İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, Mısır Çarşısı Meydanı, Yeni Cami ve Üsküdar-Kadıköy-Boğaz iskelelerinin çevresi yeniden düzenleniyor.
Tarihi Eminönü Meydanı değişiyor! İşte geçmişten bugüne Eminönü...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, Mısır Çarşısı Meydanı, Yeni Cami ve Üsküdar-Kadıköy-Boğaz iskelelerinin çevresi yeniden düzenleniyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında Eminönü Meydanı ve çevresi yeniden düzenleniyor.
Belediyeden yapılan açıklamaya göre, Eminönü'nde devam eden çalışmalar kapsamında Mısır Çarşısı Meydanı, Yeni Cami ve Üsküdar-Kadıköy-Boğaz iskelelerinin çevresi, modern bir biçimde engelli ulaşımına uygun hale getirilerek yeniden dizayn ediliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar çerçevesinde 30 bin metrekarelik alana granit döşeniyor.
Tarihi dokusu ve çevresiyle yerli ve yabancı birçok ziyaretçinin uğrak yerlerinden biri olan Eminönü'nde yürütülen çalışmaların haziran ayına kadar bitirilmesi planlanıyor. Peki her gün önünden gelip geçtiğimiz, balık ekmeğine doyum olmayan ve şehrin en önemli noktalarından biri olan tarihi semt olan Eminönü'nü ne kadar biliyoruz. İşte İmparatorluklar gören semt Eminönü...
Yüz yıllara meydan okuyan semt Eminönü Bütünüyle İstanbul kentinin tarihi çekirdeği olan sur içinde yer alır ve merkezi alanın en canlı bölgelerinden birini oluşturur. Osmanlı döneminde Deniz Gümrüğü ve Gümrük Eminliğinin burada bulunması sebebiyle Eminönü adını almış, Fatih ilçesiyle birlikte cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul'un merkezi ilçesi olmuştur. İlçe olduğu dönemde yüzölçümü bakımından Adalar'ın ardından İstanbul en küçük ilçesiydi.
Nüfusu 1955 yılına kadar artmaya devam eden Eminönü'nün önemli semtleri, zamanla konut alanı olmaktan çıkıp, ticaret bölgesine dönüşünce, nüfus da azalma sürecine girmiştir. 1990 yılında 83.444 olan nüfusu, son nüfus sayımında 55.548 olarak tespit edilmiştir. Yüzölçümü 5 km²'dir.Toplam 33 mahalleden oluşmaktadır.
İstanbul'un Haliç girişinde, kentin kurulduğundan bugüne var olan limanın, Sirkeci’yle birlikte önemli bir bölümünü Eminönü semti oluşturmaktadır. Kent yaşamının önemli bir odağı olduğu kadar, dünyanın en önemli limanlarından birinin merkezi olan bu semt, Unkapanı yolu üzerinde yer alan İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin Eminönü Kampüsü'nden başlayıp İstanbul Ticaret Odası’nın binası ile devam eden ve Sirkeci'ye kadar uzanan kıyı şeridi ve onun hemen arkasındaki çarşı bölgesini kapsamaktadır.
Bizans'ın kilit noktası Semtin Bizans döneminde “Neorin Kapısı” (Başçe Kapısı) ile “Porta Drungari” (Odun Kapısı) arasındaki kıyı ve liman bölgesi olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Byzantion’un ilk kurulduğu yerin bugünkü Topkapı Sarayı çevresi ile Sarayburnu ve Sirkeci bölgesi olduğu sanılmaktadır. Sarayburnu’nun batısından başlayarak Sirkeci-Eminönü sahilinin tümüyle liman olduğu, Sirkeci Garı’nın bulunduğu kesimin sonradan dolduğu bilinmektedir. Bizans devrinde bugünkü Sirkeci ve Cağaloğlu’nun kuzey kesimlerine “Eugeniu” denilmekteydi. Bölge günümüzde Topkapı Sarayı’nı çevreleyen surların bulunduğu yerde olması gereken Byzantion surlarının hemen dışında; Septimus Severus surunun içinde kalıyordu.
Bizans İmparatorluğu Dönemi'nde, Neorion Limanı zamanla dolmuş, 697’de imparator Leontios tarafından temizletilmiş, bu sırada çıkarılan cüruftan kaynaklandığı ileri sürülen bir veba salgını kenti kasıp kavurmuştu. 10. yüzyıldan sonra Cenevizliler ve Pisalılar başta olmak üzere Latin kolonileri, Eminönü-Sirkeci civarında imtiyazlı bölgeler elde edip buralara yerleşmişler ve limanda kendi ticaret iskelelerini kurmuşlardır.
Osmanlı Dönemi milattan sonra Bizans Dönemi'nde olduğu gibi, Osmanlı Dönemi'nde de kentin ithal ettiği malların boşaltılıp, saklandığı, binlerce denizci ve tüccar ile onlara hizmet verenlerin işlerini gördüğü yoğun bir iş merkezi olmaya devam eden Eminönü, aynı zamanda İstanbul'un büyük bir liman semti idi. Dolayısıyla bu bölgede çok sayıda yer alan dini anıtların yanında, hanlar ve çarşılar da yoğun bir alanı kaplamaktaydı.
Eminönü İskelesi ve çevresinden bir görünüm, sol tarafta Sirkeci, sağ tarafta Yeni Camii, onun arkasında Süleymaniye Camii Özellikle meydanı, pek çok yabancı seyyahın gravüarlerine konu olan Eminönü'nün deniz tarafından bakıldığında farkedilen eski hali, limanın sıkışık, insan ve etkinlik dolu atmosferi, deniz üzerinde sandallar, ilginç profilleriyle büyük kayıklar, Yeni Camii'nin silüeti, deniz kenarına sıkışmış ahşap dükkânlardan oluşan mimari karakteri oldukça değişikliğe uğramıştır.
Bu değişimde İstanbul'u birbirine bağlayan özellikle Galata Köprüsü'nün rolü büyüktür. Böylece eskiden kıyıda oluşan kent mekanı, Galata'ya doğru uzanan bir şekillenmeye yönelmiştir.
Cumhuriyet Dönemi Osmanlı döneminde Eminönü meydanının mimari karakterinin değişmesinde Sirkeci Garı'nın yapılması, Dördüncü Vakıf Han ve Postane gibi yapılar ile Sultan I. Abdülhamid döneminin ticarit yapılarının da tesiri vardır. Ancak Eminönü'nün 19. yüzyıldaki fiziki yapısı, asıl cumhuriyetin ilanından sonra, özellikle vali ve belediye reisi Lütfi Kırdar zamanında (1938-1949) değişmeye başlamıştır. 1928'de Fatih'ten ayrılarak ilçe olmuştur.