İyi Parti ve Zafer Partisi’nden Mansur Yavaş çıkarması
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine henüz yıllar varken muhalefet cephesinde adaylık tartışmaları şimdiden başladı. Ekrem İmamoğlu’nun gölgesinde bir isim gibi duran Mansur Yavaş, yeniden muhalefetin “sessiz gücü” olarak sahneye çıkartılmak isteniyor. Ümit Özdağ ve Müsavat Dervişoğlu’nun açıklamaları ise yeni bir dönemin işaret fişeği olabilir.
Türkiye bir yandan iç sorunlarını çözüp bir yandan da dışarıdaki konularla baş etmeye çalışırken, muhalefetin gündemi yine erken öten horoz misali adaylık konusu... 2019 yılında aday kim olacak diye tartışmaya başlayıp, günün sonunda hiç tartışmamış gibi kararlar aldıktan sonraki hayal kırıklıklarını 2028 yılında yaşamamak adına, yine güneş doğmadan batırmaya başladılar.

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu geçtiğimiz günlerde Sözcü TV’de önemli bir açıklama yaptı. Bu dönemde bütün muhalefet neredeyse İmamoğlu ile yatıp kalkarken Dervişoğlu’nun farklı tondaki açıklaması dikkat çekti. İyi Parti lideri, ‘’Hepimiz farklı görüşlerden olabiliriz ama bu sistemden kurtulmak için ortak bir cumhurbaşkanı adayında birleşmek zorundayız. Aksi halde iktidar bu sistemi kalıcı hale getirecek” sözüyle başka bir adaylık zemininin mesajını vermiş oldu.

Bu açıklamanın arka planında ne var? İyi Parti ve Zafer Partisi çevrelerinde esen rüzgarları biraz tarif ettikten sonra bazı kulis notlarını sizlerle paylaşacağım.
Kaseti biraz geri saralım, çok da geriye değil... Temmuz ayının ilk haftasında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, ‘’Mansur Yavaş anketlerde önde, kazanabilir’’ dedi. ‘’Herkes’’ İmamoğlu’nu dört duvar arasından çıkarmaya çalışırken, Özdağ’ın bu tonda bir ifade kullanması gözden kaçmadı.

Şimdi biraz ilerleyelim...
Son bir aydır ortaya dökülen Mansur Yavaş anketlerine bakalım. Muhalefet cephesine ‘’sayısal veriler’’ sunan bazı anket şirketleri Mansur Yavaş’ı önde gösteren araştırmalar yayınlamaya başladılar. Özgür Özel de kendisini çok sıkıştıran bazı gazetecilere İmamoğlu’na hukuki engel çıkarsa başka aday üzerinde çalışabileceklerini ifade etti. Derdinin İmamoğlu’nu satmak değil de diğer tarafın elini daha da açmasını sağlamak olduğu konuşuldu.

Daha geriye dönelim.
2023 yılında Meral Akşener ve Ümit Özdağ’ın, İmamoğlu veya Yavaş’ı aday göstermek uğruna ne kadar çaba sarf ettiğini, Akşener’in bu uğurda masadan kalkıp geri oturduğunu ve seçim çalışmasında Kılıçdaroğlu ile yan yana gelmekten imtina ettiğini, Özdağ’ın ise Sinan Oğan’ı desteklediği hafızalarda taze bir konu...

Şöyle bir toparlayalım ve elimizdeki esas kulisi ortaya koyalım...
Özdağ tutukluluğu bittikten sonra ilk birkaç ziyaretinin arasına Mansur Yavaş’ı koydu. Gider gitmez de tezini sundu. Daha sonra parti kurullarını topladı, Mansur Yavaş’ı aday gösterme üzerine bir eğilim ortaya çıkardı. Bunu İyi Parti ve CHP’ye taşıdı. İyi Parti’den ‘’Zaten biz de bu hatta düşünüyorduk’’ yanıtını alınca Özel’e gitti. Özel ziyarette, ‘’seçim ittifakına varız ancak adayımız belli’’ dediği için Zafer Partisi ve İyi Parti’nin baş başa kaldığı söyleniyor.

Mansur Yavaş neden sessiz? Sessizliği elbette belediye işlerinin yoğunluğundan kafasını kaldıramadığı için değil, hazırlığını alttan alta yürütüp, muhalefet kamuoyunun oklarını üzerine çekmemek için.

İmamoğlu dışında başka gündemlerimiz de var diyen CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Haydar Fırat’ı linç etmeye kalkan İmamoğlu medya ordusu ve trolleri, bakalım Özdağ ve Dervişoğlu alternatifi hazırladıkça onlara neler yapacak? Böyle bir iklimde, Meclis’teki terörü bitirme komisyonuna da girmeyen İyi Parti ile sürecin yokluğuna odaklanan Zafer Partisi, muhalif kamuoyu ile nasıl baş edecek? Peki Mansur Yavaş adaylığa karar verirse CHP’de kalabilecek mi? İzleyip göreceğiz.