Merkez Bankası'ndan TL hamlesi! Yurt dışı kredilere yeni zorunlu karar
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Türk lirası cinsi yurt dışı krediler ve repo işlemlerine yönelik zorunlu karşılık oranlarını artırarak finansal istikrarı güçlendirme yönünde önemli bir adım attı. Yeni düzenleme, kısa vadeli dış borçlanmaya frene basacak.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), finansal istikrarı sağlamlaştırmak ve parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini artırmak amacıyla Türk lirası cinsi yurt dışı borçlanmalara yönelik zorunlu karşılık oranlarında önemli bir düzenlemeye gitti.
Kısa Vadeli Dış Borçlara Zorunlu Karşılık Artışı
TCMB’nin kamuoyuna yaptığı açıklamaya göre, 1 yıla kadar vadeli Türk lirası cinsi yurt dışı repo işlemleri ve kullanılan krediler için uygulanan yüzde 12 oranındaki zorunlu karşılık oranı, vade yapılarına göre yeniden belirlendi. Yeni uygulamayla birlikte:
-
1 aya kadar vadede zorunlu karşılık oranı yüzde 18’e,
-
3 aya kadar vadede yüzde 14’e yükseltildi.
Bu adım, kısa vadeli dış borçlanmanın cazibesini azaltmayı ve ekonomide uzun vadeli kaynak kullanımını teşvik etmeyi amaçlıyor.
Amaç: Parasal Aktarım Mekanizmasının Güçlenmesi
TCMB tarafından yapılan açıklamada, bu değişikliklerin makro finansal istikrarı destekleyici nitelikte olduğu ve parasal aktarım mekanizmasının etkin çalışmasına katkı sağlayacağı ifade edildi. Bu politika, hem enflasyonla mücadele sürecini hem de Türk lirasının değerini korumayı hedefleyen stratejinin bir parçası olarak görülüyor.
Türk Lirasına Güven Artıyor
Uzmanlar, Merkez Bankası’nın attığı bu tür adımların, Türk lirasına olan güveni artıracağını, spekülatif dış borçlanmanın önünü keseceğini ve mali sistemin istikrarına olumlu katkı sağlayacağını belirtiyor. Aynı zamanda, yerli ve yabancı yatırımcının daha öngörülebilir bir makro ekonomik çerçevede hareket etmesine olanak tanınmış olacak.
Yatırımcılar İçin Yol Haritası Netleşiyor
Söz konusu düzenleme, kısa vadeli kaynakların maliyetini artırarak daha sağlam ve uzun vadeli finansman yapısına geçişi teşvik ediyor. TCMB’nin bu yöndeki adımları, piyasalarda yapısal dönüşümün kararlı bir şekilde sürdüğünün de işareti olarak yorumlanıyor.