İsrail, Türkiye'ye saldırabilir mi? Milli hava savunma sistemlerimiz ne durumda?

İsrail’in İran saldırısı sonra Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli asıl hedefin Türkiye olduğunu belirterek hükümeti sert tedbirler almaya davet etti; "İsrail'in açtığı yaralar ciddi bir sancıdır. Nihai hedef Türkiye'dir. Özellikle ülkemizin etrafı ateşle çevrilmektedir. İsrail terörsüz Türkiye'yi baltalama peşindedir" Bu açıklama sonrası iki soru öne çıkıyor. İsrail, Türkiye’ye saldırabilir mi ve Türk savunma sistemleri İsrail’in olası bir saldırısına karşı hazır mı?

Son yıllarda bilhassa kendisini Türk Milliyetçisi olarak tanımlayan seküler bazı siyasiler ve gazeteciler; Türkler ve İsrail arasında geçmişten gelen herhangi bir husumetin olmadığını mütemadiyen iddia ediyorlar.

Özellikle Ümit Özdağ ısrarla asıl tehlikenin Arap mülteci işgali olduğunu vurgulayarak toplum içinde İsrail’i daha sempatik göstermeye çalışıyor.

Oysa bi iddia külliyen yalan.

Hatta bu iddiayı dile getiren aklın Musevi Hazarların, Müslüman Abbasi ordusunu iftiharla nasıl durdurduğunu anlattığına defalarca şahit olduk. Doğru olan Musevi Hazarların Türkler ile bağlantısıydı ama anlatılmayan ise Abbasi ordusunun kimlerden oluştuğuydu. Hazarların durdurduğu Abbasi ordusunun komutanları dâhil ordunun tamamına yakını Müslüman Türklerden oluşmaktaydı. Yani esasen Musevi Hazarların durdurduğu ve İslam’ın yayılmasını geciktirdiği hadisede şehit edilenlerin büyük bir bölümü Türk askeriydi.

Lakin bu hadise aktarılırken sanki Türkler, Arap yayılmacılığını engellemiş gibi propaganda yapılmaktadır. Oysa esasen Türk-Yahudi çatışmasının ilk örneklerinden birisi olarak değerlendirebilmemiz mümkün.

Çanakkale’de Siyonistlerin eline Türk kanı bulaştı

Siyonist Yahudiler uzun süre Sultan Abdülhamit ile Kudüs üzerinden köşe kapmaca oynadıktan sonra Cihan Harbi sırasında iki önemli görev üstlenerek binlerce Mehmetçiğin şehit olmasına neden oldular. Bunlardan ilki Çanakkale Harbi sırasında İngilizlere hizmet için kurulan Siyon Katır Birliği idi.

İsrail, Türkiye'ye saldırabilir mi? Milli hava savunma sistemlerimiz ne durumda?

Siyon Birliklerinin kurucusu Vladimir Jabotinsky bu birliklerinin İsrail için önemini şu sözlerle aktaracaktı:

“Ben Gelibolu’ya gitmedim. O nedenle size, gönüllü birliğin hikayesini anlatamam. Ama şunu açıkça belirtebilirim: Trumpeldor o zaman görüşlerinde haklıydı… Savaşmak amacıyla Gelibolu’ya gidiş, Siyonizm’e yepyeni ufuklar açmıştır. Eğer biz, 2 Kasım 1917’de Balfour Bildirisi ile Filistin’de yurt edinme konusunda söz aldıksa, buna ulaşan yol Gelibolu’dan geçmiştir.”

İsraillilerin, Türk askerine karşı ikinci büyük darbesi Aaron Aaronsohn’un kurucusu olduğu Nili Casusluk örgütüydü. Bu örgüt aynı zamanda MOSSAD’ın atası olarak kabul edilir ki 1917 Gazze Savaşları sırasında İngilizlere Türk askeri hakkında son derece stratejik bilgiler sızdırmıştı.

Cemal Paşa bu istihbaratı sızdıranları tek tek deşifre etmiş ve sonrasında da Aaron Aaronsohn’ın kızı Sara Aaronsohn da dâhil olmak üzere hepsini öldürmeyi başarmıştı. (Sara intihar etmişti; ama ele geçirilmemek için yapmıştı bunu) İngilizler bu istihbaratlarla başlattığı Birinci Gazze Savaşında ise hezimet yaşayarak geri çekilecekti. Yine de binlerce Türk askerinin şehit olmasına engel olunamayacaktı.

Velhasıl “Türklerle – Yahudiler hiçbir zaman çatışmadı” söylemi hiç de masum değil.
Aksine çatıştı ve bilhassa Siyon Katır Birliği ve Nili Teşkilatında bulunanlar Türk askeri şehit etmeleri sebebiyle İsrail toplumunda çok daha fazla itibar gördü.

Dolayısıyla İsraillilerin, Türklere karşı tarihsel bir ödevi yahut sorumluluğu üstlenerek hasmane bir tavır içine girmeyeceğini düşünmek ancak safdililik olacaktır yahut da başka bir gündemi olan siyasi bir bagaj söz konusudur..

Ümit Özdağ ve bilhassa sosyal medyadaki taraftarlarının bu yöndeki söylemleri yine bu çerçeveden analiz edilmeye muhtaçtır.

İsrail, Türkiye'ye saldırabilir mi? Milli hava savunma sistemlerimiz ne durumda? - Resim : 2

İsrail fırsatını bulursa ilk fırsatta Türkiye’ye saldırır

Ortadoğu’yu en iyi bilen isimlerden birisi olan gazeteci Turan Kışlakçı’nın geçen sene ortaya attığı bir iddia Türk kamuoyunda yeteri kadar dikkate alınmadı.

