Şebnem Bursalı'dan Levent Üzümcü'ye: Sözde özgürlükçü figüran. Bu mudur sizin özgürlük anlayışınız?
AK Parti İzmir Milletvekili, Kültür ve Sanat Politikaları Başkan Yardımcısı Şebnem Bursalı, '27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde İzmir Büyükşehir Belediyesi Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Levent Üzümcü tarafından 40 yıllık sanatçıların işten çıkarılmasına sert tepki gösterdi.
İzmir Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Levent Üzümcü'nün, kendisine yönelik eleştiriler sonrası 'Dünya Tiyatrolar Günü'nde işten çıkardığı sanatçılara, AK Parti İzmir Milletvekili, Kültür ve Sanat Politikaları Başkan Yardımcısı Şebnem Bursalı sahip çıktı.
Bursalı, Üzümcü'ye "Sözde özgürlükçü figüran. Bu mudur sizin özgürlük anlayışınız? Bu mudur savunduğunuz sanat?" sözleriyle yüklendi.
Üzümcü'nün kendisine yönelik eleştiriler karşısında antidemokratik bir tutum sergilemesini eleştiren Bursalı, "Hani siz özgürlükçüydünüz? Hani siz farklı seslere, eleştiriye, çok renkliliğe inanan insanlardınız? Sizin "katılımcılık" dediğiniz şey, sadece kendi sözünüzün alkışlandığı bir ortamdan ibaret. Üzümcü, kendi kurduğu küçük iktidarında, muhalif olana hayat hakkı tanımıyor." dedi.

"SÖZDE ÖZGÜRLÜKÇÜ FİGÜRAN!"
Yeni Asır Gazetesine konuşan Bursalı, 40 yıllık tiyatro emekçisi Hatice Altan ve Özlem Karabay'ın, Levent Üzümcü'yü eleştirmeleri nedeniyle işinden olduğunu hatırlattı, zehir zemberek ifadeler kullandı.
Bursalı, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
Cumhuriyet Halk Partisi, sanatın ve sanatçının yanında olduğu iddiasını hep dile getirir. Ancak hiçbir söylem iddia olmanın ötesinde icraata dönüşmez. Yıllardır bunun sayısız örnekleri ile karşılaştık. AK Parti'yi hem yerel hem de merkezi iktidarda acımasızca eleştirirken, kendi ve kendinden olanların yaptıklarını hep görmezden gelir.
O örneklerin sonuncusunu İzmir'de İzmir Şehir Tiyatroları'nda yaşadık. Genel Sanat Yönetmeni görevini yürüten Levent Üzümcü isimli figüran, "demokrasi", "özgürlük", "sanatın bağımsızlığı" gibi kavramların sözde bayraktarlığını yapar. Televizyon ekranlarında, sosyal medyada ya da sahnede, her fırsatta AK Parti iktidarını anti-demokratik olmakla, sanatçılara baskı uygulamakla suçlayan, özgürlükten yana olduğunu iddia eden bu figüran, imza attığı son skandalla gerçek yüzünü de gözler önüne serdi.

"HANİ SİZ ÖZGÜRLÜKÇÜYDÜNÜZ!"
40 yıllık tiyatro emekçileri, sadece eleştiri hakkını kullandıkları için kapı önüne konuldu. Danışma Kurulu'nun yapısını sorgulayan, yapıcı bir şekilde katkı sunmaya çalışan sanatçılar, Levent Üzümcü'nün "tahammülsüz otoritesine" yenik düştü. Hani siz özgürlükçüydünüz? Hani siz farklı seslere, eleştiriye, çok renkliliğe inanan insanlardınız? Sizin "katılımcılık" dediğiniz şey, sadece kendi sözünüzün alkışlandığı bir ortamdan ibaret. Üzümcü, kendi kurduğu küçük iktidarında, muhalif olana hayat hakkı tanımıyor.

"TİYATROYU DEĞİL EGOSUNU YÖNETİYOR"
Aslında sorun sadece Üzümcü değil. Üzümcü'nün sahip olduğu zihniyetin yapı taşlarını ören, CHP'nin köhneleşmiş yönetim anlayışıdır. İzmir'i yıllardır "bizim mahalle" diyerek yönetmeye çalışan bu zihniyet, sanatı da kendi iç hesaplaşmalarının oyuncağı haline getirmiş durumda. Eleştireni tasfiye etmekle, sahneyi sansürle, sanatçıyı susturmakla meşgul. Bu mudur sizin özgürlük anlayışınız? Bu mudur savunduğunuz sanat?
Sanat dünyasında, hele ki sahne sanatlarında, eleştiriye kapalı bir yönetim anlayışı en hafif tabirle trajikomiktir. İzmir Şehir Tiyatroları'nı kişisel hesaplaşma sahasına çevirmek, tiyatroyu değil, egoyu yönetmeye çalışmaktır.
"EĞER BU SİZE YAPILSAYDI ORTALIĞI AYAĞA KALDIRIRDINIZ"
Görüyoruz ki, bazı özgürlükçüler sadece kendileri için özgürlük istiyor. Oysa gerçek demokrasilerde eleştiri susturulmaz, kucaklanır. Eğer bu olay başka bir siyasi figürün yönetiminde yaşansaydı, Üzümcü ve destekçileri ortalığı ayağa kaldırırdı.