Kartalkaya otel yangını: Göstermelik acil durum hazırlıklarımızın iflası

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: “Kartalkaya yangını bir kaza değil, ihmaller zincirinin ateşe döndüğü bir faciadır. Kağıt üzerindeki planlar değil, sahada hazır ekipler hayat kurtarır.”

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu
Meteoroloji Mühendisi ve Afet Yönetimi Uzmanı

1. Bir Facianın Karanlık Tablosu

İddianamesi hazırlanan 21 Ocak 2025’te Bolu Kartalkaya’da başlayan yangın, sadece bir kaza değildi; hazırlıksızlığımızın, göstermelik planların ve yetersiz ekiplerin acil durum ve afetlerde nelere mâl olabileceğinin en acı kanıtıydı:

  • 78 can kaybı: Alevler ilk ihbarın üzerinden 10 dakika bile geçmeden koridorları sardı.
  • Kapalı kaçış yolları: Yangın merdivenleri, asansör boşlukları ve acil çıkış kapıları ya kilitliydi ya da işlevsiz; kapalı otoparka açılan bir kapı yangını hızlandırdı.
  • Alarm sistemleri felç: Sesli–ışıklı alarmlar devreye girmedi, duman sensörleri hiç çalışmadı; personel, temel yangın tatbikatı eksikliği nedeniyle ne yapacağını bilemedi ve paniğe kapıldı.

 

2. Yasalar Kağıt Üzerinde Kaldı

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile 28681 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik hükümlerine rağmen Kartalkaya’da hiçbir yükümlülük yerine getirilemedi:

  • Risk Analizi Yokluğu (Md. 11/a-b):Otelin eğimi, yüksek çatı katı, LPG’li “grill plate” cihazı, ahşap dekorasyon veya zehirli gaz birikimi gibi spesifik tehlikeler planlarda yer almadı.
  • Eğitim ve Tatbikat İhmali (Md. 15):Yılda en az bir kez yapılması gereken gerçekçi tatbikatlar düzenlenmedi; ekipler yangın merdivenini bile nasıl kullanacaklarını bilmiyordu.
  • Ekip ve Ekipman Eksiklikleri (Md. 11/c):Arama-kurtarma, ilk yardım ve tahliye ekipleri tanımlanmadı; yangın tüpü, ilkyardım çantası, iletişim cihazları eksikti.
  • Plan Yenileme ve Görünürlük (Ek-2):Çok tehlikeli işyerlerinde iki yılda bir güncellenmesi gereken acil durum planı beş yıldır yenilenmedi ve duvarlarda asılı bile tutulmadı.
  • Denetim Boşluğu:Çalışma ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlükleri, AFAD ve yerel belediyeler yalnızca “plan var mı?” sorusuyla yetinip içerik, tatbikat kayıtları ve ekipman bakımlarını gerçek anlamda denetleyemiyor.

 

3. “Var Gibi” Plan, Gerçekte Yok

  • Belge Üretimi: Kopyala-yapıştır planlar otelin özgün mimarisine hiç uyarlanmadı.
  • Eğitimsiz Ekipler: Personel, temel yangın eğitimi almadığı için hangi ekipmanın nasıl kullanılacağını bilmiyordu.
  • Uyarı Sistemleri: Hem sesli-ışıklı alarmlar hem de duman dedektörleri devre dışı bırakılmış ya da bakımsızdı.

 

4. Ulusal İtfaiye Teşkilatının Hayati Önemi

Kartalkaya’da yerel itfaiyenin kara kış ve kaygan yollar yüzünden geç kalışı, tek tek olaylara bağlı küçük müdahale birimlerinin ne kadar yetersiz kaldığını gösterdi. Oysa “sahada her alarmda hazır” bir yapıyla can kayıpları azaltılabilirdi.

Kartalkaya yangını, görmek istenirse benzer bir şekilde tüm iş yerlerinde, kurum ve kuruluşlardaki “göstermelik hazırlıkların” ölümcül sonuçlarını gözler önüne serdi. Artık kağıt üstünde kalan planlarla, geçmiş tecrübelerden ders çıkarmayan bir zihniyetle aynı yollarda yürüyemeyiz. Gerçekçi risk analizleriyle hazırlanan senaryolar; her tesiste düzenli, denetimli ve sahici tatbikatlarla tamamlanmalı; planı hazırlayan değil—eşzamanlı denetim yapan, eğiten ve müdahale eden bir tek ve güçlü bir ulusal itfaiye teşkilatı hayatî görev üstlenmelidir.

5. Sonuç Olarak

Marmarada büyük bir deprem bekleyen bir ülkenin evlatları olarak teftiş fırcası gibi plan ve eğitimlerden artık vaz gecelim lütfen! Bir daha asla “kırılan zincirin zayıf halkaları”na yenilmeyelim: Kartalkaya’nın küle dönen koridorları, bize gerçek plan yapmak ve önlem almak ile birlikte güçlü bir Ulusal İtfaiye Teşkilatı’nın vazgeçilmezliğini hatırlatmalı. Bu acı anıyı, hayat kurtarma kararlılığımızın simgesi haline getirelim.

UNUTTURMA! Her depremde yapıldığı gibi asla yangının da tüm izleri silinmemeli: Yanık otel binasının son hali kesinlikle “yangın müzesi” olarak korunmalı. Hiçbir onarım yapılmamalı. Sadece güvenlik önlemleri alınmalı…

 

GÜNÜN VİDEOSU

Apaçi turizmi... Marmaris ve Bodrum'da turistleri taciz eden onlarca işletme kapatıldı

Bir zamanlar Türkiye'nin en prestijli tatil merkezleri olarak anılan Marmaris, Bodrum ve Kuşadası'nda işler artık hiç parlak değil. Eğlenceden uzak, nezaketsiz, gürültülü ve turistleri adeta taciz eden sözde “eğlence” anlayışı, bu bölgelerin marka değerini hızla çökertiyor. Sosyal medyada yayılan utanç verici taciz görüntüleri sonrası onlarca işletme mühürlendi.