1. Bruges – Belçika
Gönül ister, yeni yıla; şehrin ışıkları, klasik müziği ve mimarisiyle sizi alıp da orta çağa götürecek olan Bruges’te girelim. Ama en başta belirttik, fiyatlar cep yakıyor. Yazın da fena değildir Bruges. Ama “O bohem havayı illa hissedeceğim” derseniz burayı kışın görmelisiniz. Adeta bir küçük Venedik.
Kış tatilinde gidilebilecek 10 rüya şehir!
Kışın kayaktan başka tatil olur mu demeyin. İşte karla, yağmurla daha bir romantikleşen, daha bir bohemleşen ve görülmesi gereken şehirler.
2. Hallstatt – Avusturya
Fotoğraflarına baktıkça içimizin yağlarının eridiği, huzur veren bir yerdeyiz: Hallstatt. Avusturya’nın Unesco tarafından korunan küçük bir köyü. 1000’e yakın nüfusu olan bu cennet yer çok sakin!
Burada doğa yürüyüşleri yapmaktan, manzaraya dalmaktan, göllerden çıkan balıkları yemekten, fotoğraf çekmekten başka yapacak bir şey yok. Zaten huzurlu bir tatil için bundan fazlasını istediğinizi düşünmüyoruz.
3. Prag – Çek Cumhuriyeti
Parizska Caddesi’nde sıcak bir kahve içmeli, Petrin Tepesi’nden çatıları karla dolmuş şehir izlenmeli, Charles Köprüsü’nde kaygan taşlarda düşmeden yürüyebilmeli ve yine bu eski şehre tepeden bakabilmek için Astronomik Saat Kulesi’ne çıkmalı.
Prag’ın yazı bile soğuk, kışını siz düşünün artık!
4. Tallinn – Estonya
Kendileri Estonya’nın başkentidir ve Bruges gibi tatlı mı tatlı, surlarla ve kulelerle çevrili olan bir Orta Çağ kentidir. Hallstatt gibi burası da Unesco tarafından Dünya Mirası listesine eklenmiş.
Burada öyle yorulacağınız bir tatil yaşamayacaksınız. Şehre yukarıdan bakmak için Toompea Tepesi’ne çıkabilir, Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşabilir, tarih kokan evlerinin önünde fotoğraf çektirebilir, miss gibi parklarında oturabilirsiniz.
5. Kopenhag – Danimarka
Kış deyince İskandinav ülkelerini atlamak olmaz. Bunların başında da Kopenhag geliyor tabii. Danimarka’nın başkenti olan Kopenhag’a, festivallerin şehri desek yanlış olmaz. Her ay mutlaka bir festival var. Bu yüzden gitmeden önce iyice bir araştırın. Belki Jazz Festivali’ne, Irish Festival’e ya da Kukla Festivali’ne rastlayabilirsiniz.
Nyhavn bölgesinde keyifli yürüyüşler yapabilir, kanalda tekne turuna çıkabilir, bu tur esnasında şehrin simgesi Deniz Kızı heykelini görebilirsiniz.
6. Amsterdam – Hollanda
Şimdiden, kış tatili için Amsterdam’a giden bir sürü arkadaş tanıyoruz. Kışın soğuğuna çok fazla katlanamayanlardansanız sizi sanata davet ediyoruz; Rembrandt’ın evini, Amsterdam Müzesi’ni, Anne Frank’ın evini, Van Gogh Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Soğukta bile kapalı alanlar size dar geliyorsa; Red Light District’te, Dam’da, Çin Mahallesi’nde yürümeli ve bisiklet kiralayıp sokaklarda kaybolmalı. Bir kanal turu da hiç fena olmaz!
7. Salzburg – Avusturya
Avusturya’nın 4. büyük şehrindeyiz şimdi. Diğer büyük bir özelliği ise Mozart’ın doğum yeri olması. Birçok bestesini burada yapmış. Bu iki özellike de sizi ilgilendirmeyebilir, yapacağınız tatile bakmak isteyebilirsiniz.
Burada saraydan bol bir şey yok; Mirabell Sarayı, Aigen Sarayı, Arenberg Sarayı… Bunun dışında, Salzburg Kalesi ve Mozart’ın evi “uğramadan dönmeyiniz başlıkları” arasında en başta. Barok mimarinin en güzel örneklerine burada rastlayabilirsiniz. Bu sebeple bol bol yürüyüş yapabilir, bu yürüyüşleri hızlandırmak isterseniz Salzach Nehri kenarında bisiklet sürebilirsiniz.
8. Edinburgh – İskoçya
İskoçya’nın başkentindeyiz bu kez. Şatosuyla, sarayıyla, hayalet turlarıyla, anıt ve heykelleri ile adeta turist mıknatısı haline gelen bu şehri beğeneceksiniz.
Hiçbir zaman fethedilmemiş Edinburgh Kalesi’ni ve Holyrood Palace’ı gezin, Museum of Scotland’ı sanat aşkına bir görün, Royal Botanic Garden’da fotoğraflar çekin.
9. Stockholm – İsveç
Kayak merkezlerini saymazsak herhalde bu listedeki en pahalı şehir budur.
Önce Stockholm’un nabzının attığı Gamla Stan’e gitmeli. Orta Çağ’dan kalma bu bölgede hava kirliliğine karşı önlem alınmış ve bölge motorlu araçlara kapatılmış. Bol bol yürüyüş.
Eğer alışveriş çılgınıysanız ve şık yerlerde yiyip içmeyi seviyorsanız Östermalm bölgesine gitmeli. Burası benzetmek gerekirse biraz daha Nişantaşı gibi. Yok ben Beyoğlu istiyorum diyorsanız Södermalm bölgesine gidin. Burada; sokaklarda keşfe çıkabilir, birbirinden ilginç tasarımlı dükkanlara rastlayabilirsiniz.
10. Zürih – İsviçre
Kasvetinize kasvet eklemek için, Zürih diyoruz. Depresif hali bile kışın pek bir çekici gelen bu şehre “Kusursuzluğun Başkenti” de diyorlar. Sokakları tertemiz. Peki bu trenleri dakik, sokakları temiz, her yeri güvenli, doğa harikası şehirde ne yapılır?
Şehrin gürültüsünden uzakta biraz daha huzur bulmak isterseniz, Belvoir Park size iyi gelecektir.
Zürih’e bir de tepeden bakayım derseniz Uetliberg’e tırmanabilirsiniz. Sanatseverler için de Kunsthaus Zürich’e gitmelisiniz. İçinde Monet’in iki tablosu ile Edvard Munch’un eserlerini de görebilirsiniz. Bir de modern sanat müzesi olarak bilinen Migros Museum’u listeye not etmeli.
Ne yiyilir ne içilir diye sorarsanız da pek bir şey yok. Avrupa’nın diğer ülkelerine göre akılda kalıcı lezzette yemekleri yok. Patates yemeği roşti, fondü ve sosis mideye sıkça indirilenler arasında.