tufanı sonrası ABD’li politikacıların İsrailli isimlerden dahi telaşlı ve öfkeli bir şekilde Siyonizm’in tarafgirliğine soyunması kamuoyu tarafından açık bir şekilde Epstein bağlantısı ile açıklanmaktadır. ABD’nin adeta FETÖ’sü gibi davranan Siyonizm’e olan öfke günden güne büyümektedir. Nihayet Trump geçtiğimiz günlerde kurmayları arasında bulunan İsrail destekçisi isimlere “Tabanım sizden nefret ediyor!” sözleriyle serzenişte bulunması kamuoyuna yansıyacaktı.

İsrail’in elindeki görüntüleri ve videoları yayınlamasına Samson Opsiyonu denilmektedir. Bunu ancak İsrail’in varlığı ciddi anlamda tehlikeye düşmesi durumunda başvuracağı savunulmaktadır. FBI ve CIA’nin bu dataları MOSSAD’ın elinden kurtarma teşebbüsleri bugüne kadar hep hüsranla sonuçlandı.

Epstein iddialarının gölgesinde yürüyen bu medya ve istihbarat savaşı, Amerika’nın kendi iç iktidar mekanizmalarını açığa çıkarıyor. Trump belki bir kez daha düşebilir; ama düşerken, perde arkasındaki güçlerin kimliğini bir kez daha ifşa edecek. Orta Doğu’da bir kez olsun “silahla değil masayla” çözüm üretmeye çalışan her lider, aynı akıbeti yaşar: itibarsızlaştırılır, yalnız bırakılır, devrilir. Trump’ın kaderi, aslında barış fikrinin ABD içinde ne kadar tehlikeli bulunduğunun göstergesidir.

Diğer Yazıları