PT-3 ve PT-5 testleri tamam! Savunma Sanayiinde Altın Çağ: KIZILELMA’dan ardı ardına başarı
Baykar’ın milli muharip insansız uçağı KIZILELMA, prototipleriyle art arda başarılar elde etti. PT-3’ün orta irtifa performans ve sistem tanımlama testi ile mühimmatlı denemesi ve PT-5’in AB-kalkışlı aerodinamik sistem testleri, Türkiye’nin “tam teşekküllü savaş sistemi” hedefine doğru önemli eşikler olduğunu gösterdi.
Baykar tarafından yürütülen KIZILELMA programında son haftalarda gelen test haberleri, Türkiye’nin savunma sanayiindeki ivmesini gözler önüne seriyor. Şirketin resmi duyurularına göre farklı prototiplerle gerçekleştirilen uçuş testleri planlandığı gibi başarıyla tamamlarken, özellikle aerodinamik sistem tanımlama, performans uçuşu ve mühimmat entegrasyonu sahalarında önemli adımlar atıldı.
Baykar’ın üçüncü prototipi PT-3, orta irtifada yapılan sistem tanımlama ve performans uçuşunu başarıyla tamamladı. Şirketten yapılan paylaşıma göre uçuşta 0,6 Mach hızına ulaşılırken tüm performans kriterleri yerine getirildi. Ayrıca PT-3 ile gerçekleştirilen “munition-linked” (mühimmat bağlı) denemede ASELSAN üretimi TOLUN mühimmatı ile entegrasyon doğrulandı; dış basında bu adım “tam teşekküllü bir savaş sistemine geçişte kritik eşik” olarak nitelendirildi.
Baykar’ın paylaşımlarına göre, programın diğer bir prototipi olan PT-5, AB (afterburner/AB-assisted) kalkışlı aerodinamik sistem tanımlama testini başarıyla tamamladı. AB-destekli kalkışta gerçekleştirilen sistem tanımlama faaliyetleri, KIZILELMA’nın yüksek ivmeli kalkış ve manevra karakteristiklerinin hassas biçimde modellenmesine imkan sağladı. Uçuşların Bayraktar AKINCI ile takip edilmesi de testlerin entegre bir şekilde yürütüldüğünü gösteriyor.
Dış basından övgü: “Tarihi eşik” ve çok rollü yetenek
İspanyol havacılık platformu Aviacion Online ve ulusal dış basın, KIZILELMA’nın TOLUN mühimmatıyla yaptığı ilk silahlı denemeyi “tarihi eşik” ve “tam teşekküllü savaş sistemine geçiş” olarak değerlendirdi. Habelerde, KIZILELMA’nın hem iç hem de dış silah istasyonlarıyla çeşitli mühimmatları taşıma kapasitesi, otonom manevra kabiliyeti ve ağ merkezli harekât yeteneği vurgulanıyor — bu da uçağı çok rollü bir platforma dönüştürüyor.