Dünya genelinde belkide en çok konuşulan fenomenlerden biri UFO'lardır.
Türkçesi tanımlanamayan uçan nesne olan Unidentified Flying Object kısaltması olan UFO'ların varlığı son yüzyılın en önemli tartışma konularından biridir aynı zamanda.
Dünya genelinde belkide en çok konuşulan fenomenlerden biri UFO'lardır.
Türkçesi tanımlanamayan uçan nesne olan Unidentified Flying Object kısaltması olan UFO'ların varlığı son yüzyılın en önemli tartışma konularından biridir aynı zamanda.
Son zamanlarda ABD'nin resmi makamlarından gelen UFO açıklamaları da gösteriyor ki, tanımlanamayan bu cisimler yıllarca reddedildiği gibi 'hayal ürünü' olmaktan çok daha fazlası.
Bu bilgiyi verdikten sonra şimdi de güncel habere geçelim.
2021'in ikinci gecesinde Anadolu yakasının Sancaktepe-Samandıra bölgelerinde gökyüzüne bakanlar bir anda beliren, peş peşe ilerleyen ve hızla gözden kaybolan iki ışıklı cisim gördü.
İşte Kayışdağı yönünden gelip Şile istikametine doğru giden iki cismi gazeteci Hakan Burmabıyık görüntüledi.
Hakan Burmabıyık o anları şöyle anlatıyor:
"Gece yarısına az bir zaman kalmıştı. Oturduğum yerin havuz başında yürüyüşe çıkmıştım. Gökyüzünün birden bire aydınlandığını görünce, başımı kaldırdığımda gökyüzünde gördüğüme inanamadım. Yukarıda hızlı hızlı hareket eden aydınlığın, uçan daire olduğunu hemen anladım. Fotoğraf makinam yanımda yoktu. Cep telefonu ile arka arkaya uçan dairelerin fotoğraflarını çektim.
Kayışdağı ve Samandra istikametinden gelip Paşakent konutlarından, Şile istikametine doğru peş peşe gittiler.”
Burmabıyık, UFO'ların gördüğü kısa süre içerisinde akla zarar bir hızla ilerlediklerini belirterek, “Dünyada böyle bir hız, böyle bir sürat yok. Bunun altını kalın kalın çiziyorum.
Hayatımda gördüğüm ve bundan sonrasında da göreceğimi asla sanmadığım bu hızda ki hava araçları için ne söylenebilir bilemiyorum” dedi
“İSTANBUL’DA FOTOĞRAF MAKİNASIZ GEZİLMEZMİŞ!”
UFO'ların kaldıkları kısa süre içinde gökyüzünde resmen sürat şov yaptıklarını ifade eden Burmabıyık, “İlk kez saniyelerin dakikalardan uzun olduğuna şahit olduğum bir geceydi.
Çok kısa denebilecek süre içinde havada yapmadıkları gösteri kalmadı. Hayranlık mı duymalıydım yoksa korku mu? İki duygu arasında gidip geldiğim birkaç saniyeydi yaşadıklarım.
Sonuçta elimde ki cep telefonunu gökyüzüne doğrulttum ve bu anları kayıt altına aldım. Bir daha görmek ister miyim bilmiyorum.
Bildiğim bir şey var, artık gazeteciler haberin ayağına gitmiyor, haber ayaklarına geliyor. 2 ufonun gösterisinden bunu anladım.
Profesyonel kameram yanımda yoktu. Bir gazeteci olarak şunu anladım ki İstanbul’un ne gündüzünde ne gecesinde makinesiz gezilmemeliymiş” ifadelerini kullandı.