TCMB’nin karar anı: Sanayicileri mi, bankaları mı dinleyecek?
Eylül ayı, finansal piyasalar için kritik bir döneme işaret ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 11 Eylül’de faiz kararını açıklayacak, hemen ardından 16-17 Eylül’de ABD Merkez Bankası’nın (Fed) toplantısı küresel piyasaların radarında olacak. ABD’de 9 ay aradan sonra faiz indirimi ihtimali güçlenirken, Türkiye’de enflasyon verilerinin beklentileri aşması, TCMB’nin yol haritasını tartışmaya açtı....
Sabah Gazetesi köşe yazarı Dilek Güngör bugün yayımladığı yazısında TCMB'nin yol haritasını tartışmaya açtı. Peki, TCMB yabancı bankaların temkinli yaklaşımını mı yoksa sanayicinin yüksek faizden yükselen feryadını mı dikkate alacak?

ABD’de faiz indirimi beklentisi güçleniyor
Fed’in 17 Eylül’deki toplantısı öncesinde, ABD’den gelen veriler faiz indirimi ihtimalini destekliyor. Dün açıklanan özel sektör istihdam verileri beklentilerin altında kalırken, ticaret açığındaki artış ve PMI endekslerindeki yavaşlama, Fed’in faiz indirim döngüsüne girebileceği sinyallerini veriyor.
Piyasalar, Fed’in politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 4,00-4,25 aralığına çekmesini bekliyor. Ancak, ABD Başkanı Donald Trump’ın faiz indirimi baskısı ve bir Fed üyesinin görevden alınması, Fed’in bağımsızlığına yönelik tartışmaları alevlendirmiş durumda.
Türkiye’de enflasyon sürprizi ve faiz tartışmaları
Dilek Güngör’ün aktardığına göre, Türkiye’de ağustos ayı enflasyonu yüzde 2,04 ile piyasa beklentisi olan yüzde 1,79’u aşarak dikkat çekti. Yıllık enflasyon yüzde 32,95’e, çekirdek enflasyon ise yüzde 33’e geriledi. Bu veri, TCMB’nin 11 Eylül’deki faiz kararını daha da kritik hale getirdi. Yabancı bankalar, enflasyonun yüksek gelmesi üzerine faiz indirim beklentilerini 300 baz puandan 200 baz puana revize etti. Güngör, bazı bankaların “erken gevşeme” uyarısı yaptığını, bazılarının ise TL’de değer kaybı riskine işaret ederek TCMB’ye temkinli olunması yönünde telkinde bulunduğunu belirtiyor.
Ekonomist Ekin Çınar’ın değerlendirmesine yer veren Güngör, TCMB’nin pas geçme ihtimalinin düşük olduğunu, ancak 300 yerine 200 baz puanlık bir indirimin daha olası göründüğünü aktarıyor. Çınar, ekonomideki güçlü büyümenin (ikinci çeyrekte yüzde 4,8, sanayide yüzde 6,1) faiz indirim kararlarında enflasyondan ziyade siyasi ve büyüme faktörlerinin etkili olduğunu vurguluyor.

Sanayicinin yüksek faiz feryadı
Dilek Güngör, yazısında sanayicilerin yüksek faiz oranlarından duyduğu rahatsızlığa özellikle dikkat çekiyor. Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç’ın, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın katıldığı bir toplantıda sarf ettiği sözleri hatırlatıyor: “Parasını faize yatıran rahat uyurken, biz uykusuz geceler geçiriyoruz. Cari enflasyon yüzde 33,5, TCMB yıl sonu hedefi yüzde 24, ama ticari kredi faizi yüzde 55. Enflasyon hedefinin iki katı faizle ayakta kalamayız.” Güngör, bu sözlerin sanayicinin içinde bulunduğu zor durumu net bir şekilde özetlediğini ifade ediyor.
Güngör’ün yazısında belirttiği üzere, büyüme verileri kağıt üzerinde olumlu görünse de, KOBİ ağırlıklı geleneksel sektörler ciddi bir güç kaybı yaşıyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay’ın açıklamalarına atıfta bulunan Güngör, hazır giyim sektörünün para politikalarından zarar gördüğünü ve 100 bin kişilik istihdam kaybı riskiyle karşı karşıya olduğunu aktarıyor. Savunma sanayi gibi bazı sektörler büyümeyi sürüklerken, emek yoğun sektörlerin geride kaldığını vurguluyor.

TCMB’nin karar anı! Sanayici mi, bankalar mı?
Sabah yazarı Dilek Güngör, TCMB’nin 11 Eylül’deki kararının, yabancı bankaların temkinli yaklaşımı ile sanayicilerin yüksek faiz yükünden kurtulma talebi arasında bir sınav olacağına işaret ediyor. Ekonomistler, TCMB’nin kontrollü bir faiz indirimiyle denge arayışında olacağını öngörüyor. Ancak, Güngör’ün altını çizdiği gibi, büyüme rakamlarının alt bileşenlerinin doğru analiz edilmesi ve sektörler arası dengesizliklerin dikkate alınması, politika üretiminde kritik önem taşıyor.