İsrail medyasında panik: Türkiye’nin diplomatik gücü Tel Aviv’i rahatsız etti! "Ankara masadan kalkmazsa İsrail yenilir!”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır’da Gazze için attığı imzanın yankıları sürerken, İsrail medyasından dikkat çeken bir analiz geldi.

TRUMP'IN GAZZE PLANI SONRASI DENGELER DEĞİŞİYOR

Israel Hayom yazarı Siyonist analist Shay Gal, Trump’ın ateşkes çerçevesini “savaşın sonu değil, yeni bir siyasi savaş alanı” olarak nitelendirdi.

Gal, kaleme aldığı yazısında, sahadaki askeri operasyonların yerini artık bilişsel ve diplomatik bir mücadeleye bırakacağını belirtti:

“Asıl savaş şimdi başlıyor. Tel Aviv sahadaki gerçekleri belirlerken, Ankara ve Doha bu gerçekleri Hamas’ın diline çeviriyor.”

“ANKARA VE DOHA MASADA KALIRSA İSRAİL KAYBEDER”

Gal, Türkiye ve Katar’ın ateşkes masasında kalmasının İsrail açısından “büyük risk” taşıdığını vurguladı. Analizinde şu ifadelere yer verdi:

“Eğer Ankara ve Doha sürecin dışında tutulmazsa, bu süreç bir ara verme değil, İsrail için tam bir yenilgiye dönüşür. Ancak onların masadan kalkması durumunda, net bir zafer, aracısız egemenlik ve kalıcı caydırıcılık sağlanabilir.”

Gal, Ankara ve Doha’nın yalnızca diplomatik değil, stratejik bir tehdit oluşturduğunu iddia etti.

“TÜRKİYE HAMAS’A PASAPORT VERDİ, ANKARA BİR SIĞINAK HALİNE GELDİ”

Yazısında Türkiye’yi hedef alan Gal, Ankara’nın Hamas üyelerine pasaport sağladığını ve Türkiye’yi “hareket için güvenli liman” haline getirdiğini öne sürdü. Katar için ise “Hamas’ın siyasi bürosuna yıllarca ev sahipliği yaptı, insani arabuluculuk kisvesi altında mali bir merkez haline geldi” ifadelerini kullandı.

Gal, bu iki başkentin Gazze’nin geleceğini şekillendirecek süreçte İsrail’in önündeki “en büyük engel” olduğunu savundu.

“TÜRKİYE’NİN BARIŞ GÖTÜRDÜĞÜ HER YERDEN RAHATSIZLAR”

Gal, Türkiye’nin uluslararası krizlerdeki arabuluculuk rolünü de hedef aldı. Ankara’nın barış söylemini “samimi bulmadığını” belirten analist, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye, barış ve insani sorumluluk kavramlarını bölgesel etkinliğini artırmak için bir araç olarak kullanıyor.”

Yazar, Türkiye’nin Kıbrıs’tan Suriye’ye kadar uzanan süreçte “barış adı altında nüfuz alanını genişlettiğini” iddia etti.

KIBRIS HAREKATINI HEDEF ALDI

Gal, Türkiye’nin 1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı’nı “işgal” olarak niteleyip Ankara’yı “bölgesel güç inşasıyla” suçladı.

Aynı mantığın bugün de sürdüğünü savunan Gal, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarını “güvenlik bahanesiyle sınırları yeniden çizme girişimi” olarak tanımladı.

Türkiye’nin Hamas’la yürüttüğü diplomatik temasları da hedef alan Gal, “Bu, tarafsız arabuluculuk değil, açık bir hizalanmadır. Türkiye terörü ortadan kaldırmayı değil, kontrolü pekiştirmeyi hedefliyor.” ifadelerini kullandı.

“İSRAİL RAHATSIZ, TÜRKİYE ETKİN”

Gal’in bu ifadeleri, İsrail medyasında son dönemde artan bir paniği de yansıtıyor. Türkiye’nin Gazze, Suriye ve Katar ekseninde yürüttüğü aktif diplomasi, Tel Aviv yönetimi içinde açık bir rahatsızlık oluşturmuş durumda.

Diplomatik kaynaklara göre, İsrail’deki bazı çevreler Ankara’nın yeniden bölgesel denklemin merkezine oturmasından endişe duyuyor.