Kıbrıs’ta 1960 yılında kurulan ortak cumhuriyet, Türk ve Rum halklarının eşitliğini esas alıyordu. Anayasa, Kıbrıs Türklerine siyasal temsil, güvenlik ve yönetime ortaklık hakkı tanımıştı. Ancak bu düzen, Rum tarafı için hiçbir zaman kalıcı bir hedef olmadı.
62 yıl önce Kanlı Noel: Kıbrıs Türkü’nü yok etmeyi hedefleyen planın kanla yazılmış gecesi!
62 yıl önce Kıbrıs’ta yaşanan ve tarihe Kanlı Noel olarak geçen saldırılar, yalnızca bir etnik çatışma değil; Kıbrıs Türk halkını Ada’dan silmeyi hedefleyen sistematik bir yok etme planının sahaya sürülmesiydi. 20 Aralık’ı 21 Aralık’a bağlayan gecede EOKA militanları Türk mahallelerine saldırdı, 364 Türk katledildi, 103 köy haritadan silindi.
Rum siyasi ve silahlı yapılanmaları, Kıbrıs Türk varlığını Enosis’in önündeki en büyük engel olarak görüyordu. Amaç, Ada’yı Yunanistan’a bağlamak; bunun için de Türkleri sindirmek, göçe zorlamak ya da tamamen ortadan kaldırmaktı.
AKRİTAS PLANI: ŞİDDETLE TASARLANMIŞ BİR YOK ETME STRATEJİSİ
1963 yılına gelindiğinde, Rum liderliği Akritas Planı adı verilen gizli bir planı devreye soktu. Bu plan, Türklerin anayasal haklarını fiilen ortadan kaldırmayı, direnen bölgeleri silah zoruyla bastırmayı ve Türk toplumunu kısa sürede etkisiz hale getirmeyi amaçlıyordu.
Planın ilk ve en kanlı uygulaması, 20 Aralık 1963 gecesi başladı.
KANLI NOEL: TÜRK MAHALLELERİ HEDEFTEYDİ
EOKA militanları ve Rum silahlı gruplar, Lefkoşa başta olmak üzere Türklerin yoğun yaşadığı mahallelere ve köylere eş zamanlı saldırılar düzenledi. Evler basıldı, siviller hedef alındı, kadın–çocuk–yaşlı ayrımı yapılmadı.
Bu saldırılarda:
364 Kıbrıslı Türk şehit edildi,
103 Türk köyü boşaltıldı,
Binlerce insan, yalnızca Türk olduğu için evini terk etmek zorunda kaldı.
Kanlı Noel, Kıbrıs Türkü için bir geceden ibaret değildi; toplumsal hafızaya kazınan bir travmaydı.
BANYO KÜVETİNDEKİ VAHŞET: UNUTULMAYAN FOTOĞRAF
Katliamın en sarsıcı sembollerinden biri, Türk Alayı’nda görevli Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunun, Rum militanlar tarafından banyo küvetinde katledilmesi oldu.
Bu görüntü, Kanlı Noel’in yalnızca askeri değil, insani bir suç olduğunu dünyaya gösteren belgedir.
ULUSLARARASI SESSİZLİK VE DEVAM EDEN BASKI
Türkiye, garantörlük anlaşmaları çerçevesinde İngiltere ve Yunanistan’ı müdahaleye çağırdı. Ancak bu çağrılar karşılıksız kaldı. Birleşmiş Milletler Barış Gücü Ada’ya konuşlandırılsa da, Türk halkına yönelik saldırılar ve kuşatma 1964 boyunca sürdü.
Türk bölgeleri izole edildi, silahlı savunma dışında hayatta kalma seçeneği bırakılmadı.
ERENKÖY VE CENGİZ TOPEL: DİRENİŞİN BEDELİ
1964 yazında Rum güçleri bu kez Erenköy’e yöneldi. Üniversite öğrencileri, öğretmenler ve gönüllü mücahitlerden oluşan yüzlerce Türk, ağır silahlara rağmen bölgeyi savundu.
Türk Hava Kuvvetleri’nin müdahalesi Rum ilerleyişini durdurdu. Ancak bu süreçte Yüzbaşı Cengiz Topel, uçağının düşürülmesinin ardından esir alındı ve işkenceyle şehit edildi. Topel, Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi olarak tarihe geçti.
1974: TÜRKİYE’NİN “ARTIK YETER” DEDİĞİ NOKTA
Yıllar süren katliamlar, zorunlu göçler ve baskılar, 1974’te doruğa ulaştı. Yunan cuntasının desteklediği Nikos Sampson darbesi, Türk varlığını tamamen yok etmeyi hedefliyordu.
Türkiye, bu noktada garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlattı.
BARIŞ HAREKATI VE TARİHSEL KIRILMA
20 Temmuz 1974’te Türk askeri, Kıbrıs’a çıkarma yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri ile Kıbrıslı Türk mücahitlerin ortak mücadelesi, Ada’daki Türk varlığını güvence altına aldı.
Harekatın ikinci aşaması, tarihe “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla geçti. Rum milisler geri çekilirken, Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da yeni katliamlar yaptı; ancak artık geri dönüş yoktu.
KKTC’NİN TEMELİ KANLI NOEL’DE ATILDI
Barış Harekatı sonrasında:
1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti,
1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.
Kıbrıs Türkü, binlerce şehit pahasına devletine kavuştu. Kanlı Noel, bu mücadelenin başlangıç noktası olarak tarihteki yerini koruyor.
Kaynak: TRT Haber