Kışlakçı, Körfez medyasına dayandırdığı iddiaya göre; 7 Ekim Saldırısı sonrası Netanyahu ABD’ye gitti; ama Washington’a değil de New York’a giderek “Yahudi Lobisi” denilen büyük sermaye sahiplerine İran’dan önce Türk savunma sistemlerini ve alt yapısını vurmak üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

İddiaya göre yahudi Lobisi henüz erken olduğunu söyleyerek Netenyahu’ya hayır demişti.

Şimdi asıl soru şu:

Türk hava savunma sistemleri İsrail’in olası saldırıların karşı koyabilir mi?

Türk hava savunma sistemlerinin gücü ve milli teknolojinin önemi

Türkiye coğrafi konumu açısından sayısız hava tehdidi altında bulunan bir ülke.
Rusya, Suudi Arabistan, Ermenistan, Yunanistan ve İsrail gibi ülkeler sahip oldukları güdümlü ve balistik füzelerle Türkiye için her zaman olası bir tehdit.

Ancak Türkiye uzun yıllar NATO’ya güvenerek savunma sistemlerini ihmal etmiştir. Bu durum 2009 yılından itibaren Türkiye için büyük bir zafiyet ve tehdit olduğu anlaşılarak bazı önemli projelerle tersine döndürülmeye çalışılmıştır. Bu anlamda HİSAR-A ile HİSAR-O alçak irtifa sistemleri yerli bir teknoloji ile geliştirilmiştir.

Bu anlamda en önemli proje olarak görülen T-LORAMIDS projesi ise bilhassa yabancı partnerlerin siyasi bagaj ve angajmanları sebebiyle beklenen hızda ilerleme gösteremese de önemli mesafeler kat etmiştir.

İsrail, Türkiye'ye saldırabilir mi? Milli hava savunma sistemlerimiz ne durumda? - Resim : 3

ABD’den yıllardır satın alınmaya çalışılan Patroit savunma sistemlerinde ise Türkiye mütemadiyen oyalanmaktadır. Buna cevaben Rus yapımı S-400 füzelerinin alınması sonrası yaşananlar hala hatırlarda durmaktadır.

Aselsan’ın geliştirdiği Atılgan Kaideye Monteli Stinger Füze Sistemi ise kayda değer bir başarı olarak görülmektedir.

KORKUT, HİSAR-A+, HİSAR-O+ ve SİPER gibi sistemleri şu an aktif görev alsalar da Türkiye’nin mevcut bir kubbe sistemi bulunmamaktadır; ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk savunma sisteminin çehresini değiştirecek “Çelik Kubbe” projesinin ise en kısa sürede hayata geçirileceğini geçtiğimiz yıllarda duyurdu.

Türkiye’nin şu anda hava savunma sistemlerindeki en büyük avantajı drone sisteminde ileri bir teknolojiye sahip olmasıdır. Son operasyonlarda görüldüğü üzere İran’ın hava savunma sistemlerini etkisiz hale getiren en önemli unsur İnsansız Hava Araçları oldu; yoksa İran’ın elinde Rus yapımı son derece etkili kubbe sistemleri bulunmaktaydı. Lakin geçtiğimiz haftalarda Rusya’nın maruz kaldığı operasyonun benzerinde olduğu gibi İran da drone teknolojisinin yetersiz olması neticesinde ağır kayıplar verdi. İHA ve SİHA’lar bu anlamda Türkiye’nin elini kuvvetlendiren en caydırıcı güçler.

İsrail, Türkiye'ye saldırabilir mi? Milli hava savunma sistemlerimiz ne durumda? - Resim : 4

Hava Savunma sistemlerinde ise Türkiye teknoloji transferindeki farkı kısa sürede kapatabilecek kapasiteye sahip; ancak bu anlamda en önemli strateji istihbarat savaşlarında kilitlenmektedir. Bu yüzden Sn. Devlet Bahçeli’nin “Nihai hedef Türkiye’dir.” Sözlerinden sonra İsrail’in Terörsüz Türkiye’den rahatsız olduğunu belirttiği sözleri son derece anlamlıdır. Füze diplomasisinde istihbarat ağını İsrail aleyhine kopartacak en önemli hamle terörsüz Türkiye olacaktır ki Türkiye’nin girdiği Barış iklimini belki de en yakından takip eden başkent bu anlamda Tel Aviv’in olduğu açıkça ortadadır.

Son derece zor bir satranç masasındayız. İsrail, hamlesini yaptı ve şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cevabına göre yeni hamlelerini dizayn edecek.
Şu anda İsrail’in Ortadoğu’da mutlak güç ve karar verici konuma geçişinin önündeki belki de -son umut- Türkiye’nin vereceği cevaba göre şekillenecek.

Mehmed Mazlum Çelik

Yorumlar
Yorum yapmak için tıklayınız
GÜNÜN VİDEOSU

Şüpheli şekilde düşerek hayatını kaybeden hamile kadının ailesinde cinayet iddiası

2 aylık hamile Emel Akbaş Bayhan (38), evinin 3’ünci kat penceresinden düşerek yaşamını yitirdi. Olay güvenlik kamerasına yansırken, gözaltına alınan vergi müfettişi eşi M.Ş.B., ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Emel A.’nın ailesi ise olayın cinayet olduğunu ve sorumlunun kocası olduğunu iddia etti.