“1999 Depreminin Ardından Fayın Yeniden Büyük Deprem Üretmesi İçin Yüzyıl Gerekiyor”
Uzman ismin açıklamaları, sosyal medyada panik yaratan iddiaları büyük ölçüde boşa çıkardı.
“Bu fay hattının karakteristik depremi 7’nin üzerindedir. Bu büyüklükteki son deprem 1999’da yaşandı. Fayın tekrar aynı ölçekte bir deprem üretmesi için 100 yılı aşan bir süre geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla gördüğümüz kabarcıkları ‘büyük depremin habercisi’ olarak nitelemek bilimsel değildir.”
Utkucu, kabarcıkların tek başına anomali göstermesinin depreme işaret etmeyeceğini belirtti:
“Deprem biliminde tek bir belirtece bakılarak tahmin yapılmaz. Radon gazı, su seviyesi değişimleri, su çıkışları, gaz hareketleri… Bunların hepsinin aynı anda ve ölçülerek doğrulanması gerekir. Aksi takdirde yorum yapmak doğru olmaz.”
“Endişeye Mahal Yok: Doğal Bir Süreç Yaşanıyor”
Jeofizik uzmanı, olayın paniğe yol açmasının gereksiz olduğunu belirterek bölge halkına şu çağrıyı yaptı:
“Endişeye mahal yok. Bu, gölün bulunduğu fay zonunun doğal bir davranışı. Ancak fay hattına yakın yaşayan insanların, her zaman 3-5 büyüklüğündeki depremlere karşı hazırlıklı olması gerekir.”
Su Seviyesindeki Düşüş Fay Dengesini Etkilemiş Olabilir
Sapanca Gölü’ndeki su seviyesinin ciddi oranda düşmesi, uzmanlara göre kabarcıkların görülmesinde etkili olmuş olabilir.
Utkucu, düşen su seviyesinin fay üzerindeki dengeyi değiştirebileceğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Su kütleleri faylar üzerinde küçük depremleri tetikleyebilir. Göl seviyesindeki değişim gözenek sıvı basıncını etkileyip bu tür anomalilere yol açabilir. Bu durum daha önce Van Gölü çevresinde de gözlenmişti.”
“Tüm Bulguların Ölçülerek Bilimsel Olarak Netleştirilmesi Şart”
Uzmanlar, Sapanca Gölü’nde yaşanan kabarcık olayının inceleme gerektirdiğini ancak paniğe yol açacak somut bir bulgunun bulunmadığını belirtiyor.
Prof. Dr. Utkucu şu uyarıyı yaptı:
“Bu tür değişimlerin mutlaka ölçülmesi, bilimsel veriyle desteklenmesi gerekir. Normal vatandaş bile su seviyesindeki düşüşün farkında. Elbette araştırılacaktır; fakat elimizdeki verilere göre büyük deprem beklentisiyle ilişkilendirmek doğru değil.”