Terörden bir ısırık almak!

Mikdat Kadıoğlu

Mikdat Kadıoğlu

Son altı ay içinde Ankara’da ki üçüncü patlama ile birlikte yine yasa büründük, üzüldük, ülkemiz ve kişisel güvenliğimiz için de daha fazla kaygı duyar olduk. Şimdi başta hükümet olmak üzere yetkilileri eleştirmek, terörü lanetlemek, vb. şüphesiz çok normal bir davranış. Demokratik tepkilerimizi, demokratik bir şekilde gösterirken bir yandan da ülkenin aydınları olarak uzmanlıklarımız dahilinde çözüm önerileri de geliştirmek zorundayız.
Terörle mücadelenin (sadece güvenlik güçlerince değil) ülkenin bir bütün olarak yapması gereken bir şey olduğu konusunda hemen hemen herkes hem fikir. Fakat ben bir afet yönetimi uzmanı olarak “toplum tabanlı afet yönetimi” ya da “toplum tabanlı terörle mücadele” deyince twitter’da bazıları ya hiçbir şey anlamadığı için karşı çıktı, ya da çok yanlış çağrışımlar ve düşünceler ile bu fikre karşı hemen saldırıya geçti. Peki terörle mücadeleye vatandaş nasıl yardım edebilir? sorusuna ise kimsenin bilimsel, tecrübe edilmiş ve işe yarar hiç bir cevabı yok.
Bu konuda da “sana göre”, “bana göre” demeden Dünyanın ortak aklından yararlanmayı düşünmek zorundayız. Bu nedenle, ABD, İngiltere, vb. gelişmiş ülkelerde terör, vb. suçlar ile mücadele için yıllardır uygulamakta olan “Neighborhood Watch” ya da “CERT” gibi bir programdan bahsedince bazılarının neden çıldırıyor bilemem, umurumda da değiller. “Neighborhood Watch” hakkında daha fazla bilgi için siz mutlaka şu linke bakınız:https://en.wikipedia.org/wiki/Neighborhood_watch. (Dikkat bu ülkelerin, hem de çok ama çok gelişmiş olmak üzere güvenlik güçleri, istihbaratı, vb. her şeyleri var!)
“Neighborhood Watch” programı, mahallenin/yörenin insanı olarak mahalle sakinlerinden gönüllülerin bölgedeki insanların ve evlerin güvenliği amaçlı çevrelerinde olup biteni gözetlemesini ister. Aslında ve normalde herkesin yapması gereken çok normal bir şeydir bu. Fakat bazılarında örneğin, “Terörle mücadele için zaten devletin güvenlik güçleri, istihbaratı, vb. şeyleri var” diye hemen bu fikri karşı çıkma refleksi var. Sanki bu programı uygulayan ülkelerin güvenlik güçleri, istihbaratı, vb.si yok! Sanki orada kimse vergi vermiyor! Tepkiler bile ezbere...
Artık normalde herkesin yapması gereken bir şeyi ülkemizde daha eğitimli ve sistematik bir şekilde her yerde artan terör tehlikesine karşı yapmak zorundayız. Aslında ister depremde olsun, ister terörde olsun kişilerin güvenliği öncelikle kendileri tarafından korunabildiğini unutmamak lazım. Kendi evinimizin, apartmanımızın, sokağımızın, mahallemizin güvenliği öncelikle bizim ve sevdiklerimiz için çok önemlidir...
Bazıları da, konu komşunun yaşadığı çevreyi güvenlikleri amacıyla gözetlemesini hemen ve ezbere kaka kelime “muhbirlik” olarak damgalıyor. Wikipedia’ya göre “... Genellikle kanun koruyucular tarafından kullanılan bir terim olan "Muhbir" kelimesi, özellikle organize suç ya da terör örgütlerinin içinden, kişisel nedenlerle ya da maddi kazanç karşılığında bilgi sızdıran kişilere verilen isimdir. Muhbirliğin "Ajan" ya da "haber elemanı" kavramlarından farkı, genellikle bir sürekliliğinin olmamasıdır.” Bu tanımdan da görülebileceği üzere “kendi çevresini kendi güvenliği için gözetlemeye” asla “muhbirlik” filan denilemez, diyenler olursa da artık kimin umurunda!
Bazıları ise bu “Neighborhood Watch” gibi bir programın ülkemizde istismar edileceğini, örneğin milletin bir birini gammazlayabileceğini, bunun suyunu çıkartabileceğini söyleyerek hemen bu fikre (çok fazla beyninin nazik kıvrımlarını yoracak bir düşünme zahmetine girmeden) karşı çıkıyor. Yani “karga yer diye darı ekmeyelim” demek gibi bir boş karşı koyma bu. Normal vatandaştan siyasi kadrolara kadar yaygın olan bu tür naif karşı koymalar şüphesiz eğitimle aşılabilir. Örneğin ABD’de polis sokak sokak dolaşıp “Suçtan bir ısırık al” adlı kampanya kapsamında çocuklara kendilerini kötü niyetli kişilerden koruyabilmeleri için eğitim ve eğitici kitaplar verir. Yani eğitim her seviyede şart!
Bütün karşı durmalar, düşünmeden taşınmadan eski köye yeni adet getirmeye karşı koymadan başka bir şey değil. Yetkililerimiz bu tür mızmızlanmalara kulak asmadan toplum tabanlı terörle mücadeleyi gündemine acilen almalı. Örneğin, 1999 Marmara Depreminden sonra depremle mücadele için ülkemizde “Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG)” kuruldu zaten. Terörün de bir afet olduğu düşünüldüğünde MAG’lara ya da sokak bazında kurulacak olan “Yerel Afet Gönüllüleri”ne (YAG’lara) etraflarındaki şüpheli araç, kişi, paket, faaliyet, vb.ni tanıma ve gerektiğinde güvenli güçlerine bilgi verme, güvenlik güçleri olay yerine gelene kadar olay yerinde güvenliği sağlama, ilk yardım, vb. konusunda eğitimler ve destek verilebilir... Bu tür eğitim ve organizasyonlar halka “endişe etmeyin” filan demekten de binlerce kat daha iyi ve işe yarar şeylerdir...
Hala “Neighborhood Watch”ı beğenmediniz ama bu konuda tüm afetlerde işe yarar bir toplumsal katılım mekanizması kurarak afet ve terörler mücadeleyi halka indirmek mi istiyorsunuz? O zaman bir de “Community Emergency Response Teams”i inceleyiniz:https://www.fema.gov/community-emergency-response-teams

Diğer Yazıları