Narin davasında yeni hamle! Diyarbakır Barosu'nun katılma talebi reddedildi, karara itiraz geldi
Diyarbakır Barosu, Narin Güran cinayeti davasında kendilerine verilen “katılma hakkı yok” kararına sert tepki gösterdi. 19 gün sonra dere yatağında çuval içinde cansız bedeni bulunan 15 yaşındaki Narin’in ailesi ve komşusunun yargılandığı davada verilen karara itiraz edildi.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde, 21 Ağustos 2024’te kaybolan 15 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, arama çalışmalarının 19’uncu gününde dere yatağında bulundu. Çuvalın içine konulan ve üzerine 30, 25 ve 20 kilo ağırlığında üç taşla bastırılmış halde bulunan cenaze, çalılıklarla gizlenmişti.
Bu korkunç cinayet kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, olayla ilgili başlatılan soruşturma sonucunda amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar gözaltına alındı. Salim Güran’ın aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneklerine rastlanırken, Bahtiyar cesedi dereye taşıdığını itiraf etti.
Ağırlaştırılmış Müebbet ve 4 Yıl 6 Ay Hapis Cezası Verildi
28 Aralık 2024 tarihinde görülen ikinci duruşmada, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, anne, amca ve ağabeye “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Komşu Nevzat Bahtiyar ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapse mahkûm edildi.
İstinaf Mahkemesi Kararı Onadı, Baro’nun Katılma Talebini Reddetti
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, 20 Mayıs’ta sanıklara verilen tüm cezaları oy çokluğuyla onadı. Aynı kararda Diyarbakır Barosu Başkanlığı'nın davaya katılma talebini reddetti ve istinaf başvurusunu kabul etmedi.
Diyarbakır Barosu: “Karar hukuka aykırı ve hatalıdır”
Bu gelişme üzerine Diyarbakır Barosu, karara itiraz etti. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere 1. Ceza Dairesi’ne sunulan itiraz dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Verilen karar açıkça hatalıdır ve usule aykırıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 ve 238. maddelerine göre, yargılamanın her aşamasında katılma talebi yapılabilir. Baro, kamu tüzel kişiliği olarak özellikle çocuklara ve temel haklara yönelen ağır suçlarda davaya katılma hakkına sahiptir.”
Baro dilekçesinde, davaya ilk derece mahkemesi tarafından “katılan” olarak kabul edildiğini, ancak istinaf aşamasında bu kararın açık bir hukuki değerlendirme yapılmaksızın kaldırıldığını belirtti.
“Baro’nun Davaya Katılması Hukuken ve Vicdanen Zorunludur”
Dilekçede, Diyarbakır Barosu’nun katılma sıfatının kabul edilmesinin sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluk olduğu ifade edilerek şöyle denildi:
“Narin Güran henüz 15 yaşında bir çocuktu. Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır. Baromuz, bu hakka yönelik vahşi bir saldırının takipçisi olmak zorundadır. Failin aile bireyleri olması, olayın özgünlüğünü ve kamu yararını daha da artırmaktadır. Dolayısıyla, Baro’nun davaya katılması hukuken ve toplumsal vicdan açısından gereklidir.”
Hukuki Mücadele Devam Edecek
Diyarbakır Barosu, çocuk cinayetlerine karşı hukuki mücadelesini sürdüreceğini, kamu yararını ve insan haklarını gözeterek benzer davalarda da taraf olmayı sürdüreceğini bildirdi. Baro’nun itirazının kabul edilip edilmeyeceği ise önümüzdeki günlerde belli olacak.
