Ruhları şeytan tarafından ele geçirildi!

Anneliese Michel Oldukça tartışmaya yol açan Anneliese Michel olayı 2005 yılında The Exorcism of Emily Rose filmiyle beyaz perdeye aktarılmıştır. Epilepsi ve zihinsel hastalık geçmişi olan 16 yaşındaki Anneliese, 1973 yılında intihara meyilli hareketler sergilemeye başladı; dini sembollere tepki gösteren genç kız kendi idrarını içiyor ve bazı sesler duyuyordu. İlaçlar fayda etmeyince genç kız şeytanlar tarafından ele geçirdiğine inanmaya başladı ve ailesine bir rahip getirmeleri için yalvardı.

Ailesi Anneliese'in isteğini reddedince iki yerel rahip genç kızı gizli gizli şeytan çıkarma ritüelleriyle tedavi etmeye çalıştı. Bir yıl içinde 70'e yakın şeytan çıkarma ayini yapılan, yemek yemeyi reddeden ve şehitlerle konuştuğunu iddia eden kız bir yıldan kısa süre içinde hayatını kaybetti.

"Roland Doe"/"Robbie Mannheim" Roland Doe/Robbie MannheimThe Exorcist filminin arkasındaki gerçek hikaye, 14 yaşındaki Roland Doe'nun şeytan tarafından ele geçirilmesi.

Aslına bakarsanız bu onun gerçek ismi değil, Katolik kilisesi tarafından ona verilen takma isim. 1940'lı yıllarda Doe teyzesinin ölümünden sonra onunla iletişime geçmek için ruh çağırma tahtası kullanmaya başladı. İddialara göre bu tahta şeytanlara kapıyı açtı.

Çocuğun ele geçirilmesi kimsenin anlamlandıramadığı su damlasına benzeyen garip seslerle başladı. Dini semboller Doe''yu tetikliyor, duvarlara tırmanıyor, tuhaf adımlarla yürüyordu.

Evin her yerinden kulak tırmalayan sesler duyuluyordu. Daha sonra çocuğun vücudunda çizikler oluşmaya başladı. Bu çiziklerden bazılarında yazılar yazıyordu. Doe, boğuk sesle farklı diller konuşuyor, havaya yükseliyor ve acı içinde vücudu bükülüyordu.

30'un üzerinde şeytan çıkarma ayininde Doe, rahibi defalarca kez yaraladı. Sonunda çocuğun acı çığlıkları ve havayı kaplayan kükürtlü kokuyla ayin başarılı oldu.

Clara Germana Cele 1906 yılında ruhu ele geçirildiği söylenen kadın Güney Afrikalı Cele, henüz 16 yaşındayken bu olay başına gelmiş. Şeytanla anlaşma yaptığı söylenen genç kız bundan bir süre sonra tuhaf davranışlar sergilemeye başlamış. Dini işaretlere karşı tepki vermeye, çevresindeki insanların geçmişleri hakkında kimsenin bilmediklerini söylemeye, daha önce bilmediği yabancı dilleri konuşmaya başlamış.

Sonunda iki rahip tarafından şeytan çıkarma ayni düzenlenmiş. Tanıkların anlattığına göre ayinler sırasında yattığı yataktan yaklaşık bir metre kadar yükselmiş. İki gün süren ayinin ardından ruhunun huzura kavuştuğu ve kötü ruhların kovulduğu söyleniyor.

Anna Ecklund Amerika'nın en meşhur şeytan çıkarma davası. Daha 14 yaşında oldu ele geçirilmesi. Babası ve halasının cadılıkla uğraşması ve bazı şeyleri kızın üzerinde denemeleri küçük kızda tuhaf etkilere sebep oldu. Şeytan çıkarma ayininin ardından iyileşti, ancak babası ve halası bir türlü akıllanmadı. Daha sonra kızın ruhu tekrar ele geçirildi. Üstelik söylenene göre Annaliese Michel'i ele geçirenlerle aynı ruhlar tarafından. 1928'de tekrar bir ayin yapılmasına karar verildi ancak, kızın durumu ilkinden beterdi. Yerden yükselebiliyor, duvarlarda gezinebiliyor ve daha önce duymadığı yabancı dilleri konuşabiliyordu. 23 gün süren şeytan çıkarma ayininden sonra rahipler kızın ruhunun kurtulduğunu belirtti ve kız iyileşti.

Arne Cheyenne Johnson ABD'de "Katil İblis Davası" adıyla bilinen bir cinayet davasının zanlısı. Ayrıca, cinayetleri içine giren şeytandan dolayı işlediği gerekçesiyle savunma gerçekleştirilen ilk kişi. 1981 Johnson ev sahibini öldürdü. Fakat, ailesi çocuklarının küçüklüğünden beri kötü ruhların etkisi altında olduğunu söyleyip cezada indirim istedi. Fakat, hakim bunun kabul edilebilir bir sebep olmadığını belirtip Johnson'u birinci derece cinayetten yargıladı.

David Berkowitz 1976 yılında New York şehri seri katil dehşetiyle sarsıldı. Katile "Sam'in Oğlu" deniyordu. Polis cinayet mahallerinde sürekli kendileriyle alay eden notlar buluyordu. Sonunda seri katil Berkowitz yakalandı. Fakat, cinayetleri itiraf ettikten sonra bunun kendisine şeytan tarafından yaptırıldığını söyledi. Ancak, söylediklerinde bir tuhaflık vardı. Kendisinin değil komşunun köpeğinin ruhu ele geçirilmişti ve emirleri köpek veriyordu. Fakat, bu onu 6 kez müebbet yemekten kurtaramadı.

George Lukins 1778 yılında yaşanan olayda terzi Lukins bilinmedik bir dilde ve başka bir sesle şarkılar söylemeye başladı. Komşuları ve arkadaşları da kiliseye başvurup adama yardım edilmesini istediler. Lukins ilk önce hastahaneye götürüldü ve orada 20 ay kaldı. Ancak, iyileşemedi. Rahipler tarafından vücudunda 7 adet şeytan bulunduğu söylendi ve 7 rahip tarafından şeytan çıkarma ayini gerçekleştirildi. Ayinden sonra Lukins sağlığına kavuştu ve artık kendisine "Kutsanmış Lukins" diye seslenilmeye başlandı.

Michael Taylor Taylor ve eşi İngiltere'de yaşıyorlardı. Gayet dindar bir çifttiler. Fakat, 1974 yılında karısı Taylor'un başka biriyle ilişkisi olduğunu iddia ettikten sonra Taylor'un davranışları aykırı derecede farklılık göstermeye başladı. Aylar süren bu çılgın davranışlar çevresindekileri korkuttu ve şeytan çıkarma ayini düzenlenmesini kabul etti.

24 saat süren ayinde rahipler Taylor'un vücüdundan 40 kötü ruh çıkarıldığını ancak, en kötüsünün hala içeride olduğunu ve çok güçlü olduğunu söylediler. Söylediklerine göre bedeninde hala bir katilin ruhu vardı. Nitekim, söyledikleri çıktı. Taylo o gece karısı ve köpeğini vahşice öldürdü.