Tolkien'ın yeni mektupları gün yüzüne çıktı
Mektuplarda Tolkien, bir daktilocunun el yazmasını yanlış yazmasına sinirleniyor: Tolkien’in neşeli yanı da mektuplarda beliriyor.
J.R.R. Tolkien’in daha önce yayımlanmamış mektupları gün yüzüne çıktı. “Yüzüklerin Efendisi” ve “Hobbit”in yaratıcısı, 150 milyondan fazla satan eserleriyle edebiyat tarihine damga vurdu. Ancak özel hayatı hep gölgede kalan Tolkien’in yeni bulunan yazışmaları, titiz kişiliğini ve işbirliklerine açık yanını ortaya koyuyor.
Daktilo Hatalarıyla Alay
Mektuplarda Tolkien, bir daktilocunun el yazmasını yanlış yazmasına sinirleniyor: “Metnimi saçma sapan hale getirdi. Alışılmadık bir konuyla karşılaşan daktilocuyu anlıyorum ama pek dikkat etmemiş.” The Guardian’a göre, “poetic” yerine “poche”, “high halls” yerine “highballs” ve “cries” yerine “arias” yazılmasıyla dalga geçiyor. Bu belgeler, Tolkien’in “The Road Goes Ever On” adlı son büyük el yazması arşivinden. Müzikal komedi ikilisi Flanders ve Swann’dan Donald Swann ile işbirliğini içeriyor. Arşivde 21 mektup, şarkılar ve 13 sayfalık nota var.
Swann ile İşbirliği ve Elfçe Talimatlar
“The Road Goes Ever On”, “Hobbit” ve “Yüzüklerin Efendisi”nden dizeleri Swann’ın müziğiyle birleştiriyor. Kitap satıcısı Christiaan Jonkers, “Bu, bir nesilden beri satışa sunulan en önemli Tolkien arşivi” dedi. 550 bin sterlinlik (25,8 milyon TL) fiyat, nadirliğini yansıtıyor. Tolkien ve Swann, 1965’te tanışıp 1973’teki ölümüne dek dost kaldı. Jonkers, “Şarkılar Elfçe yazılmıştı. Swann’ın telaffuz ve ölçü için Tolkien’in yardımına ihtiyacı vardı. Tolkien, performans talimatları ve dil bağlamı sundu” diye konuştu. Belgeler, Tolkien’in yalnız imajının aksine işbirliğine açık olduğunu gösteriyor.
Neşeli Bir Anı
Tolkien’in neşeli yanı da mektuplarda beliriyor. Flanders ve Swann’ın bir performansını izlerken, “Canterbury Başpiskoposu’nun muz kabuğuna basıp düştüğünü gördüğümdan beri bu kadar gülmemiştim” yazmış. Koleksiyon, Nisan’da New York Uluslararası Antika Kitap Fuarı’nda satışa çıkacak.
İlginç bir not: Tolkien, kendisinin bir “mucit” olduğunu düşünmezdi. Eserlerini daha çok bir “kanal” olarak görüyordu; bu arşiv, yaratım sürecine dair nadir bir pencere açıyor.